• girmeden bi google 'a 2013 ygs soruları diye sorun, ne olur ne olmaz, belki bulursunuz. yolunuz açık olsun.
  • şimdiki aklım olsaydı diye kendime söylendiklerimden derleyeceğim tavsiyelerimdir. kulak verin gencolar, yeminlen burda bir genç dimağa bile yardımcı olabilirsem çok mutlu olurum.

    1- asla bu gibi sınavlarla zeka bağlantısı kurmayın. elbette zeki insan daha kolay başarılı olur ama mevzu ondan ibaret değil, lan ben lise giriş sınavında 2.500. (klişe olacak ama sınavım çok kötü geçmişti, hepi topu 25 tane olan mat sorularından son 6sını okuyamamıştım bile zaman yetmediğinden, 2 gün fiilen zırıl zırıl ağlamıştım) üniversite sınavları sonrasında (ygs+lysler) 50 000. oldum .(yazıyla elli bin) noldu amk? arada geçen yıllarda zekam mı azaldı, dediğim gibi vay ben zekiyim zaten güzel olur, yok kafası zehir gibi çocuklar var ben bi halt beceremem gibi triplere girmeyin. unutmayalım allah kimsenin düşmanı değil, bir şekilde alırsınız emeğinizin karşılığını.

    2 - malum ciddi hedefleri olanlar hafiften çalışmaya başlamalı şu zamanlarda. çalışın gençler, şu zamanlar ne kadar çok çalışırsanız ilerde kafanız o kadar rahat olur. dershaneler sene başına yakın sınıfları belirlemek için seviye tespit sınavları yapıyor. ne yapın edin olabaliceğiniz en iyi sınıfta olun. çünkü çok iyi bir sınıfta ekstra bişey yapmadan, sırf o sınıfın rutinine uysanız bile çizginiz iyi seyreder, milletten etkilenirsiniz, etrafınız iyi çalışan arkadaşlarla dolu olur ki bu her türlü pozitif yansır (onları sevmeseiz bile uyuz olur, gaza gelir çalışırsınız). bir de doğal olarak iyi hocalar, iyi sınıflarda oluyor. iyi, kötü hoca farkı eğer siz çok iyi çalışmıyorsanız örneğin 40 soruda belki 10 küsür net farkettirebilir.

    3 - zaman biraz daha ilerleyip okullar açılınca falan, insan psikolojisi neticede, yakın olan sınavdan çok korkup ona abanmak aradaki 2 ay yemem içmem lys kasarım hele bu iyi gelsin de demek gibi bir mallık yapmayın.(ben yaptım) ygs'ye gir çık malla, afalla, sonucu bekle, sonuç gelsin, üzül, sevin derken çok çok çabuk geçiyor o 2 ay. siz inceden inceden lys konularını eritin. yine kendimden örnek vericem, sınava ilk girdiğimde ygs'de 12 000. oldum. o gün üzüntüden ağlamaklı gözlerle butün kadıköyü 4 kere turladım, bir paket sigara bitirdim. 12 000 ne lan diyordum. sonra arada o malum lys kasma yalan oldu burun kıvırdığım 12 000 geriye 50 000 olarak döndü. aman diyim

    4 - sonra ygs yaklaşacak falan. olum (kızım sen de dinle) duygusal olmayın. "cool"luktan ödün vermeyin. bakın bir arkadaş geçen konuşurken biz sınav gecesi uyuyamayan adamlarız lan tabii çuvallayacaktık dedi. haklı. tanıdığım iyi derece yapanların çok büyük bir kısmı darlanmayan, kafası rahat adamlardı. aynı çalışma, aynı performans, aynı ortam, aynı hocalar olsun, kafası rahat adam sınavı tokatlar, darlanan adam darmadağın olur.

    5 - satranç oynayın. ciddiyim. ben bir ara klasik nerde yanlış yaptımları düşünürken şunu farkettim; rezalet satranç oynuyorum, çok sevdiğim halde çok kötü heroes 3 oynuyorum ve üniversite sınavlarında çuvalladım. neden? çükü çok yönlü mevzuları kontrol altında tutamıyorum. lan mukavemet (bilen bilir 30 tane lys fizik sorusunu tek başına paket yapacak soruları vardır) bütünlemesinde son gece 3 saat çalışıp sınavı tokatlamış "ba"'mı alıp sırıta sırıta çıkmıştım. neden ? çünkü bir ders var 2 de konu. gerilme işte, sağına soluna, mantığına, formülüne iyice çalışıyosun sınavda öyle bi soru geliyo yapıp geçiyosun. ama üniversite giriş aşaması öyle değil. türkçesiyle, sosyaliyle, feniyle derken 150 - 200 konu var. planlı bi şekilde hepsine hakim olmanız gerek. işte burada ne nerde hangi aşamada, hangi derste, hangi konuda zayıfım, hangi konu ne kadar sürede halledilir, hangi konuya sınava doğru bi daha bakmam gerekir ki unutmayayım ? işte bu sorular uzar da uzar. siz bu soruların hepsinin cevabını bilin. o yüzden satranç oynayın diyorum. aslında 3-5i hariç hepsi kolay olan aşağı yukarı 150 konunun hepsine optimum zamanı ayırın ki kafalar karışmasın sonra.

    6 - planlı olun. bu plan sabah 6da kalk, 6 10da tuvalet 6 20de kahvaltı 7de çalış 8 52de bırak gibi darlak bişey olmasın. plandan kastım daha çok yukarıda anlattığım kontrolü sağlamak için. gerekirse alın büyük bir karton ayırın derslere, her dersin konuları o dersin altına yazın, bakın kaç haftam var, ne zaman hangisini bitiririm. bitirince atın çentiği. yani olaya tepeden bakın ve nerde olduğunuzu görün. siz aslında başkasıyla değil kendinizle yarışıyorsunuz. "kendini tanı, rakibini daha iyi tanı" felsefesiyle, tam olarak neyiniz iyi neyiniz kötü bilin. bakın bir önceki sınavdaki siz rakibiniz, onu geçmeye uğraşın. bunun için ondan daha çok şey bilmelisiniz. o yüzden yavaş yavaş, ilmek ilmek üstüne koya koya gidin.

    7 - dedim ya ben ygs 10 000lerden, lys sonunda 50 000lere geriledim, tam tersini yapan bir dünya adam var. 40 000i ilk 10 000e çekeni bizzat tanıyorum ve 60 000i ilk 5 000e getireni duydum. yani panik yapmayın. telafi var. ancak o telafi fırsatının olması için şimdiden lys çalışın. son gülen siz olun.

    8 - kafanızda büyütmeyin. lan ben ilk girdiğimde matematikte 40ta 40 yapıp (daha doğrusu bi soru iptal oldu 39da 39 da diyebiliriz) tokatlamıştım (evet kendimi övüyorum). sınav açıklanınca babam: oğlum matematikte 40 fende 28 yapmayı nasıl başardın demişti, cevap verememiştim. cevap işte 5-6. maddeleri uygulamamış olmamdı. sınava girdim baktım matematiklere kolay geldi hepsini çözdüm. fene geldim lan 6 aydır ben bu konuyu bilmiyorum mal gibi çalışmadım buraya dedim çok soruda. işte bu duruma düşmeyin.

    9 - kendinizi kandırmayın. sakın vicdan azabından ders çalışıyor olmak için zaten bildiğiniz şeyleri çözüp çözüp durmayın. (evet ben çok yaptım) bu zaten çok açık bir madde. söyleyecek çok bişey yok. heee arada darlanınca bu saçmalığı yapacağınıza çıkın 2 dolanın takılın ama çalışınca da hakkaten çalışın.

    10 - bu çok zor ama, hayatın merkezi bu sene bu sınav olsun arkadaş. ama bu yanlış anlaşılıyor. sınav derken sadece ygsdeki 160 dakka ve lyslerdeki bilmem kaç dakkayı demiyorum. çalışması, öğrenmesi, planı, programı, denemesi hepsi içinde. yoksa benim gibi darlak bi yapınız varsa zaten o final kısmı sürekli vızır vızır beyninizde dolanacak. bu meret mahvediyor adamı. dediğim o değil, o gün aklınızda o hafta bitirmeniz gereken atıyorum 2 fizik 3 kimya 1 geometri konusu olsun. anı da yaşayın, bu an iyi bir planlamayla zaten çalışmak olacağından darlanmadan, öğrene öğrene sınavı yaşayacaksınız.

    11 - bu dediğim sadece kendine, performansına, sayısal yeteneğine güvenen aynı zamanda kafası rahat über aday'ları için geçerli. lise sonda yatakhanedeyken oda arkadaşım bir konuyla ilgili sağdan soldan bulduğu üniversite kitabını alıp, o konuyu sağdan soldan inceleyip, formül ıspatlarına bakıp, zor sayılacak bir örneği bazen 1- 1 buçuk saat uğraşıp çözüp defterine kendince ıspatlar cartlar curtlar yapıp, olayı bitiriyodu. hakkaten adam akademik bir anlayışla 1 buçuk saat sağlam çalışıp (1 bilemedin 2 soru çözerek) sonra eline aldığı yaprak testi mermi manyağı yapıyordu. kolay geliyordu haliyle çocuğa. ben anlarım diyorsanız yapın bunu. (bu arkadaş mf4 te 600. gibi bişey oldu)

    12 - bak, aileden baskı olacak, etraftan olacak, kendinizden olacak, olacak da olacak. gelecek kaygısı olacak mesela. dedim ya milletten baskı diye bu olmasa da sen yaratacaksın. ben 2. girdiğimde zaten 5 yıllık bi lisede okuduğumdan ve bunu anlatmak zor olduğundan uzaktan tanıyan herkez beni üni. 2. sınıfta sanıyordu. ve ben dershaneden eve gelişimde tanıdık birini görünce yolu uzatıyodum ki muhattap olunca abi ben dershaneye gidiyorum demiyim diye. bi gün babam yine aldı karşına bana manyak olup olmadığımı sordu. haklıydı lan. banane be, onlara ne? zaten zibilyon iş var bi de 40 yılda 2 kere göreceğiniz insanların, sözde! eşiniz dostunuzun darlanmasıyla uğraşmayın. buna değecek insan zaten herşeyinizi biliyodur. geriye kalanı da nerenize bile takmamanız gerektiğini hepiniz biliyosunuz zaten (kafanıza - löl - )

    ve son olarak, özetle, rahat olun, planlı olun, hiçbir şey de sizden değerli değil bunu bilin. bir de iyi bir üniversite amaç değil, iyi bir kariyer yolunda araç olsun. şimdi saydırmayın üniversite terk çılgın atan elemanları var bi ton.

    bu uzuuuuuca yazıyı bitirirken;

    lan madem çok biliyon kendin yapsaydın diyenlere : bravaaa aynştayn.

    onun dışındakilerin bir mesaj uzağındayım ne istiyorsa sorabilirler hiç problem değil.
  • mavi şekeri yemeyin
  • çişinizi mutlaka yapın. yoksa sıçtınız. çişi tutayım diye sorulara konsantre olamazsınız. baktınız tutamıyosunuz salın gitsin. en azından sınıftakilerin dikkati dağılır en baştan 30 kişiyi nakavt edersiniz.
  • sınavda dikkatiniz dağılırsa yüksek sesle öksürün. madem sizinki dağıldı, onlarınki de dağılsın. unutmayın bu bir sıralama sınavı, onlar düşman!
  • üniversite sınavına ciddi şekilde hazırlanacak arkadaşlarımız için fikir verici uzun bir rehber olsun yazacaklarım.
    birden fazla kez üniversite hazırlık sınavların girmiş ve de iki kez fena olmayan sonuçlar almış biri olarak bu unutulmaya yüz tutmuş tüyolardan bahsedeyim biraz. iyi bir yerler kazanmak için çalışmanız gerektiğini zaten biliyorsunuz. tabi ki çalışacaksınız ama doğru metodlar ile çalışmak lazım.

    girdiğim zamandan biliyorum o zamanlar yaklaşık 150-160 konu vardı toplamda. bir kere her konuyu en az birer kez çalışmak ortalama 1-1.5 saatlik konu çalışmaya tekabül etse 250 saat civarı bir süre konu çalışacaksınız. yine her çalıştığınız konudan -birisi çözümlü- üç test çözdüğünüzü düşünürsek minimum bir 150 saatlik de bir konuyu idrak edebilmek için test çözme olayınız var. her konu hakkında daha sonra farklı zamanlarda toplam 100'er soru ve hatırlamak için ortalama 20'şer dakikalık konu tekrarı da yaptığınızı düşünürsek 300-350 saat arası da bir tekrar süreciniz olduğu gerçeği söz konusu. gireceğiniz her sınav tipinden de minimum 50'şer adet ciddi deneme çözme gerekliliği ve de bu denemelerde çözülemeyen her sorunun tekrardan çözdürülmesi de işe katılınca bir 300 saat de burada girer devreye. dolayısıyla diyebiliyorum ki 1000 saat doğru ders çalışan ve çok önemli bir nokta da şu -temeli fena olmayan- bir öğrenci rahat rahat istediği bölüme girebilir.

    sekiz ay haftada altı gün çalışacaksanız düzenli olarak hergün ortalama beş saat ders çalışmaya tekabül eder bu. sınavın iki ayaklı olması bir anlamda avantajdır belirli aralıklarda belirli kısımlara daha ağırlık verdiğiniz için unutma şansınız düşer. çalışılan vakit genişledikçe unutma ihtimali arttığı için ayrılan sürenin de artması gerekir. mesela tercih yapmayıp 2. yıla kalan biri iki senede 1400-1500 saati vurmuşsa ve son demlerde bırakmamışsa muhtemeldir ki güzel dereceler alacaktır. çok zeki bir insan için bu süre bir yılda 1000 yerine 800,çok zeki olmayan bir insan için 1200 saate çıkabilir ve sonuçlarda da az biraz değişiklik olabilir. ama çıkıp da bu kadar saatini ayırmadan başarılı olduğunu söyleyen insan da, bu kadar süre verimli çalıştığını ama başarısız olduğunu söyleyen insan da genelde yalan söylüyordur.

    buralar işin emekle alakalı kısımları. fakat olay daha çok yönlü. mesela çalışırken de ciddi yanlışlar yaparız.

    öğrencinin çalışırken yaptığı belki de en büyük yanlış konu çalışırkenki şu hatasıdır: ilk konuları çalışır, konular zorlaştıkça kitabı bırakır. tıpkı soru bankalarına yaptığı gibi. ama aslında hem konular gitgide zorlaştığı için hem de onlarca kitabın ilk konuları çalışılıp geçilmiş olduğu için bu bir çalışıyorum diyerek kendini avutma ve vakit kaybetme metodudur. önemli olan zaten ileriki konulardır. kitaplar baştan sona konu taranacaksa ısrarla bırakılmadan devam ettirilmelidir.

    mümkünse konular ilk etapta çalışılmalı, çözümlü sorular çözüldükten sonra tekrar konulara dönülmelidir. bu sayede konunun esas önemli kısımları ve konuya nasıl yaklaşılması gerektiği öğrenilir. ve sonrasında kesinlikle ama kesinlikle en az iki test çözmeden kalkılmamalıdır. çünkü ilk etapta konular beynin geçici hafıza kısmına kaydolduğu için birşeyler tam oturmadan konu geçilmemelidir.

    yine beyni konunun önemli olduğuna ikna etmek ve konuyu kalıcı hafıza bölgelerine işleyebilmek için mümkünse konuyu çalıştıktan sonraki ilk 3-4 gün içerisinde en az bir test daha çözerek takviye yapılmalıdır. 10 saat çalışılan bir konuya sonradan hiç bakmadan 2 ay sonra döndüğünüzde çoğunlukla hüsran yaşarsınız. ama konuya 10 saat çalıştıktan 2-3 gün sonra yarım saat daha bakmışsanız çok daha yüksek oranda konuyu hatırlarsınız bu da vakitten kazanmanızı sağlar.

    uzun bir çalışma periyoduna girecekseniz bir anda vites yükseltmeyin. 3 saat çalışmayla başlayıp bir hafta içinde 10 saate çıkabilirsiniz. ama on saatte asılı kalamazsınız. hem motivasyonunuzu yitirmemeniz hem konuları birbirine bağlayabilmeniz adına en önemli silahınız devamlılıktır. 2-3 gün üst üste çalışmazsanız 4. güne de motivasyonunuzu yitirerek girersiniz. iki hafta üst üste günde 10 saat çalışıp iki hafta dinlenmek yerine her gün 5 saat çalışmanız sizin lehinizedir. olay bir disipline döndüğü için erken kopmalara uğrama riskiniz azalır. hem de çalıştığınız herşeyi azar azar tekrar ede ede gittiğiniz için daha verimli çalışırsınız. hem de çok yüksek tempo ile belli bir süre çalıştığınızda hele de daha olayın başındaysanız çok ciddi yükselişler de göremeyeceğiniz için olaydan soğursunuz. tabi kopmayın derken şunu da ekleyeyim, haftada bir gün çalışmamanız kopmak değil tatil yapmaktır. iki gün olmasın o önemli. hele de üst üste iki gün hiç olmasın.

    sınava her konuya çalışmış olarak girin. çünkü bir konuya hiç çalışmadıysanız o konudan çıkan soruyu yapma ihtimaliniz yoka yakınsar. ama bir konuyu en azından temel hatlarınızla biliyorsanız doğru bir yorumla sonuca ulaşabilirsiniz. ama daha da önemlisi sınavda özgüveninizi yitirmemenize engel olur. bildiğiniz konulardan ard arda iki tane yapamadığınızda "o zaman daha bunun bilmediğim konuları var, sıçtık", psikolojisine girmemiş olursunuz.

    bol bol deneme çözün. ama denemeyi niye çözdüğünüzü de bilerek. deneme çözmenin birden çok sebebi vardır. mesela bunlardan en enteresan olanı oturmayı öğrenmektir. genelde ders çalışırken 40-50 dakikada bir mola veririz. sınavda zihnen verebilsek de fiziken mola verip yer değiştiremeyeceğiz. komik değil, bu gerçekten önemli bir sorun. daha yirmili yaşlarını görmemiş yahut yirmili yaşlarının başında olan insanların 3 saat civarı bir süre motive bir şekilde otururak birşeylere odaklanması zor bir durumdur. ama
    denemeyi sadece bunun için çözmüyorsunuz.
    ikinci çözme sebebiniz ise hangi konuların tam oturmadığını tesbit etmek. denemeleri çöz-geç yapmayın. bu konuda 1 deneme önemli değildir. ama son denemelerinizde genel olarak yapamadığınız bir konu varsa o konu sos veriyordur işte. size çok güzel ipucu verir denemeler. o konuya süre ayırıp eksiğinizi kapatabilirsiniz. daha evvel hiç bakmadığınız konu sayısı toplam konuların yarısından fazlaysa o deneme vakit kaybıdır. o yüzden sadece ilk başladığınız 1-2 ay genel tarama testleri çözün. ama daha sonra en azından "oha bilmediğim daha kaç konu varmış" diyip motive olabilmek için denemeleri sıklaştırmaya başlayın. ve gitgide daha çok denemeye girin. çünkü gitgide daha çok konu bileceksiniz ve test edilme ihtiyacınız belirecek.

    deneme çözmenin bir başka sebebi de soru tipi ezberlemektir. oturup soru ezberlemeyin tabi. ama elli denemenin her birinde bir tip soru görüyor, nisbeten ezberliyorsunuz. dolayısıyla sınavda çıkacak soruların en azından benzerlerini görmüş olacaksınız.zaten yayınevleri de denemelere güvendikleri soruları koyarlar, testten farklıdır. burada en önemli kısma geliyoruz. evet, hiç bakmadığınız konulara ait soruları çözemezsiniz. evet 4-5 sınav üst üste çözemediğiniz konuları da ya tam anlamamış yahut unutmuşsunuzdur. ama bir de şu vardır ki bildiğiniz bir konuda çözemediğiniz sorular vardır. işte bu sorular genelde orijinal sorulardır ve bunları birilerine çözdürmeniz sizi inanılmaz hazırlayacaktır. 50 denemenin her birinde ortama 20 soru çözdürdüğünüzde ilk karşınıza çıktığında çözemediğiniz en az bin soruyu çözdürmüş olacaksınız. ki bunlardan 7-8'inin benzeri sınavda çıktığında yaparak binlerce kişinin önüne geçeceksinizdir.

    yine deneme çözmenin bir başka sebebi de diğerleriyle kendi kendinizi kıyaslamaktır. bu rekabete yok açar, o da motivasyonu yükseltir. kısaca denemelere girin, git gide daha çok girin ve yapamadığınız konusunu çalışmış olduğunuz her soruyu itinayla çözdürün.

    hatta benden size bir tavsiye daha son 3-4 hafta sınav diyelim ki pazar sabahı 9'da olacak, son 3-4 hafta pazar sabahları tam o saatte deneme çözün. evinizde yahut dershanede. bunun katacağı his ise o gün sınava geldiğinizde işinize yarayacaktır. o gün sanki rütin birşey yapıyormuş gibi olacak, paniğinizi engelleyeceksiniz.

    tek bir kaynaktan test veya deneme çözmeyin. farklı ekoller var sınav hazırlığında. en az üç farklı ekolden test çözün. evet muhtemelen bir ekolün soruları diğerlerine oranla sınava çok daha yakın olacaktır ama her ekolden alacağınız farklı kazanımlar olacaktır. mesela 2006 senesinde 2-3 soru vardı; ki birisi de mat-1 sorusuydu ve kilit soruydu zorluk olarak; aynısı o sene ana akım olmayan dersanelerin birinin denemesinde x yerine a, y yerine b yazılarak sorulmuştu. 2009 öss'de de 1-2 öyle soru vardı. sizi çalıştıran bir ekip var ve tekil kaynaktan besliyor sizi diyelim; gidin diğer akım dersanelerle anlaşın, denemelerine girin. dersanelerine mail atın, denemelerini satın alın falan.

    gelelim son tavsiyelere. testi bile akıllı çözün. mesela her sorudan sonra cevap anahtarına işaretleme yapmayın. bu sizi soru kağıdına motive olmaktan alıkoyar. tüm soruları sınav bittikten sonra da işaretlemeyin, bu da size yararı olmayan bir hareket olur. bunun yerine ideal olarak 30-40 soruda bir işaretlemeler yapın. bir soruya bakmak, kutucuğu bulup karalamak 3-4 saniye sürer. 30 soru işaretlemek yaklaşık iki dakikayı alır ve bu sürede soruları düşünmezsiniz. yani bir sınavda zihninizin dinlenebileceği tek zaman dilimi soru işaretlerkenki süredir. bu zamanı doğru kullanmak çok önemli ne kadar sürede bir motivasyonunuzu yitirdiğinizi tesbit edip, ki başta yazdığım gibi bu süre yaklaşık 30-40 sorudur; 30-40 dakikada bir zihninize 2'şer dakikalık molalar aldırın. unutmayın, beyin de kas gibi çalışır ve o iki dakika çok önemli bir süredir. öyle bir moladan sonra tekdüze baktığınız bir soruya başka bir açıdan bakabilirsiniz. molayı sınavın sonunda kullanıp heba etmeyin, sonra en az bir yaz dinleneceksiniz. 30-40 soru arka arkaya iaretlersem kaydırma yaparım da demeyin, içinizden örneğin "20-a" diye seslendirerek işaretleme yaparsanız kaydırma şansınız imkansıza yakınsar. şimdilik bu kadar yazmış olayım. hem de bir kişi dahi olsa sınava daha bu kadar çok varken bu giriyi okursa ve yararlanırsa ne mutlu demiş olurum. hadi yolunuz açık olsun, sorusu olan özelden yazabilir. *
  • öncelikle ihtiyaç duymuyorsanız içinde ygs geçen başlıklardan ve hatta ygs'nin konuşulduğu ortamlardan uzak durun. zibilyon kere yazıldı, stres yaparsanız sakata gelirsiniz.

    kemer kullanmanızı gerektirmeyecek pantolon vs. giyin. üzerinde demir olduğundan alınmayabilir, eliniz cebinizde yürümek zorunda kalırsınız.

    yarın sabah sigara içmeyin ya da sınavdan en az bir kaç saat önce için. ağzınız kuruyabilir.

    bu gece tırnaklarınızı kesmeyin. ete falan zarar verirsiniz sonra sınavda acır ,aman dikkat.

    son anlarda ders notlarınıza göz atmanız sizi çok ciddi strese sokabilir, bakmasanız daha iyi olur.

    ishal ya da kabız yapacak şeylerden uzak durun. zihnimi açayım derken başka yerleri kapatamazsınız sonra.
  • üçüncü soruyu c yapın.
  • en önemlisi girdiğiniz gibi çıkacağınızı unutmayın ! . içeride adam yemiyorlar..
  • hocayı dikkatli izleyin. kafa bir adama benziyorsa, ve genel de yerinde pek duramıyorsa, siz de sigara kullanan biriyseniz, tuvalete gitmek için izin isteyin. genel de sigara içer çünkü bu hocalar. yerinde duramaması da nikotin krizindendir. çok su içiyorsa bu da onun bir şeklidir.

    son girdiğim öss'de başıma gelmişti. izin istemiştim hoca da benle beraber gelmişti. lan biri çıksa da sigara içsem diyordum demişti. bir sigarada bana uzatmıştı. o sene de üni'yi kazanmıştım. hala dua ederim o adama. adamın dibisin hoca. duyuyorsan beni eğer, senin sayende okuyorum ben. hey gidi hey.
hesabın var mı? giriş yap