• içeriye doğru beyin göçü
  • bakıcılarla büyümüş biri olarak çocuğum olduğunda bir saniye bile düşünmeden içlerinden biri olmak istediğim kadınlardır. çocuğum büyüyünce işe dönebilirim ama işimde yükseldiğimde çocuğumun en güzel zamanlarını geri getiremem.
  • üniversiteleri meslek liselerinin bir üst seviyesi olarak algılayan vizyonsuz arkadaşların eleştirdiği durumdur. üniversite meslek edinme kursu değildir. koca bulma yeri de değildir. üniversite kişinin kendisini istediği alanda geliştirebilmesi için, vizyon kazanması için bir fırsattır. tabi türkiye'de bu işler böyle olmadığı için okuyup çalışmayana "madem çalışmayacaktın niye okudun boşu boşuna" gibi salak salak laflar söyleniyor.
    ev hanımlığından kastımız bir kurum altında maaşlı çalışmamaksa gayet mantıklı bir şey. iş sahibi olmanın asıl amacı geçim sağlamaktır(istisnalar kaideyi bozmaz) eğer maddi sorunu yoksa hayatını mesai saatlerine adamak yerine daha faydalı olabilecek farklı aktiviteler yapması kapitalist sistem hariç herkes için çok daha faydalı olacaktır. odaklanarak araştırmak istediği konuların üzerine eğilecek zamanı bulabilir, entelektüel birikimini arttırıp bilgilerini insanlarla paylaşarak pozitif etki yaratabilir. elindeki imkan ve kaynaklarla insanlara doğrudan yardımcı olabilir bu kişiler. bi hemcinsimi bu pozisyonda görürsem çok imrenirim.

    tabi imkanlarını değerlendirmek yerine gösteriş peşinde olanlar kadınlar ve mezun olduktan sonra babasının şirketinden ceo karviziti bastırıp "çok önemli adamım ben bakın"cı erkekler bu kategoride değil.
  • burada önemli parametreler var. 1. bitirdiği bölüm iş olanağı düşük bir bölümdür. 2. iyi bir bölümdür(mühendisliktir örneğin) ama üniversitesi iyi değildir; düşük maaşla patron şirketinde çalışacaktır. 3. çocuğuna bakacak güvenilir kimsesi yoktur. (her anneanne/babaanne melek değil ve bakmaya da ölmüyor) 4. bulduğu iş ile elde edebileceği geliri, evden çalışarak sağlayabiliyordur. (sadece freelance çalışmak demek değil. örneğin; bakıcıya, iş yerine ulaşıma, öğlen yemeğe, işe gittiği için her gün eskiteceği kıyafete vs vereceği paraları düşünce kalan maaşını yazın domatesini, tarhanasını yapıp dondurucuya atarak çıkarabiliyor olabilir)
    en önemlisini sona sakladım: 5. canı öyle istiyordur ve karı koca buna karar vermişlerdir. bize ne? herkesin hayatına kimse karışamaz:)
    ha denilebilir ki, işte üniversitede yer işgal etmeseydi çalışmak isteyen okusaydı. 1. ev hanımı olma kararını ana karnında almamış olabilir. 2. dünyanın bin türlü hali var; boşanma var ölüm var. kolunda bir altın bileziği var.
  • muhtemel ışın su ve berke annesi
  • esi bu durumu anlayisla karsiliyorsa sorun yok bence, en kotusu esini buna zorlayanlar. es zenginse neyse de, iki maasla ancak donen evlerde, kadin piskin piskin ben artik calismak istemiyorum diyebiliyor ya en cok ona sasiriyorum.

    bu kadinlar evlenene kadar kariyerine duskun, esitlikten yana, modern kadin imaji cizerken, imza atildiktan 6 ay sonra ben artik calismak istemiyorum, ne halin varsa gor, bir sekilde ode faturalari, kredi taksitlerini diyebiliyorlar eslerine.

    bir de cocuga bakmak icin demis cogu kisi, oyle olsa yine kabul ama hala bakici ve yardimci isteyenler gordu bu gozler. oyle kotu islerde de calismiyorlardi, aksine bircok insanin hayal ettigi mevkilerdeydiler.

    birbirimizi kandirmayalim, bogazici, odtu, itu koc gibi universitelerin iyi bolumlerini bitirip evde oturan bir suru kadin var.

    ayrica herseyi gectim, cocugun bakici masrafi 1500 tl ise, senin maasin da 3500 tl ise ve arada kazandigin 2000 tl ye muhtacsa butceniz, calisacaksin arkadas. sen erkeksin bul getir ne demek?

    bakin tekrar ediyorum, esi zenginse ve ihtiyaclari karsilayabiliyorsa durum baska.

    ama ulkemizde sark kurnazi kafasina sahip cok kadin var. halbuki en basindan beri, ben evlenince calismak istemiyorum dese, ben ona saygi duyarim, durustce soyluyor, herkes guclu, kendine yeten kadin olmak zorunda degil, kimileri de geleneksel aile rollerinde mutlu olabilir diye dusunurum.

    bunun en kotu versiyonu, evlenince en cok ovundugu sey okudugu okul olan, kariyeri ile gurur duyan kadinin icinden dev bir ev hanimi cikmasi. ( pek ev hanimligi da denemez ona gerci, bakicili yardimcili ev hanimligi ne derecede ev hanimligi ki netice de.)

    dusunsenize, zekasina, kariyerine, basarilarina hayran oldugunuz kadinin, ben aslinda bu kisi degilim, tek istedigim is yerimden makul bir es bulup, cocuk yapip isi birakmakti dedigini, dunyaniz basiniza yikilmaz mi? sonra da ciftler neden mutsuz.
  • çalışan anneler için, devlet en iyi olanakları sağlayamazsa netice bu olur elbette.zaten bu yönetim de, kadınları saf dışı bırakmak için elinden geleni ardına koymuyor.düşünce şu; kadın okumasın evde koca beklesin ve evlenip sosyal hayattan tamamen uzak dursun.bir nevi köle oluyor bu tanım.
  • üniversiteyi okuyup sonrada okuduğun bölüme göre çalışmak zorunda olduğunu sanan bir takım gerizekalı düşüncesi
    size soruyorum hayatta en müşrit ilimdir
    lafını hiçmi duymadın yazar sırf ilim öğrenmek için okunamazmı ? en azından okumuş iyi yada kötü ya okumayan sen ona kafa yor
  • aile böyle bir karar vermiştir, karı-koca harici kimseyi ilgilendirmez. yeter ki ev kadınları çalışan kadınları 'sizin çocuğunuzu bakıcı büyütüyor, hırçın olacak çocuğunuz, een anne benim' diye darlamasın.
  • üniversite mezunu olup her gün 12 saat çalıştığı işinde sadece operasyonel işlem ya da hiç bir yere varmayan ya da kimseye katkısı olmayan işler yapan erkeklere ve kadınlara göre çok daha iyi bir karar vermiş olan insanların kadın olanlarıdır. yanlış anlaşılmasın aynı şekilde çalışmaktansa evde kendini geliştiren erkekler de diğer erkeklere göre daha mantıklı karar vermişlerdir. son olarak maddi gücü varsa cinsiyet gözetmeksizin bunu yapan kişiler çok daha mantıklı karar vermişlerdir eğer diğer alternatifi bahsettiğim bir tarzda çalışmaksa.

    topluma, hayata ya da en azından kendi gelişimine katkıda bulunmayan işlerde çalışıp kendini bir halt sananlar da ancak kendini kandırır.
hesabın var mı? giriş yap