• sabah ütü yaptıktan sonra bütün gün, bazen ertesi gün bile, insanın burnuna yapışıp kalır ütü kokusu. burna parfüm sıkmak bile fayda etmez, neyi koklasanız sıcak sıcak ütü kokar, yemekler, elleriniz, çiçekler, insanlar, bütün dünya. kullandığınız çamaşır tozunu değiştirseniz, yumuşatıcı kullanmasanız bile her ütüden sonra aynı koku burnunuza tecavüz eder.
  • televizyonla prizin baglantisini saglayan, kapının uzerinden gecirilmis uzatma kablosunun ucundaki uyduruk uclu fise takilan utunun kapsama alaninin her noktasi televizyonun onune gelir ki yaa cekilsene anne goremiyom televizyonu dedirtir. gunlerden pazar aksama dogru 5 gibidir ki sabah kahvaltisi gec yapildigi icin ogle yemegi yenmemis kahvalti aksam yemegi karisimi bi yemek saat 5 te yenilerek gun gecirilmek amaclanmistir. anne utuye devam eder aile esrafi caylarini alarak tv nin daha iyi gorulebilecegi yerlere otururlar. evin kizi sofra kaldirmayi erteleme luksune sahiptir kapının onunde utu yapan anne ile utu masasi koskoca sininin gecmesine engel oldugu icin. utu kokusu eslginde tv seyrederken en konsantre kıvamda anne utuyu bitirmistir ve hic tinmadan tv ve utunun baglandigi uzatma kablosunu cat diye ceker prizden. tv kapanir ev halki uyanir. ya anne yaaa
  • temizlik gunudur. perdeler yikanir ama en sona kalir onlarin utusu. kadin gitmistir. anne mutfak masasina iki kat battaniye serer ve onlari utuler florasan isik yanincaya kadar, butun ev o battaniye perde deterjan ve utu kokusuyla dolar. eve girdiginizde yuzunuze carpan temiz ev yorgun anne kombinasyonunu ifade eden bir koku. siginak olarak insa edilmis bir binanin yerin altindaki kalin duvarli soguk yuzlu labina fem analizi yapmak icin gecenin bir korunde girdiginizde bu koku yuzunuze carparsa, afallarsiniz.
  • pazar günü, okul önlüğü ve anne üçlemesini çağrıştırır. o önlük pazartesi sabahı giyildiğinde yine ütü kokmaya devam ederken, anne söylene söylene önünde oturan küçük kişinin bir türlü şekle girmeyen saçlarını toparlamaya çalışmaktadır.
  • nedense bayram günlerinde ki telaşı hatırlatır. o buharın verdiği hoş koku.
  • soba borusuna takılan çamaşır asacağındaki don-atletlerle birlikte 80'lerde birçok eve pazar günleri misafirliğe gelmiştir.
  • evdeki dört ayaklı dostların nedense pek sevdikleri kokudur. neredeyse koşarak gelir, ütülenerek gruplanan çarşaflar, havlular, yastık kılıfları öbeklerini patileri ile yoklar, sonra gerine gerine, koklaya koklaya üstüne yatarlar. oh mis...
  • sadece benim aldığım koku sanıyordum. ekşi sözlük'e baktığımda durumun böyle olmadığını anladım. şunu söyleyim ki beni aşırı derece mutsuz eden bir koku. klasik koşullanma olmuş artık.
hesabın var mı? giriş yap