• kumas pantalonlarinin hemen hepsinde 'yikanmaz' ve 'kuru temizlemeye verilmez' ic etiketi bulunan magazalar zinciri. tek kullanimlik pantalon yapiyorlar herhalde. magaza muduru de bizim kumaslar cok kir tutmaz,yikamaya gerek kalmiyor zaten diyerek bireysel temizlik konusunda yeni bir bakis acisi gelistirmis. kumasina guvenmiyorsan, ben markayim deme arkadasim..
    ayakkabi ve cantalari anlatmiyorum bile.birini sonraki sezon kullanmayi basarabilen varsa, sirrini benimle paylassin lutfen.
    demekki ayakkabi ve cantadaki sorunlar pantalonlarda da basladi.ıade almamak icin de 'yikanmaz yaziyor ama yikamissiniz' bahanesine basvuracaklar.yikanmayan pantalonmus... yurunmeyen ayakkabi,esya almayan canta.. sirada ne var ?
  • benim bildiğim kadarıyla kar amacı güden her işletmenin amacı para kazanmaktır. biri hariç: yargıcı.

    gerçekten yargıcı'nın amacını çoğunlukla anlayamıyorum. adeta devlet dairesi kıvamında bir yapılanması var. gerek raflara dayanmış merdivenlerle, geçişi ve ilgili raftaki ürünleri incelemeyi zorlaştırması; gerekse ürünlere bakınırken aniden elinde paspasla belirip "bir dakika izin verir misiniz" diyerek inatla sadece sizin olduğunuz nahiyeyi silen çalışanlarıyla bambaşka bir yer. yargıcı mağazalarında müşteri adeta bir fazlalık, istenmeyen ve konsepti bozan bir eleman gibi.
  • çin malı ayakkabıları değerinin 100 katı fiyatla satan, bir sorun yaşadığınızda ve sorunun giderilmesi için ürünü teslim ettiğinizde son derece lakayit bir tavırla ve de günler sonra yardımcı olamayacaklarını belirten çalışanlara sahip mağazalar zinciri. gerekçe olarak da "eski sezon ürün" dediler. yahu nasılsa anlaşmalı ayakkabı tamirciniz yapıyor bu işi, kaldı ki 10 yıl tepe tepe giydim de kopmadı ki bu meret! gecen yıldan bu yıla ancak cıkabildi, digeri hele toplasan 2 ay giyilemedi. çünkü tamircide gecirdiği süre ayağımda gecirdiği süreyi gecti!

    ama hata sizde degil bende elbette, uyduruk kaydırık ürünlerinizi para verip alma gafletinde bulunduğum için. verdiğim rahatsızlıktan dolayı çalışanlarınızdan da özür dilerim, telefonda bana "hı-hııı", "hı-hıııı", "hı-hıııı" deyip durmak zorunda kaldılar oysa eminim çok ciddi işleri vardı ilgilenmeleri gereken.
  • ayakkabılarını salon pabucu olarak giyebileceğiniz marka. evet, o kadar dayanıksız ve dandiktirler ki anca halıflexten araba paspasına, oradan parkeye basan ayaklar için pabuç üretirler. çantalarını da deri diye dünya para verip alırsınız, bırakın bir sene kullanmayı; birkaç ayda pul pul elinizde kalır. şeffaf elbiselerinin astarına elbise gibi ayrı para almaları ve haddinden kazık olmaları ise ayrı bir bahsin konusu. indirimde bile asla geçmem önlerinden!
  • üzerinde 80 puntoyla marka adı yazan, neon renkte, kocaman desenli, polyester şeyler giymek istemeyenler için harika seçenek-ti.
    giysileri hafif, doğal kumaşlardan, kenarında köşesinde mutlaka bir inceliği olan, pastel renklerde, kalıpları güzel şeyler. ayakkabılar, özellikle babetler çok zarif. anneanne işi olanlar dışında hemen her şeyde ya çok tatlı bir desen, ya kolunda minicik kurdele, ya belli belirsiz işlemeler...

    network ile beraber, optimum alışveriş merkezine gitme sebebimdi. bershka, pull and bear vs giyme sınırı aşıldı çünkü. kocaman yüzde 70'e varan -asla varmıyor ki- indirim yazıyor mağaza kapısında, ki o hali anca ehhh fiyatlara denk geliyor. yeni sezonda ise yüzde 90 yapsalar bile kurtarmayacak gibi. bugün pamuklu bir elbisenin 650 tl etiketi vardı çünkü. bu nedenle alsancak mağazasının kapısında 'of yine mi fakir' edasıyla karşılayan ve hep gözümü devirerek baktığım çalışanına artık hak veriyorum. elveda limon kokusu.
  • alsancakta bir mağazaları var önünde hıyar kemirirken durdum camdan baktım,ayakkabı 300-400 lira böyle etek 200-300 lira falan birde cama enflasyon ile mücadele indirimi yazmış,elimde hıyar olmasa bir şeyler almak için girecektim,bime gidip vip kahve aldım.
  • %100 poliester bir elbiseye 450tl fiyat biçen marka. tasarımlarına lafım yok tabi.
  • eskiden şallarını, montlarını, elbiselerini, aksesuarlarını bayılarak aldığım ama bu yıl itibariyle fiyat konusunda artık iyice abartmış marka.
    konsept güzel ona lafım yok, uçuk pastel tonlar, hafif desenler. ama sırf şekil, kalite 2/10.
    mesela online sitesinde bildiğimiz 45x45 pamuklu kumaş yastığa 160-170 lira isteyecek kadar hem de. ya sen kim?
    şallar indirimde bile alınmayacak gibi, sanırsın yargıcı değil armani. artık bırakmışlar kaliteyi falan marka adıyla silkeleme yoluna gitmişler.
    aliexpresste gezinmeye başladığımdan beridir de mağazalarında yüksek etiketle sattıkları birkaç çantayı ve kolyeyi görüp belliki buralardan alıp böyle 5 doları 50 dolar yapıp satıyor diyorum. ki hiçbir kolyesinde küpesinde yargıcı baskısı yok. hiç sempatim hiç güvenim kalmadı. daha da bir şey almam.
  • tasarımlarını sevdiğim fiyatlarını sevemediğim giyim markası.
    geçen gün bağdat caddesi'ndeki mağazaya sadece bakmaya girdim, evet bulursam bir kaç şey almak da istiyordum. ancak mağazanın müdürü ve çalışanı ilgiyle karışık ısrarla kolyesinden ayakkabısına kemerine sürekli bir şeyler serdiler önüme. giydiklerimin ciddi bir kısmını aldım, zaten bütçemin ucuna gelmiştim. aa size bir de trençkot verelim dediler. alamam çok aştım bütçemi dedim (7 parça aldım zaten). bakın tirençkotun üzerine şu şalı da takalım nolur bir görün alırsınız ya falan.. neyse giydim, ama almayacam çünkü tirençkot sevmem, o parayı da vermem (599 tl). neyse, hepsini hesaplayalım sonra bakalım dediler. iyi güzel hesaplandı, o sırada gözlük var çok güzel olur size, köpek kayışı var almayı düşünür müsünüze kadar geldik. bana da sinir geldi. ilk kez böyle bir şey oluyor çünkü, defalarca tüm elbiselere bakıp çıktığım oldu çeşitli mağazalarda, bu ne ihtimam bu ne ısrar?

    neyse hesaplandı, fiyat maaşım kadar neredeyse. olmaz tirençkotla şalı çıkaralım dedim. üzüldüler, olmazlar, çok yakıştılar, ama iki gömlek fiyatına isterseniz gömleği bırakınlar... saniye saniye sinirim artmaya devam etti. hayır çıkarın almayacağım dedim. o zaman da fiyat sadece 599 tl düştü. şal dedim? aa onu da mı almayacaksınız ama çok güzel çok tamamladı kıyafetlerinizi.. hayır o şalı da almayacağım çıkarır mısınız dedim ama keşke kuzenimin dediği gibi, şalı mı çıkarırsınız yoksa hepsini mi bırakayım deseydim. neyse, baya suratım bozuk çıktım dükkandan.

    şimdi kuşkusuz almayabilirdim, ama ihtiyacım vardı ve kalıpları bana uyuyor. ama orada da her zaman güzel tasarımlar bulamayabiliyorum, hepsini beğenmişken aldım. sağ olsunlar bedenleri depodan çıkartmak, denerken beklemek gibi incelikler ve benden daha heyecanlı hallerini de es geçemem. ama alıyorsunuz, alın alın, bişi olmazlar, şalı istememişken (ben bile seçmedim modelin üzerinden verdiler) oraya sokuşturmaya çalışmalar güzel değildi.

    ayrıca, şu anda okuduğum yorumlar nedeniyle; aldığım pantolonları yıkayamayacaksam ne yapacağımı düşünüyorum, parayı akrilik ve polyestere verdiğimi düşünüyorum.
  • mağaza alışverişini epeydir yapmadığım için bilmiyorum ancak internet alışverişinde ödeme kısmına geçerken poşet istiyorum seçeneği ile kendisini lc waikiki ile eşit tutan firma. zaten online alışverişte ürünler kutuya konuluyor; madem karton çantan yok kutuya da sadece ürünü koy gönder, o yazıyı sitene ekleme. 500 tl'ye ürün alıp üzerine 0,25 kuruş poşet parası eklemek online alışverişte çok daha abes olmuş. ya hiç sormadan karton çanta koymalısınız ya da hiçbir şey göndermezsiniz çok daha iyi... sonuçta markanıza ait satılan bir lastik saç tokası bile 50-60tl'den başlıyor, sanki marketten 1 kg domates aldık da "poşet ister misiniz 0,25kuruş" diye kredi kartının hizasına not düşülüyor. komik...
hesabın var mı? giriş yap