• popüler kültürün son jenerasyon kurbanlarından olan, hollandalı ressam. “yıldızlı gece” tablosu başta olmak üzere bir çok şaheserin yaratıcısıdır.
  • “many people seem to think it is foolish, even superstitious, to believe that the world could still change for better and it is true that in winter it is sometimes bitingly cold that one is tempted to say ‘why do ı care if there’s a summer; its warmth is no help to me now.’ yes, evil always seems to surpass good. but then in spide of us, without our permission, there comes at last an end to the bitter frosts. one morning the wind turns and there is a thraw. and ı must still have hope.”

    kisacasi en kotu anlarda bile umut vardir diyor. karamsarken bile icinde bir aydinlik bulabilmis demek ki.
  • now i understand. what you tried to say to me`:https://m.youtube.com/watch?v=4wrnfdxcrzu`
  • van gogh, monet,degas .. ve diğerleri. hayata, eşyaya, insana farklı bakmamı sağlayan kişilerdir. bana dokunduklarında tamamlandığımı hissettim( bir kısmı alıntı fakat filmi hatırlayamadım)
  • auvers sur oise , 22 temmuz 1890

    ''sevgili kardeşim,

    güzel mektubun ve içindeki elli frank için teşekkürler. en önemli iş iyi yürüdüğüne göre, daha önemsiz konularda daha fazla konuşmama ne gerek var? iş ile ilgili konularda daha salim kafayla konuşacak duruma gelmemize çok vakit var besbelli..

    öteki ressamlar, içlerinden ne düşünürlerse düşünürlerse düşünsünler, doğrudan doğruya resim ticaretiyle ilgili tartışmalardan içgüdüsel olarak uzak tutuyorlar kendilerini.

    işte böyle, gerçek olan şu ki, yalnızca resimlerimizi konuşturabiliriz. gene de, sevgili kardeşim, sana her zaman söylemiş olduğum bir şey var ve bunu, elinden gelenin en iyisini yapmaya kararlı bir kafanın son kertesine dek zorladığı çabanın içtenliğiyle bir kez daha söylüyorum, bir kez daha
    yineliyorum ki, seni her zaman basit bir corot tüccarından daha ötede gördüm ve görüyorum; sen, benim aracılığımla, birtakım resimlerin üretilmesine katkıda bulundun. o resimler, en büyük kargaşanın içindeyken bile süküneti muhafaza etmişler, edeceklerdir.

    çünkü varmış olduğumuz yer bu... bu görece kriz anında sana söyleyebileceğim tek şey, ya da en önemli şey bu... ölmüş ressamları satanlarla yaşayan ressam ticareti yapanlar arasında durumun çok gergin olduğu bir anda.

    böyle işte, ben, kendi çalışmalarım için yaşamımı tehlikeye atıyorum, bu çalışma uğruna yarı-deli bir insan oldum -olsun, kabul ama bildiğim kadarıyla insan ticaretiyle uğraşanlardan biri değilsin sen ve hangi tarafı tutacağını, tam insanca davranarak seçebilirsin. ama bilmem ki...''

    (tarlada kendini vurduğu günle aynı tarihli, cebinden çıkan kardeşi theo'ya yazdığı son mektup)
  • "someday, death will take us to another star" sözü sarı günlerde aklıma sıkça gelen ressam.
  • insanların ruhunun rengi olduğunu düşünürsek, bana göre bu adamın ruhu alaca bir renkte. hani sulu boya yaptığımız suyun içinde renkler yavaş yavaş karışır ya, işte tam o renk. her renkten var ruhunda. birbirinin üstünü örten, birbirine karışan renkler.
  • vincent van gogh müzesi, sanatçının binden fazla eserini dijital ortama aktarıp internet sayfasından erişime açmış. her bir eserin fırça darbelerini, boya izlerini, en küçük ayrıntıyı bile yakından inceleyebiliyorsunuz. belki müzede bile bu kadar detaylı inceleme fırsatı olmuyordur.
    resim meraklıları için çok büyük bir kaynak.

    https://www.vangoghmuseum.nl/nl/zoeken/collectie

    edit: aynı zamanda yüksek çözünürlüklü indirme imkanı veriyor.
  • sanatçı olunması için istidadı şart koşanların sözlerini bir karga sesi kadar rahatsız edici bulan van gogh'a göre, sanatçı olmak için sabretmek ve "yeteneğin yok" diyenlere kulak asmadan gelişmeye devam etmek gerekiyormuş.

    "ama gelişmek istiyorsak toprağın içine dalmalıyız. onun için sana diyorum ki: drenthe* toprağının içine dik kendini, filizleneceksin, kaldırımın üstünde solup kuruma."

    insanın daima gelişen bir varlık olduğunu ve doğuştan getirdiği bir yetenek ile birdenbire sanatçı olamayacağını savunuyor van gogh. ona göre sanatçı olmak için emek ve sabır gerekiyor. "insanların benim hakkımda ne düşündükleri konusuyla uğraşamam, ileriye doğru gitmeli ve yalnız onu düşünmeliyim." derken de çevresinde "bu sanat, bu sanat değil." şeklinde yorum yapanlara kulak asmayacağını söylüyor. bir otoritenin onun yetenekli olup olmadığına karar veremeyeceğinden bahsediyor ve gerçekten rahatsız oluyor istidatlı sanatçı ifadesinden çünkü bu ifade emeği ve çabayı değersizleştirip yok sayıyor ve kimin sanatçı olup olmayacağına bir anda, tek bir eserle karar veriyor; yani bu oldukça katı, keskin, köşeli bir ifade.

    ben sanatçı dediğimiz kişilerin doğuştan getirdikleri bir farklılık mı var yoksa yaşadıkça diğer insanlardan farklı görüp duyma kabiliyeti(ruh) mi kazanıyorlar bilmiyorum ama sabreden her derviş muradına ermiyor. yani "ben sanatçı olacağım" diye çıktığın bir yolda kendin için dahi hiçbir şey olamayabiliyorsun. bu yüzden van gogh'un bu sözlerini daha çok döneminin sanat otoritelerinin kimin sanatçı olduğu ve eserlerinin para getireceği üzerindeki belirleyici rollerine karşı bir tepki olarak yorumluyorum. her sabreden ve çok çalışan kişiye sanatçı denilebileceğine kesinlikle katılmadığım gibi, hiçbir çabası olmayan, kendini geliştirmeyen bir kişinin de sırf yetenekli diye sanatçı olabileceğine inanmıyorum.

    *drenthe: hollanda'da bir idari bölge.
  • kendime pek bir benzetiyorum kendisini.
    şimdi hayatta olsa konuşacak ne çok şeyimiz vardı.
    işte şu satırlarda hep sana selam yolladım:

    "fonda sonbahar yapraklarının hüznünü barındıran şarkıların rengi vardı. şarkılar değil şarkıların kesif bir rengi. bu fonu nasıl tarif etmeli bilmiyorum ama derinden hissediyorum. ben kulağını kesen ama mükemmel resimleri olan van gogh olmak istemiyorum. ben diğerleri gibi olmak istiyorum. diğerleri gibi olmaktan uzaklaştığım noktada delilikle deha olmak arasında gidip gelmiştim bir zamanlar. çoğu insan gibi olmamak çok güzel görünmüştü gözüme. insanlara veya hayata uyum sağlamak mı önemli sizce? yoksa mükemmel resimleri olan van gogh olmak mı? aşık kul yusuf’un gönlünün hubdan huba düşmesi bir rahatsızlık olarak kabul edilebilir mi? aşık kul yusuf hasta olabilir mi? siz freud’un varlığına gönülden inananlara göre edilebilir tabii."
hesabın var mı? giriş yap