• buna en çok kadınlarda tanıklık ediyorum, özellikle de facebook üzerinden.
    mesela orta yaşlı bir bayan arkadaş bir ileti giriyor -gayet normal, gayet anlaşılabilir, gayet 'olabilir' iletilerden bahsediyorum-, misal: "hani küresel ısınma vardı?? o zaman bu soğuklar nedeeen?"...
    onun sınıf arkadaşları hemen ardından döşenmeye başlıyorlar; ":))))) ben diyorum size bu hatun çılgın diyeee" , "deli yaaaa bak yine ne yazmışşşşş :))))" , "kızım çılgınsın sen yaa =)"

    ya noldu? neden çılgın oldu şimdi bu kadın?

    ya da bi fasıla, eller havayaya, eş dost hep birlikte bir yemeğe gitmişler, ertesi gün de fotoğrafları facebook'a yüklemiş. aman allahım.. yaşama sevincimi bu fotoların altına yazılan yorumları okurken kaybediyorum..
    "burcucum hiç değişmemişsin, hala üniversite günlerindeki gibi çılgınsın :))))" , "ooo yine bize haber vermeden çılgın bir gece yaşanmış, alacağın olsun burcu!!!1! şaka şaka, belli ki dağıtmışsınız yine, ooh sefanız olsuuun!! :)))"

    niye? rakı içmek, çalınan şarkıya eşlik etmek, eğlenmek "the hot crazy scale"de tehlikeli bölgede bulunan hatunlara has bir şey midir?

    pikniğe giderler, "huuu çok çılgın", yazın tatile giderler "huuu çok çılgın", düğüne, davete giderler "huuu çok çılgın". yaşım bahsettiğim kemale erince ben de mi öyle olacağım acaba? bak bunu düşündüm de.. huuu çok çılgın!
  • ister istemez olan durum. bu değişikliğin boyutlarını garipsiyor insan. şu saatte bilgisayar başında oturuyor olmam çocuk versiyonum için dört dil bilen trapezci olmam gibi bir şeydir. o kadar cool um yani.. uuu babe... (kendi çocukluğuma hava atıyorum... dinlenmem gerek...)

    (cool anlayışımın neye benzediğini görmek beni de sarstı evet...)
  • 20 li yaşlarda en büyük çılgınlık bungee jumping ya da wakeboard yapmak iken şimdilerde en biyük çılgınlığım kırmızı et yemektir, kolestrol inip inip çıktıkça bi hoş oluyor kafam mafam her yerim. herhalde bir 20 sene sonra da en büyük çılgınlığım mecidiyeköy'de karşıdan karşıya geçmek olacak.
  • parabol gibidir. çocuk ve yaşlıyken, gençlerin yaptığı en sıradan şey bile büyük bir çılgınlık gözükür insana. hayatın kendisi de bir paraboldür ya, ondan olsa gerek.
  • son 10 yıldır şahsım adına f(x)=a^x formunda seyrettiğinden beklenen bir değişimdir ancak. değişiminin şiddeti yakın çevrede bir görecelilik yaratacak diğer insanların varlığı ile daha iyi gözlemlenebilir. (örneğin arkadaşın birinin gelip bugün bir çılgınlık yapıp evlenme teklif edeceğim demesi). hatta kendi seyrinde yoluna devam eden değişim dramatik bir görecelilik anında birden hız kazanabilir. (arkadaşın çılgınlığı tarif ettiği eylemleri düşünüp ya ben de böyle olursam endişesine kapılarak ipini hepten koparmak). uzun lafın kısası çılgınlık anlayışı değişimi sadece iç dinamizme ve yaşanmışlıklara değil aynı zamanda yakın çevreden gelen değişkenlere fena halde bağlıdır. ha unutmadan çılgınlık anlayışı hayal gücü ile mutlak bir korelasyon içindedir. epeydir çılgınca bir şey yapmadım diyorsanız bilin ki hayal gücünüzü biraz ihmal etmişsiniz.*
  • yaşla beraber kendine güven artarken, hayatı ciddiye alma durumunda da düşüş gözlenir. bu koşulların getirisi ise, eskiden göze alınamayan veya riskli bulunan şeylerin bir an duraksamadan uygulamaya geçirilmesi olur. mastera başlama, dövme yaptırma, motorsiklet tutkusu, adrenalinli sporlara geçiş, beğenilen kişiye niyetini açık etme, kimse görmüyormuşcasına dans etme, aklından geçenleri söyleyiverme, ilerleyen yaşlarda daha çok gözlemlenebilecek çılgınlıklardan sadece birkaçıdır.
  • 2. ya da 3. sınıftayken insanların kafasına buz yumurta atmak çılgınca gelirdi. şimdi ise 5+1 ile absolut şişesiyle son ses müzik açıp patlamak öyle geliyor.öyle lunaparkta çılgınlık yapmak falan pek zevk vermiyor 1 2 dakikalık şeyler...
  • bende gerçekleşmemiş değişim. yıllardır en çılgın aktivitem pijamayla bakkala giderken güzel bir kızla göz göze gelmemeye çalışmak. zamanla çok geliştirdim kendimi, artık hayalet gibi dolaşabiliyorum sokaklarda. çılgın şey beni.
hesabın var mı? giriş yap