• efendim bırakalım kendi kendini açıklayan bir şarkı başlığı (hayır sözlükteki "başlık"tan bahsetmiyorum sevgili kardeşlerim) oluşunu, biz ezginin günlüğü'nden dinleyelim (gene mi hüsnü arkan, haydaa);

    "...
    çocukluğumun akşamları çıkagelir acıktığımı unuttum
    aklımda ne vardı şimdi, ne isyan ne sinkaf ne halt. unuttum
    mahallenin küçük yıldızı köpeklerin çobanı
    uzaklarda kaval sesleri sevdaların dumanı
    soğumuş bir tas çorbadır hayat, doydum
    ben unuttum sen de unut

    unutmak çok kolay
    ateşte yürümek kolay ateş kül oluyor zamanla
    çok kolay unutmak

    her yol bizim eve çıkardı, koşardım geç vakit, unuttum
    gecelerin bir hüznü vardı, artık gündüzün de var, unuttum
    uzun kara çocuktu aşk, götürdüler astılar
    kör bir terzinin makasıyla hayatı daralttılar
    açtım televizyonu baktım,bir çok maymun
    ben unuttum sen de unut
    ..."
  • "unutmak çok kolay
    ateşte yürümek kolay ateş kül oluyor zamanla
    çok kolay unutmak"

    demis, bastan sona ironi olmus harika ezginin gunlugu sarkisi. dogru ya unutmak cok kolay ayaklarimizin alti yanarken yurumek kadar hem de..

    husnu arkan, buyuk adam..
  • ironinin babası olan müthiş ezginin günlüğü şarkısı. aşka benzetilen ve asılan uzun, kara çocuğun kim olduğunu düşündürür. unutmak kolaydır. kolay mıdır?
  • küçük emrah ne demiş: unutmak kolay olsa çoktan unuturdum...*
  • 2002 çıkışlı her şey yolunda albümünden. bunu diyen sonrasında albüm:

    ...uyandım ter içinde dünya karanlık
    bir sinek başımda dönüp dönüp duruyor
    bir çocuk yüzü ekran paramparça
    oh be dedim her şey yolunda...*

    da dedi:

    ...birader şırnaktan dönmüş
    vay geliyor

    hiç sebebi yokken
    durup durup durup durup gülüyor...*

    da.

    bu şarkıyı da:

    ...kör bir terzinin makasıyla hayatı daralttılar
    açtım televizyonu baktım, bir çok maymun...

    diye bitiriyor. 2002'de. terzi yaptığı hata üstüne hata yapıp elindeki malzemeyi bitirdikçe iyice nefes alamaz olduk; oysa beklediğimiz üstümüze oturması bile ol(a)madı hiçbir zaman, insan içine çıkılabilir halde bir şeyler olsaydı iyiydi. hadi bakalım hayırlısı.
  • sanırım sözlerini en sevdiğim ezginin günlüğü parçalarından biri bu.. unutmak ya da unutmaya çalışmak gibi bir gündemimin olmadığı günler boyunca içimden çaldığı oluyor.. hayatı soğumuş bir tas çorbaya benzetmeyi, doymayı, unutmayı düşünüyorum mırıldanırken, içimde şarkının ritmi, gülümseyesim geliyor..hüsnü arkan böyle şarkıları bize hediye ettiği için çok güzel bir insan bence..
  • ironik gelse de ufaktan gerçekçi bir yanı da yok değil bu şarkının.
  • anneannemin, babaannemin artık kilitli kapılarının önünden ve çocukluğumun geçtiği sokaklardan geçerken içimde inceden çalan şarkı.
    hem neşeli, hem hüzünlü bir şarkı nasıl olur derseniz ancak bu olur diyebilirim.

    insan yaşamının en güzel zamanlarını çocukluk döneminde bırakıyor sanırım, sürekli bir özlem, geride bıraktığımıza karşı bir minnet; bize kuçak açmış, büyümemizde payı olmuş her aile büyüğüne artık yanımızda olmasalar da bitmeyen derin bir sevgi oluyor.

    her çocuğun keşke güzel bir çocukluğu olsa. şuan tüm insanlık yaptığı tüm işleri bırakıp, dünyaya gelen her çocuğun çocukluk sürecinin güzel geçmesine adamış olsa kendini, hiçbir insan ömrünü boşa harcamış olmazdı herhalde.
hesabın var mı? giriş yap