• "olsa ile bulsa biraraya gelse" nin kadere teslim edilmemiş hali.
  • bir wilco şarkısı. a ghost is born albümünden.
    http://www.youtube.com/watch?v=cz5xsh2hege

    fill up your mind with all it can know
    don't forget that your body will let it all go
    fill up your mind with all it can know
    what would we be without wishful thinking

    chambers of chains
    with red plastic mouths
    the inside of outside
    no one has found
    how to unring the bell
    it's just as well

    the turntable sizzles
    casting the spells
    the pressure devices
    hell in a nutshell
    is any song worth singing
    if it doesn't help

    fill up your mind with all it can know
    don't forget that your body will let it all go
    fill up your mind with all it can know
    'cause what would love be without wishful thinking

    open your arms as far as they will go
    we take off your dress
    an embarrassing poem
    was written when i was alone
    in love with you

    i shook down those lines
    to shine up the streets
    i got up off my hands and knees
    to thank my lucky stars that you're not me

    what would we be without wishful thinking
    what would we be without wishful thinking
    what would we be without wishful thinking
  • bu kadarı az bulunur:
    (bkz: #28869035)
    nihayetinde galatasaray da ceza alıyor, avrupa kupalarına sadece fenerbahçe gidiyor.
  • eskilerden bir china crisis şarkısı:

    http://www.youtube.com/watch?v=oj20lkdg8-8

    ıt's time we should talk about it
    there's no secrets kept in here
    forgive me for asking
    now wipe away your tears
    and if ı wish to stop it all
    and if ı wish to comfort the fall
    ıt's just wishful thinking
    ı sat on the roof
    and watched the day go by
    ı saw the likeness in his smile
    and the way he stands
    makes it all worthwhile
    but if ı wish to stop it all
    and if ı wish to comfort the fall
    ıt's just wishful thinking
    ıt's time we should talk about it
    there's no secrets kept in here
    ı see the likeness in his smile
    and the way he stands
    makes it all worthwhile
    and if ı wish to stop it all
    and if ı wish to comfort the fall
    and if ı wish to stop it all
    and if ı wish to comfort the fall
    ıt's just wishful thinking
  • türkçeye tam olarak hüsnükuruntu olarak çevirebileceğimiz ingilizce kelime.
  • john franklin, tony collier, kevin scott ve brian allen isimli zamane gençlerinden oluşmuş, 70'li yıllarda kendi ülkelerinden ziyade almanya'da rağbet görmüş, hiroshima isimli harika şarkıları kendilerinden meşhur ingiliz rock grubu (gerçi şarkının bestecisi de dave morgan'mış, ama ilk bunlar kaydetmiş).

    şarkının ünü grubu o kadar geride bırakmıştır ki, şarkı yaygın olarak onu coverlayan sandra'nın zannedilir. (bkz: #6229198)
  • (bkz: hüsnü zan)
  • saydım. 12 tane florasan parıltısı yansıyor dışarıdan. alnımı yasladığım camdan, gecenin karanlığından... 12 tane.
    az ötede akademi yazıyor büyük harflerle, yine beyaz florasan. akademi.
    38 dakika hiit yaptım, sırtım terli. mevzu bahis camın yanında oturuyorum.
    sol yakamda antreman yapan havlulu abinin kulaklığından kim olduğunu bilmediğim birinin sesi yankılanıyor.
    berbat bir aksanla söylüyor: "öyle el gibi durma, gül biraz: sana gülmeler yaraşır".
    koskoca adam diyorum, niye bu şarkıyı dinliyor, kulaklarını patlatacak kadar bangır bangır: sana gülmeler yaraşır.
    yukarı çıkınca, erkekleri itici yapan detaylar başlığına, "gülmenin kendisine ne çok yakıştığını bilmiyor olması" yazayım diye geçiriyorum içimden. itici yaptığından değil tabii de... ben yine de oraya yazayım.
    wishful thinking diyorum. gülümsüyorum. yanaklarımda damlalar var.

    soldan bir ses geliyor, ben hala ötedeki akademi yazısına bakıyorum.
    "x'e mi gitsek bi ara seninle" diyor, "boşver" diyorum. çok yanlış bir anda, çok yanlış bir yeri soruyor.
    artık gidemeyeceğim yerler var benim. o bunu bilmiyor. "olsun" diyor.

    ertesi gün oluyor.
    ofisimde koskocaman biri oturuyor. "seni gücendirmişiz" diyor. "olsun" diyorum. bön bakıyor.
    biraz zaman sonra, dalgın yürüyorum. teyzenin biri "siz avukat mısınız" diyor. "hayır" diyorum. "olsun" diyor, yoluna devam ediyor. arkasından bön bakıyorum.

    şimdi oluyor. bu satırları yazıyorum.
    yandan biri bana bakıyor. kafamı kaldırıyorum. kapımda biri var. tam şimdi oluyor bu.
    durmuş bana bakıyor. "görüşemiyoruz" diyor.
    "olsun" diyorum.
    anlamıyor.
    wishful thinking diyorum. gülümsüyor.
  • nasreddin hoca'nin komsusuna olan borcunu odeyebilmek icin sundugu odeme plani, bu kavramin turkce karsiligidir:
    "yolun kenarina cali ekecegim. calilar buyuyecek. koyun suruleri burdan gecerken calilara surtunecekler. surtunduklerinde yunlerinin bir kismi calilara takilacak. yunleri toplayip egirecegim. yun ipliklerle hali dokuyup satacagim. kazandigim parayla borcumu odeyecegim."
hesabın var mı? giriş yap