• andrey zvyagintsev 'in birçok ödül alan ilk filmi..filmde 2 kardeşin sadece resimden tanıdıkları babaları ile çıktıkları yolculuğu anlatıyor.. filmdeki kardeşlervladimir garinve ivan dobronravov çok başarılı gerçekten..bu arada büyük çocuğun filmin ilk gösterimi olduğu gün boğularak ölmesi çok sarsıcı.filmde kamera kullanımları ve görüntüler çok iyi.daha farklı bi sonla daha güzel olabilirdi belki ancak filmin gri-mavi tonları etkilenmek için yeterli sanırım..
  • gayet basarili bir film olmasinin yaninda "yorumu seyirciye birakan" film kategorisinin bayagi bir ilerisindedir hatta seyirciyi rahatsiz eden bir ozelligi de vardir, rahat seyircilerin genel beklentisi olan "olaylarin bir yere baglanmasi" durumundan yoksundur. cekim acilari dehset guzeldir ozellikle filmin basinda iskelenin ustunden bir cekim vardir ki insanin agzini acik birakir.
  • filmdeki birçok soru işaretinin, daha önce görmediğimiz kamera açılarının, mutheşem görüntülerin ve filmi sırtlayan çocuk oyuncuların filmi anlatmaya yeterli olmayacağı kesin. fakat anlatabilmek veya anlayabilmek değildir amaç. karmaşık duygular hissedilebiliyorsa yeterlidir ki asıl amaç budur ve o buruk, karışık ama güzel tadı damaklarda bırakmayı başarabilmiştir.

    anlatılamayan, kelimelere indirgenemeyen şeyler vardır. ben anladım, bunu anlamayacak ne var, aslında filmde şunlar anlatılmış demek; cem yılmaz esprisindeki gibi "burda sevgiyi anlattım/anlatmış" demek gibi geliyo bana.

    --- spoiler ---
    filmdeki baba karakterinden daha çok, sürekli şikayet eden çocuğun kıl ettiğini söylemek gerekir. babanın film boyunca tatlı sert bi tarzı vardı ki herşeye rağmen öğreticiydi.
    ayrıca filmin başındaki eski aile fotografında görünen baba, filmin sonunda aynı fotografta görünmemektedir.
    --- spoiler ---
  • küçük çocuğun babasını uyurken görüp fotograftaki babası ile doğrulamak için tavanarasına koştuğu sahneye dikkat edilirse, sayfaları arasında eski fotografın saklandığı kitabın peygamberlerin hayatı ile ilgili bir illüstrasyon kitabı olduğu ve fotografın bulunduğu sayfada da hz.ibrahim'in oğlu ismail'i kurban edeceği sırada gökten meleğin ellerinde inen koç sahnesinin resmedildiği görülür ki; hem anadolu'daki bazı bakkal kapılarının üstünü süsleyen o meşhur resimden güzel oluşu, hem de filmle ilgili göndermelerde bulunuşu ile yönetmene hafif bir sempati duyulur.ayrıca bu olayı işleyen soren kierkegaard'ın korku ve titreme adlı eserinin andrei tarkovsky'nin kurban filmine de kaynaklık ettiği düşünülürse sempati bir kat daha artar... (bkz: rastlantıların yönetmen dehası olarak yorumlanması)
  • siyad* tarafindan yilin en iyi yabanci filmi secilmis.

    filmin kunyesi:
    yönetmen: andrey zvyagintsev
    senaryo: vladimir moiseenko,alex novototsky
    görüntü yönetmeni: mikhail kritchman
    müzik: andrey dergatchev
    kurgu: vladimir mogilevsky
    yapımcı: dmitry lesnevsky
    yapım: 2004, rusya
    süre: 105 dk.
    dağıtım: barbarian turk

    oyuncular:
    vladimir garin - andrey
    ivan dobronravov - ivan (vanya)
    konstantin lavronenko - baba
    natalia vdovina - anne
  • ivan'in baktigi dinsel alegorilerle dolu kitabin peygamberlerin hayatiyla ilgili bir kitap oldugu suphelidir daha muhtemel olan (bkz: william blake) e ait olmasidir.
  • baba ve iki çocuğun hikayesinin anlatılmadığı film.
  • her ayrintinin guzelligini geciyorum,baba boyle mi ve/veya bu kadar mi guzel anlatilir.baba olayi kucuk ayrintilari attiginizda bence herkes icin filmdeki gibidir.
  • karakterleri sanki gerceklermis gibi iyi cizilmis bir filmdir.
  • --- spoiler ---

    hani bir söz vardır, giden değildir aslında, kalandır terkeden diye, acaba gerçekten öle midir ? bunca yıl (hatta 12 yıl) ortalarda görünmeyip bir başlarına bırakılan çocuklar mı terketmiştir acaba babalarını?

    ne kadar kolay geliyor kimilerine , birilerinin hayatlarından bir anda, sebebi ne olursa olsun(ki filmde de bu konu üzerinden neredeyse hiç durulmuyor) çıkıp gitmek, uzun zaman boyunca hiç ses çıkarmamak, varlığından şüphe ettirmek ve günün birinde hiçbir şey olmamışçasına karşılarına dikilivermek. kolay mı acaba gerçekten?

    gitmek kolay belki, peki ya dönüş?

    filmde kolay olmamışa benziyor, tipik bir baba oğul çatışması asla değil bu film, hatta baba oğul değil başlı başına apayrı iki egonun çatışması. çünkü ne çocuk adamı baba olarak görüyor ve film boyunca zihninde bunun sorgulamasıyla boğuşuyor , ne de baba çocukları tam manasıyla benimsiyor( filmde zaten baba çocuklarıyla vakit geçirmesinin anne tarafından istendiğini ağzından kaçırıyor) kesinlikle bir kimlik problemi yaşanıyor... egoların çatışması ise filmi film yapan unsur olarak karşımıza çıkıyor.

    dönüş hiç kolay olmuyor, sindirilemiyor, kabul edilemiyor...

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap