• (bkz: #48420704)

    türbanlı bir genç kadının bir erkeğe sarılarak halay çektiği görüntülerdir aynı zamanda. ilginç. lütfen birisi kendisine bu yaptığının haram olduğunu ve artık cehennemlik olduğunu söylesin.

    18-19 yaşındaki çocukları bilmem ne sağlık lisesi, yok sikimsonic sağlık bilmem nesi diye hastanelere doluşturanların eseridir.
  • yoğun çalışma saatlerinden,ellerini kollarını kaldıracak güç kalmamasından bahsederler bir de..
    duracell pil takılmış ayıcık gibi, durdurulamıyor abla..
  • hasta hakları yönetmeliği
    " mahremiyete saygı gösterilmesi;

    madde 21- hastanın, mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. hasta mahremiyetinin korunmasını açıkça talep de edebilir. her türlü tıbbi müdahale, hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle icra edilir.
    mahremiyete saygı gösterilmesi ve bunu istemek hakkı;
    a) hastanın, sağlık durumu ile ilgili tıbbi değerlendirmelerin gizlilik içerisinde yürütülmesini,
    b) muayenenin, teşhisin, tedavinin ve hasta ile doğrudan teması gerektiren diğer işlemlerin makul bir gizlilik ortamında gerçekleştirilmesini,
    c) tıbben sakınca olmayan hallerde yanında bir yakınının bulunmasına izin verilmesini,
    d) tedavisi ile doğrudan ilgili olmayan kimselerin, tıbbi müdahale sırasında bulunmamasını,
    e) hastalığın mahiyeti gerektirmedikçe hastanın şahsi ve ailevi hayatına müdahale edilmemesini,
    f) sağlık harcamalarının kaynağının gizli tutulmasını, kapsar. "

    (bkz: hüda par'ın kürdistan için evet propagandası)
  • (bkz: yoğum bakın)
  • benim en çok ilgimi çeken şey, başı kapalı olmasına rağmen -eğer eşi ya da kardeşi değilse- yabancı bir erkeğin omzuna kolunu atıp halay çeken kadındır. kadını linç etmek falan benim haddime değil. yalnız toplumun dindarlık algısının ne kadar içi boş ve kırılgan olduğuna dair çok güzel bir okuma yapma fırsatı elde ediyoruz. tabi "burada karnavalesk bir durum var" diyorsanız, arkada yatan ölümcül hastalar da var derim ben. bu kadını eleştiriyoruz ama, hepimiz böyleyiz. hepimiz, kendi inançlarımız noktasında iyiyüzlülüğe meyilliyiz. hepimiz "-miş gibi"yiz. bu asır da -miş gibilerin, -mış gibilerin asrı. hepimiz siyah ile beyaz arasında griye boyanmış, ama kendimizi siyah ya da beyaz olarak tanımlamaya devam eden araf yolcularıyız. durum bu.

    onun dışında, videoda hasta mahremiyetini, insana saygıyı ruhunun derinliklerine nüfuz ettirememiş, özümseyememiş, insan-mış gibi yapan memurlar görüyoruz. oysa insan dediğimiz canlıyı hayvanlardan ayıran şey aklımız olduğu kadar, empati yeteneklerimizdir de. ki ahlak dediğimiz şeyin çok önemli bir kısmı empati üzerinden şekillenir. empati yapamayan birinden mesleki etik/ahlak beklemek zor. belki kanun ve kurallarla bu dayatılabilir. ama elimizde çalışanların her anını gözeten bir panoptikon yok ki. inananlar için allah var, ama onu da ite kaka bir yerlere sıkıştırmışız. allah'ın da öğle uykusu çektiği anlar mı tasavvur ediyoruz ne? bu memurların yaptıklarını indirgemek değil maksadım, ama onları eleştirirken de vicdanen kendimi rahat hissedemiyorum. zira - farklı seviyelerde- hiçbirimiz masum değiliz.
  • gayrı profesyonel ve olmaması gereken hareket. haklarında gereken işlem yapılmış zaten. ama benim takıldığım başka bir şey.

    siz ya da yakınınız hayatlarınızda yoğun bakıma bir kere düşüyorsunuz, kendinizi dünyanın merkezi sandığınız için tüm dünyanın durmasını, genç aşıkların birbirlerini hayal etmeyi bırakmasını, oğlu okuma bayramında beyaz atlı prens olan doktor babanın heyecan ve mutluluğunu unutmasını bekliyorsunuz. siz ameliyat olurken hayati tehlikeniz olduğu için ameliyat hemşirenizin haftaya başlayacak yıllık iznini nerede geçireceğini hayal etmesi size küfür gibi geliyor. bu böyle değil sevgili dostlar. o insanlar profesyonel ve hayatlarının ciddi bir bölümü size sağlık hizmeti sunarak geçiyor. onlardan hayatlarını toptan askıya almalarını bekleyemezsiniz. yalnızca size sunacakları hizmeti optimum profesyonellik, kalite ve saygı ile sunmalarını bekleyebilirsiniz. ya da şöyle söyleyeyim, seksen yaşındaki babanız yoğun bakımda doğal nedenlerden vefat ettiği zaman hiçbir sağlık profesyoneli sizin gibi yas tutmayacak, üzülmeyecek bile. onlardan beklemeniz gereken acınıza saygı duymaları, kültürel olarak yas tutanlara karşı yapılmaması gereken şeyleri yapmamaları, o kadar. ne eksik ne fazla.
  • önune gelen heryere bölüm filan acip meslek sahibi ederseniz ancak boyle birsey cikar.bu isimler hastabakici degil doktorda olabilirdi.tip mezunu arkadaslar bile bazen kendi meslektaslarina baktiklarinda bu mal nasil okulu bitirdi doktor oldu demiyor degillerdir.heryere universite acmanin cezasi bunlar .4 senelik 2 senelik,meslek yuksek okulu filandi derken iti kopugu,salagi,mali okudu okumadi derken mezun oluyor sonuclari bunlar.
  • (bkz: beyin nedir)
  • sorun yalnizca hastalarin yuzunun gorunmesi degildir. profesyonel bir ortamdasin, mola verdigin personele ozgu ayri bir alanda degilsin. halay cekemezsin. baska bir cok seyi de yapamazsin, saymakla bitmez. ben bir bardak cayimi aldigimda iceri hasta girerse kenara koyuyorum, cayimdan bir yudum bile almiyorum. yaptigin ise ve insana saygin yoksa o ise alinman bile kabahat. kovuldularsa iyi olmus.
  • (bkz: allahtan korkmaz, kuldan utanmaz)

    elbet bir gün onların da ciğeri yanar...
hesabın var mı? giriş yap