• bazen yapılan yorumların fıkralardan daha komik olduğu durumlar olabiliyor.
  • (bkz: #31524985)
    (bkz: aramaya inanmak)
  • bi gün ni ülkede milletvekilleri birbirini tokmaklıyormuş*
  • trabzonspor'lu temel'e sormuşlar;

    -bir asansörde fener'li, galatasaray'lı ve beşiktaş'lı var... ve tabancanda iki mermin var. kime ateş ederdin?

    cevap;

    - iki el fenerli'ye...
  • abd'de bir ilkokulda, öğretmen öğrencilerinin babalarının işini soruyormuş. mühendis, pazarlamacı, iş adamı gibi klasik cevaplardan sonra sıra küçük jack'e gelmiş.
    "babam bir gay striptiz barında çalışıyor ve müşterilerin önünde, müzik eşliğinde giysilerini çıkarıyor, onlar da babamın iç çamaşırlarına para sokuyor, zaman zaman yeterli para veren bir müşteri çıkarsa babam onunla evine gidiyor ve geceyi orada geçiriyor" demiş jack.
    öğretmen şok olmuş tabi, diğer çocuklara uğraşmaları için bir kaç iş verip konuyu geçiştirmiş, dersin sonunda da jack'i bir kenara çekmiş ve "baban gerçekten bu işi mi yapıyor?" diye sormuş.
    "hayır" demiş jack de "babam demokrat parti için çalışıyor ve son seçimde obama'nın seçilmesine çok yardım etti, ama bunu diğer çocukların önünde söylemeye utanıyorum"
  • obama, putin ve rte birleşmiş milletler binasında aynı masada oturuyorlarmış. obama'nın canı sıkılmış savaş, strateji, ölümler, suriye, ukrayna beynimizi daralttı gelin bir değişiklik yapıp ruh çağıralım demiş. putin ve rte de kabul etmiş. salonun ışıkları karartmışlar başlamışlar ruh çağırmaya... 4-5 dk. sonra napolyon'un ruhu gelmiş ilk önce obama'ya seslenmiş: sendeki şu güç bende olsaydı waterloo savaşını kaybetmezdim demiş daha sonra putin'e seslenmiş: sendeki bu istihbarat bende olsaydı waterloo savaşını kaybetmezdim demiş. son olarak rte'ye seslenmiş: sendeki şu medya gücü bende olsaydı waterloo savaşında zafer kazandım diye halka yuttururdum demiş.
  • yarısına yakın boş bir otobüste yeni evli bir çift arkalarda gözden ırak sırnaşmaya başlarlar, otobüsün en arka koltuklarına geçip işi pişirmeye orada devam ederler, onların 3-4 sıra ilerisinde de birisi oturuyordur. evli çift işe koyulup yapacakları çocuğun ismini bile seçmişlerdir: 'osman'.

    sonra o arada otobüs bi anda yoldan çıkar, yolcular oradan oraya savrulur. arkadaki yeni evli çiftten bayan olanı kalkıp onlara en yakın oturan adama; 'kocam, kocamı bulamıyorum abi! gördün mü onu?!' der. adam da alnını işaret eder ve peçeteyle orayı siler, der ki: 'kocanı görmedim ama osman burda.'

    kısacası bunun gibi şeylere denir.
  • bir gün trabzonlu biri konya otobüsüne binmiş gidiyordur, konya'ya gelip otobüs durunca adam kalkıp şoföre gider ve der ki: 'ulan hemşerim beni ne diye kandırdın da trabzon diye konya'ya getirdin, ver bakalım paramı?!'

    şoför ayağa kalkar ve ' ben seni niye kandırıyım hemşerim, size her yer trabzon değil miydi?' der.
  • temelle dursun kahvede otururken turist bir kadın gelmiş adres sormuş. önce ingilizce. adamlar anlamamış. sonra almanca. fransızca, italyanca, ispanyolca falan derken kadını bir türlü anlamamışlar. bunun üzerine kadın söylene söylene gitmiş.

    dursun:

    -ula temel bir dil öğrenmemizun vakti celdu galiba.

    temel:

    -boş ver, kadın o kadar dil biliyi bir derdini anlatabildi mi?
  • komutan, emir erini çağırıp direktifi verir:
    - oğlum benim lojmana git, yengene söyle. ocağa su koyup ısıtsın. ben yarım saate eve gideceğim.
    asker koşarak gider, kapıyı çalar ama kimseyi bulamaz. lojmanın önünde bekleyen nöbetçiye sorar. komutanın karısının kuaförde olduğunu öğrenir. koşarak kuaföre gidip, komutanın karısını dışarı çağırır.
    - yenge, hemen eve gitmen lazım. komutanım söyledi.
    kadın biraz sinir, biraz da merakla sorar:
    - iyi de niye gidecekmişim? sebebini söyledi mi?
    emir eri cevap verir:
    - valla yenge. hazırlıklara bakılırsa seni sikecek.
hesabın var mı? giriş yap