• karşıtların bitevi devam eden çatışması vardır var olmasına ya, işbu çatışma ''öz''de herhangi bi' değişikliğe neden olmaz. olan şey daha çok morfolojik değişimlerden ibaret. bu durum mao'cu esinle çelişkinin asla bitmeyeceği anlamına gelir. aslında tahayyül edilen çoğu görüntüde çelişkinin bitip diğer çelişkiye geçildiği, aşama katedildiği sanrısı bulunur. şekildeki bu durumu kaldırdıklarında çelişkinin özde halen devam ettiğini görebilmek hiç de zor olmaz kimi insanlar için.

    faydalı eşitsizlik ve faydasız eşitsizlik ortamı biraz daha çorba yapabilir.
  • diyalektiğin 3 temel ilkesinden biri. bu ilke tüm oluş ve dönüşümün bir nedensellik içinde geliştiğini, şimdiki olanın bir öncekinin yadsınması olduğu gibi, sonrakinin de şimdikinin yadsınması olarak belireceğini ifade eder. şu halde ne şimdi, ne geçmiş, ne de gelecek evrensel, mutlak değişmez olarak görülemez.

    tabiat bir tür varoluş ve yokoluş içindeyken değişimler kaçınılmaz olarak eskiyi ortadan kaldırır ve yenilerini getirir; ta ki o eski de bir gün bir başka yeni tarafından ortadan kaldırılana kadar. bitmişlik hissi salt bir yanılsamadan ibarettir ve nesnel koşulların etkisiyle şekillendiği için de görecelidir.
  • olumsuzlamanın olumsuzlanması

    moskova' daki yerel bir komünist parti toplantısında, petrov sonu bir türlü gelmek bilmeyen bir rapor okumaktadır. ilk sırada oturanlar arasında bir adamın besbelli sıkıldığını fark edince ona "hey, sana diyorum, bahsettiğim bu buliyanof'un kim olduğunu biliyor musun?" "hiçbir fikrim yok," diye cevaplar adam ve petrov hemen verir cevabını: "görüyorsun değil mi, parti toplantılarına daha sık gelsen ve daha dikkatle kulak kesilseydin, buliyanof'un kim olduğunu bilirdin!" adam da cevap vermek için hiç beklemez: "ama peki sen petrov, andreyev'in kim olduğunu biliyor musun?" petrov yanıtlar: "hayır, andreyev diye bir tanıdığım yok." bunun üzerine adam sakince şu sonuca varır: "parti toplantılarına daha az katılsaydın ve evinde olup bitenlere dikkatle kulak kesilseydin, andreyev'in sen burada sıkıcı konuşmalarını yaparken karını düzen herif olduğunu bilirdinl"

    zizek'ten nükteler
  • (bkz: yadsınlık)
  • her olgunun bir başka olgunun yadsımasından doğması ilkesi anlamına gelmesinin yanı sıra diyalektik materyalizmin de yolunun üstündedir.

    ayrıca:

    (bkz: negation of negation)
  • olumsuzlamanın olumsuzlanması gerçek bilincin bir ayrımıdır.olumlu olan duyusal bilincin aldanımıdır.
  • diyalektiğin yasalarından biridir ancak hegel ve marx da olmak üzere diyalektikçilerin hiçbiri diyalektiğin çalışma mantığını tez-antitez-sentez olarak anlatmaz, hatta bu gelimeri kullanmazlar bile (belki marx feuerbach üzerine tezleri yazarken "tez" kelimesini kullanmıştır sadece*). hatta okuduğum iki makalelerin tamamı hegel'in "tez-antitez-sentez" şeklinde bir şey söylemediğini, makalelerden biri kullanımın alman filozof h. m. chalybäus'a ait olduğunu, bir diğeri ise fichte'ye ait olduğunu söylüyor.

    ilerlemeci tarih anlayışına gelince de o tartışma çok su kaldırır ve ben de tarihsel süreçteki bir savaşın, katliamın ilerleme için zorunlu olduğu fikrine karşıyım. ancak ikinci dünya savaşından sonra almanların her yere kurduğu soykırım müzeleri, sürekli düzenlenen etkinlikler, dersler, avrupa'nın faşizmden öcü gibi korkması ve bundan dolayı da avrupa genelinde eşitlik ve insan haklarının yerleşip etkin bir biçimde serpilmesi belki de hegel'inki gibi metafizik bir tinin zorunlu hareketi değil ama olumsuzlamanın olumsuzlanması ile genel bilincin ilerlemesi olarak okunabilir. almanya artık faşizm ile hesaplaşmayı bünyesinde eritmiş almanyadır. eski almanya değildir. artık faşizmin olumsuzlanması onun kurucu unsurlarındandır.

    ayrıca diyalektiğin bu yasası hocaların hocası (!) celal şengör tarafından yanlış anlaşılmış ve hegel'e "salak" diyerek kendini aydınlar gözünde rezil etmiştir. diyalektik gibi varlığa hareket veren bir yöntemi formel mantık kuralları ile açıklayınca felsefeyi ancak temel "mantık" ile düşünebildiğini gösterebiliyorsun malesef ki o da ferrariyi el arabası tamircisine emanet etmek gibi bir şey.
hesabın var mı? giriş yap