• yaptığı tespitler ve yazdığı gözlem raporlarıyla, beyaz yakalıların iş süreçlerinde ne tür öznelliklere büründüklerini anlatıyor. fakat bu öznelliklerin emeğin disiplin altına alınma süreçlerinin bir parçası olduğunu ustalıkla gizlemiş oluyor. "biz köleyiz, blackberry de prangamız" derken bile, bunu bir beyaz yakalı fantazisi olarak tarif ediyor. böylece, yazıları okuyunca "vayy bee, tam beni anlatıyor; veya işte ayşeyi, mehmeti anlatıyor" diyoruz. oysa böyle bir yazının bizi anlatmasının sebebi, böyle bir yazının yazılıyor olması.

    aslında patronun veya ceo'nun vs. "ben sizden çok çalışıyorum" ya da "biz aynı yakadayız" demesi gibi bir etki yaratıyor yazılar. böylesi basit yazılar, gerçekliği yeniden kurma gücüne sahiptir, çünkü altlarında yatan ideolojiyi çok rahat gizlerler. bir bakış açısı değil, düpedüz bir gerçeklik oldukları, gerçeğin herkes tarafından apaçık görülebilecek bir halde bu yazılarda gözlemle tespit edildiği ima edilir. çünkü gerçekten basittir, çünkü biz de aynı fantazinin parçası ve kurucularıyız.

    velhasıl, bu yazar(lar) ve yazılar, sistemin işleyişinin kurucu bir parçasıdır.
  • bilgi mba' de ders veren şahıs.

    bir dedikodu duydum kendisi hakkında, ne derece doğru bilemeyeceğim ama dedikodu yüce zerey' in coca cola'nın atlantadaki head office inde çalışmaya başlayacağı şeklinde.
  • coca cola türkiyenin digital pazarlama müdürü olmuş full zeka, şirin insan.
  • ülkede dikkat çeken bir kampanya olduda ben mi kaçırdım.
    bu ülkede doğru kişileri tanıyorsanız.
    başarılı sayılmanız çok kolay , ortaya birşey koymamış olsanız. bile...
  • "tanır tanımaz karşısındakini beğenen birini düşünelim. bu beğeni oldukça doğal olabilir. ancak zamanla ,karşısındaki insandan samimi bir tavır görmemesine rağmen beğenisini hoşlantıya, hatta hayranlığa dönüştüren bir insan, şüphesiz beslediği duyguların aynısını görmek isteyecektir.

    burada ilgi arsızlığıyla beraber sevgi açlığı da ortaya çıkar. bir beğeni şeklinde başlayan ilişki, bir anda son derece tehlikeli bir hale bürünür.

    ilgiyi kendine mahsus uyuşturucuya çevirmiş insan, karşısındakinden beklediği ilgiyi göremediği zaman , tipik bir müptela gibi davranmaya başlayacaktır.

    şiddet, hırs, paranoya, kıskançlık, haset, dedikodu uyuşturucunun girdilerini oluştururken ,anormal kırılganlık, anormal alınganlık, yetersizlik hissi, özgüven kaybı, iletişim kuramama, yitirilen inanç da çıktılarını oluşturacaktır."

    yazısıyla tuhaf dergisi aralık sayısında güzel tespitler yapmıştır.
  • pazarlama uzmanı ve aynı zamanda iyi bir yazar.

    tuhaf dergi’nin 32.sayısında “yalnızlığa övgü” adlı yazısını çok beğendim. bir kısmını da buraya aktarmak istiyorum. benim için çok anlamlı.

    “insan, üzüntü yaşamadan sevinci tadamaz. yalanla karşılaşmadan doğruyu bilemez. çirkini görmeden güzeli keşfedemez. sahteyle temas kurmadan hakiki olanı hissedemez. işte tam da böyle, yalnız kalmadan da kendiyle dost olamaz insan.”
  • bu ay çıkacak üçüncü kitabı mima için şarkılı bir klip hazırlamış. bu sefer bir roman ve distopya türünde.
  • ilk izlenimim samimi olduğu yönündeki kişilik. herhangi bir ego, havalar falan görmedim. iş ortamında, arkadaş ortamındaki tavırları ve yaklaşımı hakkında da herhangi bir şey söyleyecek bilgiye sahip değilim ama benzer insanlarda gördüğüm küçük dağları ben yarattım tavrı yoktu.

    kitabıyla ilgili şöyle bir şey yazdım: #64284000
  • 1 hazirandan itibaren hepsiburada nın cmo su olarak iş hayatına devam edecekmiş. hayırlı olsun şimdiden.
hesabın var mı? giriş yap