• sanat potpurisi olan film.
  • film ortalama 60 dakikalık pasajlara ayrıldığında 3 tane destansı yeni film ortaya çıkaran başyapıt.
  • 1997 çıkışlı graham bonnet albümü. gitarlarda alcatrazz üyelerinden danny johnson da var.
  • emir kusturica şaklabanlığı. film güzel, eğlenceli. ama koca yugoslavyanın dağılmasını hiçbirşey söylemeden anlatabilmek büyük başarı. bir boşnak olarak canımı sıktı.
  • unutulmaz sahneleri, muhteşem replikleri ve goran bregoviç müziği ile uçmuş emir kusturica filmi...sinema kültürü diye bir kültür varsa ve kült film diye ayrılıyorsa bazı filmler, o listeye kafadan girecek filmlerden...hele bazı sahneler var ki...blacky nin filmin başında yoldan geçen kedi ile ayakkabısını parlatması, sofrada müzikle dans eden balık,yer altında banyo sahnesi...eskimeyen, değişmeyen, farklılaşmayan tek şey aynı coğrafya da insanların maruz kaldıkları savaş...kusturika filmin sonunda marko nun karşısına silah tüccarı olarak çıktığı kısa rolü ile kendisini izleyiciye kısacıkta olsa göstermeyi ihmal etmemiş...filmde bozulmayan bir gelenekte hayvanlar şüphesiz...çingeneler zamanında horoz, arizona dream da kaplumbağalar, underground ta maymun başta olmak üzere bir çok hayvan...

    sırf 'bütün cesur adamlar babana benzer' repliği ile bile izlenmeyi hak edecek film....
  • sıkıntıdan infilak ettirir. arka plan müziği diye lanse edilen gürültü saçmalıktan ibaret diyalogları da bastırdıkça bastırmış. adı üstünde arka plan(fon) müziği yani. bu iğrenç filmde ise, o gıy gıy gıy sürekli dominant vaziyette hep ön plana çıkarılmış.hatırladığım kadarıyla ilk sekanslarda luftwaffe'nin cayır cayır hava saldırısı yaptığı sırada herifin sikini çekiştirmeyi sürdürmesi de tiksinçti. savaş temalı filmlere komedi unsurları serpiştirmenin de bir usulü vardır. bu düpedüz kepazelik. izlemeyip kapattığım rezalet şey. film demek adam gibi film yapanlara hakaret olur.

    hülasası: (bkz: kapatınca oh be kafa sikiyormuş denen şeyler)
  • wishbone ash şarkısı, sözleri de şöyle:
    underground,
    they want us to go underground.
    underground,
    they want us to go underground.
    you've got the right,
    you've got the right to say what you think
    you've got to fight,
    'cause they're leading us to the brink.

    fireball,
    there's going to be a fireball.
    fireball,
    there's going to e a fireball.
    never a time,
    never a time like this before.
    there won't be a sign,
    there was never a time like this before.

    ooh, ooh, ooh ooh (repeat four times)

    underground,
    they want us to go underground.
    underground,
    they want us to go underground.
    throw down a line,
    you've got the right to stay alive.
    you've got to fight,
    you've got to fight to survive.
  • alla alla bi ben mi izledim ya. bu isimde amerika da köleliği ve siyahi kölelerin yaşantılarını _ hayallerini _ özgürlük uğruna çektikleri acıları konu alan bir dizi başlamış durumda.

    ilk 2 bölüm yayınlanmış sanırım. oldukça başarılı. o dönemlere ilgisi olanlar için kaçmaz .
  • goran bregovic'in müzikleriyle yönetmenin, oyuncuların, senaryonun çok çok önünde olduğu film. filmi müzikleriyle yürütmüş.

    filmi kötü bir çeviriyle seyrettim. küfürler; türk tercüman salaklığında "lanet olsun" seviyesinde çevrilmiş. tam olarak "anasının amına" küfredilen diyalogların içine etmiş. crni isimli karakteri ingilizce'ye blacky diye çevirdiler diye - ki kara demek anlaşıldığı üzere - türkçe'ye de blacky diye çevirmiş embesil. crni desen ne olurdu dallama? böyle çeviri mi olur?

    filmin başlangıcı çok iyi. savaşın hayvanat bahçesindeki hayvanları bile vurmasıyla başlıyor.

    mustafa kardeş diye karakter olması da hoş seda bıraktı.

    marko sana laflar hazırladım. sen tam bir yavşaksın. :)

    filmin içinde saçma sahneler çok ama, absürdlüğe vurup seyredilebilirse iyidir.

    filmin sonu çok güzel. yugoslavya diye bir ülke vardı diye çocuklarına anlatacaklar.

    ayrıyeten orijinal lili marleen türküsü tito'nun cenaze töreninde dinlenebilir.
hesabın var mı? giriş yap