• ulkenin yarisindan fazlasinin bir cemaat, asiret veya tarikat ile baglantili oldugunu dusunen biri olarak sebebini merak ettigimdir.

    mesela bu kitleler orgutlu ve yatay bir sosyal yapiya degil de neden tepeden gelen emirlere bagli cemaat yapilarina katilirlar?

    ben bunun, kronik yoksullukla ilgili oldugunu dusunuyorum. yardim kulturu sayesinde hayatta kalmak, hakkini aramaktan daha kolay geliyor olabilir.

    edit: sevgili romalilar, orgutlenmenin yanlis bir sey oldugunu savunmadim. insan sosyal bir varliktir ve orgutlu olmalidir. dunyanin her yerinde de cesitli bicimlerde orgutlenmekte.

    benim sorum, ulkemizde neden bu orgutlenmenin yatay ve daha demokratik degil de dikey ve daha biatci bir bicim olan cemaat ve asiret tipi yapilanmalar seklinde yayginlasmis oldugu ile ilgili.

    cogu arkadasimiz; cehalet, mallik vs, gibi son derece soyut nedenler siralamis. ama mesela bir iki arkadas iktisat tarihi yoluyla kanitlanmasi mumkun olabilecek somut seyler yazmis. ne guzel.

    hakaret etmeden fikir beyan etmek bu kadar zor olmamali.
  • statü, güç, yardım, menfaat gibi kelimelerle özdeşleşebilir.
    "ben a aşiretindenim" diyip gövde gösterisi mi dersin;
    "biz allah, din, kitap yolundayız!" diyip her boku yapabileceğini diyen mi dersin;
    bu cemaat, kulüp gibi organizasyonları amacının dışında kullanmak için çabalayan çok insan var çıkarları için. bakıyor ki" çalışıp, didinip yapamayacağım. o kadar aklım da yok. kısa yoldan bende yolumu bulsam bana yeter. " diyip giriyor, katılıyor ve nemalanmaya çalışıyor. bunların biraz daha sivri zekalısı da zaten cemaat veya kulüp vs. kuruyor.

    gerçekten hakkıyla işini yapan organizasyonlara lafım yok.
  • (bkz: cehalet)
  • bence tembellik ve cehalet. okumayıp kafa yormayıp senin yerine yapan birinin sözlerine inanmak, araştırıp okumaktan daha kolay geliyor çünkü.
  • pek çok nedeni olan durumdur.

    en basiti, cemaatler ve tarikatler, çocuğunun dini eğitimden geçmesini isteyen dindar-muhafazakar ailelerin genellikle bir tercihidir. çocukların cemaatlerin yurtlarında cüzi bir miktar karşılığında yeme-içme-konaklamaları karşılanır. bu çevrelerde yetişen gençler çoğu zaman hayatları boyunca cemaat-tarikat kültürüne bağlı kalır.

    tepeden gelen emirlere bağlı kalma, islam'ın yüzyıllardan beri süren geleneğidir. en basitinden, allah'ın isimlerinden olan (bkz: rab) kelimesi kölelerin efendisi için kullanılır. yani bir efendi tanrı söz konusudur. bu biat-itaat kültürünün sosyal hayata yansımasıyla, dini bilgisi yüksek, iyi hitabete sahip, bilge görünümlü kişiler müslüman toplumlarda her zaman mürit toplamıştır.

    ayrıca cemaatler bir aile olma ve aidat hissi yaratır (tıpkı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, taraftar grupları gibi). bunun da cemaat-tarikatlere katılımdaki etkisi çoktur.

    objektif bir şekilde cevaplamaya çalıştım, (bkz: benden bu kadar).

    ek: dw türkçe konuyla ilgili güzel bir yazı yayınlamış
  • inanma, bağlanma, manevi tatmin, güç ve birliktelik isteği, belli fikirler edinme o fikirler etrafında toplanan insanlarla bir grup oluşturma. grubun hiyerarşisine uyma gerçekleştirdiği eylemlerde daha doğrusu yaşadığı hayat tarzında bir amaca hizmet ettiğini düşünme gibi içsel nedenler olabileceği gibi ayrıca inanç noktasında bilgi eksikliğini giderecek yol bulamaması veya kısa yoldan örneğin sohbet vaaz gibi öğrenme isteği taşıması. bir şeyleri öğrenmek yerine, hazır olanı uygulamanın yada tabi olmanın getirdiği kolaylık vb. nedenler.
  • beyinsizliğin üstüne korku serpiştirmek.
  • korkudur.

    yanarsın, allah çarpar, şöyle yaparsan şöyle olur, kızgın mızraklar batırılır, ağzına irin nehirleri bağlanır, kızgın demirin üstünde namaz kıldırırlar, kabirde şöyle hoplatırlar, böyle azap yaparlar diye korkutularak büyütülürsen, ilk “gel benimle birlikte takıl, seni şöyle korurum, bak böyle kerametim var,” diyene kul köle olursun.
  • cahillik ve dinden korkmak. adam hem cahil olup herşeye inanıyorsa hem de dininden korkuyorsa her türlü sömürürsün.
  • mekanizma eksikliği.
    devlet kavramı türk toplumunda asla oturmuş bir şey değil.
    meryem üzerli bir alman kızı olarak babasız olarak evladını doğurdu zira para kazanamasa da, ailesi kendisine küsse de, alman devletinin o bebeğe sahip çıkacağını biliyordu. burada kocasız bir hamile olmanın sonuçlarını hayal edebiliyor musunuz?

    arkanızda anne-babanız, iş başvurusunda size iltimas geçecek büyüğünüz, emniyette belediyede tanıdığınız yoksa bu ülkede işinizin olması olası mı?

    hangi polis, yukardan emir gelmedikçe sizin mağduriyetinize sebep olanın peşine canhıraş düşer.
    hangi belediye bir imar-iskan sorunu yaşadığınızda sizi yan masadaki kemal beye yönlendirmek yerine işinizi çözer
    özelde parasını vermiyorsan, hangi devlet doktoru sizi 3dk'dan fazla muayene eder

    görevlerini yapamayan bir toplum olarak, fazladan desteğe, bunun için de network'e ihtiyacımız var. cemiyetler bunu sağlıyor.

    ankarada dayın yoktur
    mamudo gurban niye doğdun
    -marcus aurelius, roma imp.
hesabın var mı? giriş yap