• "allah'ım nasip et be!" diye icten ice dua ettiğim olaydir...eger hayallerim gerceklesirse(ki tabi oturdugun yerde sadece dua ile olmaz o is,caba da sarfetmek lazim)..hangi insan ülkesinden cok uzaklara gitmek ister ki?buna biz degil;bizi mecbur bırakanlar utansın..
  • öyle bir ülke ki kendini terk ettirmiyor kara delik amk ülkesi ne fırsat çıkarıyor karşınıza ne rahat bırakıyor yaşayalım diye.
  • bu başlıktaki tartışmalar bile benim hoşuma gidiyor. eren almanya'dan örnek vermiş, abd 'ye gel amcık şeklinde tepki görmüş falan. cümle aralarında isveç, norveç lafı geçiyor mesela onlar hoşuma gitti.
    keşke biz de gidebilsek de kavga etsek böyle. bir yazara, ''belçika'da yaşam nasıl zor haberin var mı götveren'' şeklinde bağırsam keşke.
  • coğrafya kader midir sorusu üzerine günümüzde yaşanan olumsuz gelişmelerle birlikte insanların terk etme eğilimi olarak görüyorum bu durumu. birden fazla bileşenin hayatımızı etkilediğini ve sadece insanca yaşamak istediğimizi düşününce gitmek çok mantıklı bir eylem gibi dursa da köklerden kopmak ve sürekli bir öteki olarak konumlanmak işin diğer boyutunu göz önüne seriyor. genellikle batı ülkelerine gerçekleştirilen bu eylem özgürlük, eşitlik söylemlerinin yükseldiği hümanist değerlerin olumlandığı ülkelere yerleşme ve refah içinde yaşama isteği olarak beliriyor. gerçi zaman zaman peru, şili gibi latin amerika ülkelerine giden ve mutlu olan kişileri de görüyoruz. küreselleşmenin iyice vahşileşmesi ve sermayenin bitmeyen tekelleşme eğilimi biz nereye kaçarsak kaçalım daha öteye sürükleyecek bizi. aslolan alternatif bir yaşam biçimi üretmek ve kendi sınırlarımız çevresinde bir karşı-duruş sergilemek gibi geliyor bana. zira her ne kadar batı'ya gitmek bir çözüm gibi olsa da geçiciliği şüphe götürmez. o yüzden gitmek, her zaman kalıp savaşmaktan daha kolaydır; biliyoruz bireyselcilik günümüzde bireyin kendisini önemli ve üstün kılar. bir kere dünyaya geldim onda da hayatımı mahvedemem der insan. lakin unutur ki, yaşam denilen anlamsız eylemler bütünü sürekli kaçarak da mahvolabilir. önemli olan yaşamın kimi anlarında csikszentmihalyi'nin söylediği akışı yakalayabilmek ya da geçmişin düşünürlerinin dediği esrime anlarında kalabilmektir. sonuçta dışsal bir eylem olarak gitmek, aslında bilişsel seviyede istediğin hazza ulaşmana belki yardımcı olabilir ama daim kılamaz.
  • sağlık hizmeti beleş olmadığı için bazı yazarlarca hak verilen istek. türkiye'de cüzi bir miktar verip karşılığında muayene ve ilaç alabiliyorsun. tamam sağlık sistemi beleş olsun ama bu para neyle karşılanıyor, beleşçiler bu kısmı hiç düşünmüyor sanırım.

    medeniyeti her şeyin beleş olmasıyla özdeşleştiren beleşçiler bir abd'ye gitsin lütfen. ama orada da türkiye'ye atacak başka bir bok bulunur, mesela vergilerin az olması övülür. amaç yani mantıklı bi kıyaslama olmadıkça istediğin gibi bok atarsın zaten.

    alttaki yazara cevap amaçlı edit: amerika'da kimseden zorla para almazlar ama ambulans çağırma/ameliyat işlerine girersen senden birkaç ayda harcadığın parayı anında alırlar. o zaman keşke gss ödeseydim de binlerce dolay bayılmasaydım dersin.

    2. satırda yazdığım gibi, amerika ile kıyaslayıp bok atmayı da ihmal etmemiş, halbuki türkiye amerika'ya kıyasla her açıdan üstün gibi bir cümle de yok ortada. artılar ve eksilerden bahsettim ama bu kişi yazıyı tamamen okumamış belli ki.
  • abd'yi örnek verenler, abd'nin hangi eyaletinde işsizden zorunlu sigorta parası alıyorlar. tamam sağlık bedava değil ama kimseden zorla para kesmiyorlar. sağlıkta abd'yi örnek veriyorsunuz ama orada senin göt zoruyla aldığın arabayı kuş kadar maaşlı adam rahat rahat alıyor ondan niye bahsetmiyorsun? playstation keza öyle. kaldı ki abd'de çoğu yerde insanlar part time çalışıp kafasına göre yaşıyor, aldıkları para rahat rahat yetiyor. sağlık olarak abd'yi örnek verirken bunlara da dikkat et rezil olma.
  • eğer paramız yoksa bunu gerçekleştirebilmek için sistemin bir parçası olup gençliğimizin en güzel yıllarını adaletsizlik içinde varolmaya, okumaya, meslek sahibi olmaya çalışarak harcayıp şansımızın yaver gitmesini ummaktan başka çok da bir çaremiz yok
  • bayanlar, baylar bedava peynir ancak fare kapanında olur.
    amerika kolay değil zor bir ülkedir bu doğru ancak bu zorlukla başa çıkabilmen için sana bir refah sağlamaktadır, 300 milyon nüfusa iş sağlamaktadır. amerika'daki evsizlerin çoğu bir seçim olarak bunu yapmaktadır.
    avrupa'daki sosyal devlet de bir tercihtir. avrupa vatandaşına para vererek onu sakin tutuyor, amerika ise iş vererek.
    önemli olan ve sorgulanması gereken ise ödediğimiz vergilerin nereye gittiğidir. hangi ülke olursa olsun; ödediğin verginin hesabını sorabiliyorsan orası yaşanacak bir ülkedir, bitti.
    türkiye'yi ruh sağlığınız açısından batı medeniyetleri ile kıyaslamayın. afganistan, pakistan, uganda gibi ülkelerle kıyaslayın çünkü ligimiz bu.
    freedom house'un raporuna göre türkiye özgür olmayan bir ülkedir. freedom house raporu
    cebinde parası olan adam bu rapora bakıp karar veriyor, a haber izleyerek değil.

    türkiye'nin rapordaki puanı 31 iken
    pakistan'ın 39'dur. pakistan raporu
    uganda'nın 36'dır. uganda raporu
    afganistan'ın 27(sevinin lan). afganistan raporu

    usa 86 usa raporu
    almanya 94 almanya

    şimdi utanmadan türkiye güzellemesi yapmak ayıp değildir de nedir?
  • sağlık türkiye'de ucuz değil. her geçen gün kapsamı da daralıyor ülkenin ekonomik durumu yüzünden. ayrıyetten muayene ücreti ve ilaç ücreti de ödüyorsunuz. düşük miktarlar ancak maaştan hayrı sayılır bir para alıyor zaten devlet.
    türkiye'deki sağlık hizmetinin iyi tarafı hızlı çalışması.
    orta - kuzey avrupa ülkeleri ve ingiliz menşeili devletlerle türkiye'yi kıyaslamak ayıp olur. bizden çok ilerideler refah olarak.
  • türkiye iyi de çevresi kötü.
hesabın var mı? giriş yap