• sabaton'un the last stand albumunde self plagiarismin bokunu cikararak bestelemis oldugu asiri gaz sarki. ikinci viyana kusatmasinda lehistan'dan gelen 18 bin suvarinin* kusatmayi kirip bizim* afedersiniz ebemizi sikmelerini anlatiyor.

    bu abiler ciddi ciddi zirhlarinda kanat oldugu icin kanatli hussarlar olarak aniliyorlar.
  • sabaton'un the last stand albümünün 10. sıradaki şarkısı.

    sözler copy-paste.

    when the winged hussars arrived

    a cry for help in time of need, await relief from holy league
    60 days of siege, outnumbered and weak
    sent a message to the sky, wounded soldiers left to die
    will they hold the wall or will the city fall

    dedication
    dedication
    they're outnumbered 15 to one
    and the battle's begun

    then the winged hussars arrived
    coming down the mountainside
    then the winged hussars arrived
    coming down they turned the tide

    as the days are passing by and as the dead are piling high
    no escape and no salvation
    trenches to explosive halls are buried deep beneath the walls
    plant the charges there and watch the city fear

    desperation
    desperation
    ıt's a desperate race against the mine
    and a race against time

    cannonballs are coming down from the sky
    janissaries are you ready to die?
    we will seek our vengeance eye for an eye

    you'll be stopped upon the steps of our gate
    on this field you're only facing our hate
    but back home the sultan's sealing your fate

    we remember
    ın september
    that's the night vienna was freed
    we made the enemy bleed!

    storm clouds. fire and steel
    death from above make their enemy kneel
  • yukarıdaki yazar arkadaşa katılıyorum ve bir artırıyorum.
    şarkı 1683 yılında avrupa'nın kapılarını bize sonsuza dek kapatan kanatlı leh süvariler hakkındadır, hatta bu leh süvariler o kadar meşhurdur ki hakkında herkesin gerçek zannettiği bir yanlışta vardır o rivayet de wehrmacht(alman kara kuvvetleri) polonya'ya girdiği zaman polonyalı süvariler tanklara süvarilerle saldırmış, kısmen doğruluğu olsa bile olay iki italyan gazetecinin kıçından uydurmasından başka birşey değil.
    neyse şarkıya geri dönersek şarkı da aynı şekilde avrupa'yı osmanlı istilasından kurtaran leh atlıları anlatmaktadır. sonraki süreç ise malum prens eugen ile devam eden savaşlar, zenta muharebesi gibi tarihimizin en utanç verici yenilgisi derken olay karlofça antlaşması ile son bulmuştur.
    işte olay karlofça antlaşmasının 16 yıl öncesini anlatıyor, eğer ki okumaya üşeniyorsanız şu videoyu izleyebilirsiniz;
    https://www.youtube.com/watch?v=x8zcv0ahncs
  • yeniçağda polonya krallığının sırtında kanatları olan elit süvari birliği, aynı zamanda beğendiğim için suçluluk hissettiğim sabaton şarkısıdır. şarkı; kutsal haçlı ittifakına bağlı polonyanın kral jan sobieski komutanlığında viyana önlerinde osmanlı ordusunu dağıtışını anlatır ve keyifle dinlenirken bir yandan “ah ulan şunlara şu şarkıyı yazdırmayacaktın merzifonlu” diye küfrettirir.
  • osmanlı'nın delilerine karşı 1500lerde gelişmiş bir birlik. kanatları kaz, kuğu, kartal ya da devekuşundan olur tahta bir kanatçığa yerleştirilir. böyle yapmalarına dair iki temel teori var. birincisi kanatların çıkardığı sesler hussar'ları olduklarından çok daha kalabalıkmış gibi bir gürültü koparıyor. ayrıca düşman atları da bu seslerden korkuyor. ikincisi ise kanatlı hussar arkadan gelebilecek bir kılıç ya da kement'e karşı kendini sağlama almış oluyor.

    viyana'da bize nasıl gömdüklerini zaten yukarıda anlatanlar olmuş. ek olarak bu arkadaşların başındaki jan sobieski öyle bir izlenim bıraktıki savaştan sonra osmanlılar "lehistan aslanı", papa "hristiyanlığı kurtarıcısı" gibi ünvanlar vererek götünü tavana değdirdi.

    bu hussar arkadaşlar osmanlı'nın delileri gibi hat yarmak şeklinde savaşırdı. kılıçları, arkebüz denen ilkel tüfekleri, yarış atı gibi atları ve düşmanı allak bullak eden kanatlarıyla hattı yarana kadar defalarca git gel yapar. düşmanı karşısını aldıktan sonra hattı "literally" yarmak için son hızda düşman saflarına dalarlar, kalan sağlar ikinci dalgayı, üç, dört derken hattı yarana piyadeye uygun ortam çıkana kadar savaşırlardı.

    zaten hussar haydut gibi bir anlama geliyormuş. dal-çık mantığındalar yani. yukarıda atlarından bahsedecektim unuttum. bunlar atları bu dalış için özellikle yarış atı gibi yetiştiriyor. özel polak atlar yetiştirmiş ve tatarlardan aldıkları atları kullanmışlar. öyleki bu atları dışarı devletlere satmanın cezası idamdı.

    bu hussarlara ek olarak destek kuvvetleri towarzysz vardı. bu manyaklar da omuzlarına aslan, kaplan, leopard ya da jaguar postu giyip taarruza kalkıyorlarmış. savaşa mı geldik hayvanat bahçesi mi belli değil.
  • yazmak benim için bir hastalık sanırım, bir türlü elime engel olamıyorum, elimi durdursam da aklımdan çıkmıyor. yazmadan edemeyeceğim çünkü hussarlar gibi ihtişamlı bir birlik de benim için bir tutku ve başta dediğim gibi bir hastalık.

    ölüm meleği lakaplı kanatlı hussarlar, polonya'ya özgü bir askeri birim olup bir muharebe alanında karşılarında bulunmak istemeyeceğiniz en ihtişamlı ve en tehlikeli süvarilerdir. amor patriae nostra lex (vatan sevgisi kanunumuzdur) mottosu ile de ne kadar gözü kara olabileceklerini en sade şekilde açıklamışlardır. polonya'ya özgü kırmızı ve beyaz renklerle bütünleşen kanatlı hussarlar ağır zırh, burgonet miğferi, mızrak, gürz, balta, kılıç, ok ve görkemli tek bir kanat veya bir çift kanat ile donanırlar.

    polonya'ya paralı asker olarak gelmiş olan sürgündeki balkan savaşçıları arasında yer alan hafif süvarilerin, özellikle macar ve sırp hafif süvarilerin model alınmasıyla polonyalı ilk süvariler oluşturulmuş oldu. 16. yüzyılın ikinci yarısında leh ordusunda köklü değişiklikler yapan kral stephen báthory'nin askeri reformlarının ardından hafif süvari birimi polonya ordusu tarafından önemli bir birim olarak kabul edildi. bununla yetinmeyen báthory, hafif zırhlı olan bu birimi ağır zırhlı bir hücum süvari birimine dönüştürdü. kanatlı hussarlar, 1683'teki viyana kuşatması'nda tarihteki en büyük süvari hücumlarından birisine katılmış ve 1770'lerde polonya paylaşılıncaya kadar polonya süvarilerinin en seçkin birimi olarak kalmıştır.

    hussarlar, sürgündeki sırp savaşçıların paralı birliklerinden doğmuştur. leh ordusuna dahil olan racowie olarak da bilinen sırp mızraklıları, osmanlı'nın ezici gücü olan tımarlı sipahileri, deliler ve akıncı süvarilerine karşı koymak için kullanıldı. polonya belgelerinde süvarilerden bahseden kaynaklar 1500'lü yıllara kadar uzanır ancak muhtemelen daha öncesinde de mevcutlardı. 15. yüzyılda, macar kralı matthias corvinus'a dayanan hafif süvariler, aşırı maliyetli olan orta çağ şövalyelerine göre nispeten kolay gözden çıkarılabilirlerdi ve bu sebeple hafif zırhlı süvari birimleri sağlamak için birçok avrupalı devletin orduları tarafından kullanıldı. polonyalı hussarlar aslen macar hussarlarına dayanıyordu. 16. yüzyılda polonya ordusunda hafif süvari gelişimi, kısmen corvinus'un ordusunda ortaya çıkan sırp hafif süvari birliğinin ardından modellenmiştir.

    başlangıçta polonya krallığı'ndaki ilk hafif süvari birlikleri, 1503'te sejm* tarafından kiralanan macar paralı askerleriydi. kısa süre sonra polonya vatandaşları da bu birliklere alınmaya başladı. geç rönesans döneminin maliyetli ağır zırhlı mızraklılarından çok daha kolay feda edilebilir olan sırp-macar hafif süvarileri, 16. yüzyılın başlarında polonya krallığı'nın orsha muharebesi ve obertyn muharebesi gibi önemli zaferlerinde oldukça küçük bir rol oynadılar. 16. yüzyılın ortalarında polonya ordusunun reform dönemi sırasında oluşturulan, ülkenin güney sınırında hizmet veren polonya vatan müdafaası hussar kuvvetlerinde, büyük ölçüde zırhlı atlara binen ağır zırhlı hussarlar, hafif hussarların yerini aldı.

    asıl kanatlı hussarlar, 1570'lerde polonya kralı ve litvanya büyük dükü stephen bathory'nin reformları ile oluşturuldu ve daha sonra polonya kralı ve litvanya büyük dükü iii. jan sobieski tarafından yönetildi. karşılarında durmanın pek mümkün olmadığı hussarlar, iii. jan sobieski ile zaferden zafere koşmuşlardır. dünya tarihinin en büyük süvari hücumlarından birisini kral sobieski, viyana kuşatması sırasında osmanlı ordularına karşı kanatlı hussarlarıyla yapmış ve başarılı olmuştur. kanatlı hussarlar, 1570 yılından görev ve geleneklerinin bir parlamento kararnamesiyle uhlanlara devredildiği 1776 yılına kadar polonya ordusu süvarilerinin en elit birimiydi. çoğu hussar, üst tabaka olan polonya soylularından* oluşurdu, hussar olmak polonya'da oldukça önemli bir statü ve görevdi. yapılanma olarak en alttan en üste; her bir kanatlı hussar towarzysz* ile bir bölüğe dahil olur ve her bölük kendi hussar sancağı ile başka bölüklerle birleşerek bir hussar ordusunu oluştururdu.

    16. yüzyılda, macar süvarileri tahta kalkanları bırakıp metal kaplı vücut zırhını benimsediler. kral bathory, polonya kralı seçildiğinde ve daha sonra 1576'da litvanya büyük dükü olarak kabul edildiğinde, kraliyet muhafızlarının süvarilerini, ana silahları olarak uzun bir mızrakla ve ağır zırhla donatarak yeniden düzenledi. bathory'nin hükümdarlığı döneminde (1576-1586), hussarlar polonya kraliyet ordusunda ortaçağ tarzı mızraklı süvarilerin yerini almışlardı ve o dönemdeki polonya süvarilerinin çoğunluğunu oluşturdular. 1590'larda, çoğu polonyalı hafif süvari birlikleri aynı ağır modele göre yeniden yapılandırıldı. bu ağır süvariler polonya'da husaria olarak bilinir.

    1577'deki lubieszów muharebesi ile kanatlı hussarların altın çağı başladı. o zamandan 1683'teki viyana kuşatması'na kadar kanatlı hussarlar, çeşitli düşmanlara karşı birçok muharebeye katıldılar ve birçoğunu kazandılar. 1577'de danzig'e karşı lubieszów muharebesi, 1588 yılında avusturya'ya karşı byczyna muharebesi, isveç'e karşı 1601 yılında kokenhausen muharebesi ile 1605 yılında kircholm muharebesi, birleşen ruslara ve isveç'e karşı 1610 yılında kluşino muharebesi, osmanlı, eflak ve boğdan prenslikleri ile kırım hanlığı'na karşı 1621 yılında hotin muharebesi, tatarlara karşı 1624'te martynów muharebesi, 1629 yılında isveç'e karşı trzciana muharebesi, 1644 yılında tatarlara karşı ochmatów muharebesi, 1651 yılında kırım hanlığı ve kazaklara karşı beresteczko muharebesi, 1660 yılında çarlık rusyası'na karşı polonka muharebesi, yine 1660 yılında çarlık rusyası ve kazaklara karşı chudnov muharebesi , 1673 yılında osmanlı'ya karşı bir diğer hotin muharebesi, 1675 yılında osmanlı'ya karşı lviv muharebesi, 1683 yılında iii. jan sobieski önderliğinde osmanlı'ya karşı ii. viyana kuşatması ve 1683 yılında yine osmanlı'ya karşı ciğerdelen muharebesi gibi muharebelerde, çoğu zaman sayı olarak az olmalarına rağmen elde edilen bu zaferlerin ezici bir şekilde belirleyici faktörleri oldular. mesela 1605-1618 yılları arasında vuku bulan polonya moskova savaşları'ndaki kluszyn muharebesi'nde sayı olarak 5'e 1 oranında üstün olan ruslar, kanatlı hussarlardan oluşan polonya ordusuna karşı ağır bir şekilde mağlup oldular. zaman ve askeri mühendislik ilerledikçe, hussarlar ateşli silahların gelişimi ile muharebe alanındaki etkisini yitirdi. zırhları ve ağır silahları zamanla değiştikçe üniformaları daha ayrıntılı hale geldi. 18. yüzyılda ateşli silahlar daha etkili hale geldikçe, silahlı ve süngülü piyadelere karşı hücum taktikleri daha başarısız sonuçlar elde eden kanatlı hussarlar, zaman içinde geçit töreni motifine dönüştüler.

    hussarlar kartal, devekuşu, kuğu veya kaz tüyleriyle süslenen devasa tek veya çift kanatları ile ünlüdür. 16. yüzyılda, süvari kalkanlarında karakteristik boyalı kanatlar veya kanatlı pençeler mevcuttu ve bunu kanatlarla bir adım öteye taşıyan polonya hussarları olmuştu. kanat konusundaki en yaygın teori, kanat sayesinde süvarilerin gerçekte olduğundan çok daha büyük görünmesine ve düşmanın atlarını korkutmasına neden olan gürültülü takırdama sesi çıkarmalarıydı ancak bu sesleri savaşta duymak imkansız olurdu. kanatlar (veya tek bir kanat) korku yaratmak, ihtişam ve çoğunlukla süvarinin sırtını kılıçlardan engellemek veya kadim düşmanları olan rus ve tatar atlıları tarafından atlarından atılmalarını önlemek için kullanılıyordu.

    polonyalı süvarilerin birincil savaş taktiği hücumdu. taarruz, yavaş bir tempoda ve nispeten gevşek bir formasyonla başlar, tıpkı genç eorl'un sözünü tutmak için kral theoden'in komutasında pelennor çayırlarına gelen rohirrim gibi. hücum sonrasında yavaş yavaş hız kazanır ve düşmana yaklaşırken saf sıklaştırılıp çarpışmadan hemen önce en yüksek hızına ve en sık haline ulaşır. düşman hattı kırılıncaya kadar, hussarlar saldırıyı birkaç kez ihtiyat birlikleri ile tekrarlarlar. ağır zırhlı süvarilerin hücumu, yaklaşık iki yüzyıl boyunca muharebe alanında belirleyici olmuştur. hussarlar uzun bir mızrak, bir kılıç, iki kısa namlulu silah, bir karabina veya arkebüz* ve bazen bir savaş çekiçi, gürz ya da balta ile savaştılar. zırhlı hussarlar bir süre sonra osmanlı sipahileri tarzında eyer kullanıp atlarla biniciler için daha fazla zırh kullanmaya başlamışlardır. hussar biriminin iyice oturmasıyla polonya atları, ağır bir yükle hızlı koşmak, dirençli olmak ve çabuk dinlenmek için yetiştirildi. bu atlar genellikle geleneksel tatar atı, polonya atı ve doğu atlarının melezleriydi. sonuç olarak, bir at 100 kilogramın üzerinde (savaşçı, zırh ve silahlar) yükle yüzlerce kilometre yürüyebilir ve anında hücuma kalkabilirdi. hussar atları ayrıca çok hızlı manevra kabiliyetine sahipti. bu çevik atlar, hussarların batılı devletlerin ağır süvarilerinden hızlı tatarlara kadar her türlü süvari veya piyade kuvveti ile savaşabilmesini sağlamıştır. polonya-litvanya biriliği'ne mensup olmayan bir kişiye hussar atı satmanın cezası ölümdü ve her bir hussar, atına kendisinden bile iyi bakardı.

    kopia mızrağı hussarların ana saldırı silahıydı. bu mızraklar macar mızraklarına dayanıyordu ancak polonya mızrakları daha uzundu ve balkanlar ile batı avrupa'daki sade seleflerine göre gösterişli yaldızlı boyalarla boyanırdı. mızrakların sapı genellikle köknar ağacından yapılmıştır ve mızrak ucu için çelik kullanılır. hafif süvari mızraklarının uzunluğu genellikle 4.5 ila 6.2 metre arasında değişiyordu ve hussarlara bu mızrak kral veya birliğin sancaktarı tarafından bir törenle verilirdi. ayrıca kopijka olarak bilinen ve 3 ila 3.6 metre uzunluğundaki başka bir mızrak türü de 17. yüzyılın sonlarında tatarlara ve türklere karşı kullanılmıştır.

    kanatlı hussarlar, bellerinin sol tarafında orta asyada kullanılan kılıçtan türetilmiş bir kısa kılıç ve sağ tarafında da bir tür uzun kılıç taşıyorlardı. ünlü hussar kılıcı* da dahil olmak üzere kanatlı hussarlar tarafından bunlar gibi birkaç tür kılıç kullanılıyordu. ayrıca tatar yayı ile türk yayı da bazıları tarafından kullanılmaktaydı ve szyszak adlı bir miğfer takarlardı. kral iii. jan sobieski ile özdeşleşen demir zırh üzerine deri süslemeler de bütün süvariler tarafından özenle zırhlarına yerleştirilirdi. en az 15 kiloluk bir zırh kullanan hussarlar, atlarını daha iyi geliştirdikçe zırh kilosunu da zamanla arttırmışlardır. tarihteki en özel askeri birliklerinden birisi olan kanatlı hussarlar, avrupa'nın en büyük acılarını yaşayan milleti olan polonyalıların ıstıraplı, gururlu ve özgürlük aşkı ile dolup taşan tarihinde, fryderyk chopin'in sanat anlamında tuttuğu yer gibi, askeri anlamda ihtişamlı bir yer tutmaktadır.
  • çalması muhteşem zevkli sabaton şarkısı. hele son kısımdaki "storm clouds, fire and steel, death from above make their enemy kneel, shining armour and wings, death from above, it's an army of kings." kısmında riffleri çalarken headbang yapmak farzdır, dinimizce emredilir, yapmamak günahtır.
  • bu şarkıyı dinlerken türk olduğumu unutup we made the enemy bleed gibi kısımlarda bağırıyorum ne biçim bir grup bu sabaton amk
  • lehistan - litvanya birliğinin efsanevi atlı askerleri. adından da anlaşılacağı gibi sırtlarına taktıkları kanatlarla şok saldirilar yapıp düşmanı bozguna ugratmalariyla ünlüdürler. malum viyana kuşatmasında savaş osmanlı lehine sonuçlanacakken 5.gunun şafağında çıkıp gelen sobieski'nin bu gözü dönmüş yiğitleri, resmen avrupa sizin neyinize diyip osmanlı'nın içinden geçmiştir.

    oi sermuksnio

    e: link
hesabın var mı? giriş yap