• toprakları işgal edilen bir milletin, haklarını tüm dünya karşısında savunabilmesi ve istediklerini alabilmesi için göstermesi gerekli olan kuvvetini en şanlı şekilde gösterdiği gündür, millet olarak en gururla kutlamamız gereken bayramdır.

    o devri yaşamış birisinin anılarından bir kısmı buraya aktararak bugünün ne kadar önemli olduğunu size göstermek istiyorum.

    (kurtuluş savaşı sırasında istanbul'da gazetecilik yapan yazarımız, büyük taarruz'dan bir türlü haber alamamanın sıkıntısını yaşamaktadır.)
    "...
    fakat içimizdeki sorunun, kimseden aramaya cesaret edemediğimiz cevabı kendiliğinden yayılıverdi: başkomutan mustafa kemal paşa bütün karargahı ile beraber esir olmuş...

    keder insanı öldürmez derlerse, bu söze inanınız. kalb denen şeyin ne dayanıklı bir maddeden yapılmış olduğunu ben, o akşamüstü büyükada vapurunun güvertesinde öğrendim.

    türkleri büyükada yat kulübü'nden kovmuşlardı. yalnız bir iki sırnaşık, yolunu bularak içlerine sokulabilmişlerdi. bunlar, o akşam cezalarını çekmişlerdir. çünkü kulüpte, mustafa kemal'in esir olması şerefine kulübün bütün şampanyaları patlatılıyor ve türkler de dağıtılan kadehleri içmeye zorlanıyordu. ada sokakları, çoluk çocuğun çığlıklarıyla geçilmez bir hale geldi.

    ölümü bir uyku, rahat bir uyku gibi arıyarak sabah ettik. ilk vapurun en görünmez köşelerine sığınarak, iki büklüm köprüye indik.

    bütün türkleri, yas içinde bulacağımı sanıyordum. meğer ne kadar soysuzluğa uğramışız. acaba sokakların hepsi, şu veya bu muhipler cemiyeti üyeleri mi idi? bizimkiler utançlarından evde mi kalmışlardı? bu gülüşler, bu çırpınışlar, bu el sıkışanlar ne idi?

    meğer bütün karargahı ile başkomutan mustafa kemal değil, yunan başkomutanı trikopis esir olmuş...

    size, kalbin ne dayanıklı bir maddeden yapılmış olduğunu yukarıda söylemeseydim, burada söylerdim. bir çocuk gibi sıçramaya başladım. habere, havadise, telgrafa koşuyorum. yunan ordusunu yoketmişiz ve izmir'e iniyormuşuz.

    ben, ömrümde hiçbir edebiyat eserinde, ordulara ilk hedeflerinin akdeniz olduğunu bildiren günlük emri okurken duyduğum zevki duymadım. bu, bütün heyecanların üstünde bir heyecan veren, bütün şiirlerin üstünde bir şiirdi. ne olmuştuk, biliyor musunuz? kurtulmuştuk.

    ah mustafa kemal, mustafa kemal, sen ölünceye kadar o günün sevincini ödeyebilmekten başka bir şey düşünmeyeceğim.

    konuşmak için dilim, yazmak için kalemim tutuldu.(...)

    nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu batının, vicdanlarmızı ve kafamızı doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 ağustos zaferine borçluyuz.

    "akşam"ın ilk sayfası için koskoca bir klişe hazırlamıştık: "elhamdülillah, izmir'e kavuştuk!" kapıları açmanın imkanı mı var? gazeteyi pencereden akıtıyorduk. alan, yüzüne gözüne sürüyordu.
    ..."

    falih rıfkı atay, çankaya, pozi+if yayınları, 2004 baskı, sf. 339
  • yılları savaşla geçmiş bir ulusun, tüm gücü ve inancı ile varını yoğunu ortaya koyduğu bir kumarı kazandığı günü temsil eden büyük bayramdır.

    yıllar yılı ordunun sahiplenip kutladığı bu bayram, aslında gerektiğinde en büyük ordulardan da üstün bir güce sahip olabileceğini gösteren türk milletinin bayramıdır.

    (bkz: mustafa kemal atatürk)
  • o gün doğan çocuklara, genellikle "zafer" adı verilen bayramdır. babaları "bak bu uçaklar sen doğdun diye geçiyor" dediği için, uzun bir zaman "estağfurullah, allah aşkına zahmet etmeyin" sendromuyla yaşayan çocuklardır bunlar.
  • olusevicilere karsi verilen savasta vatanin fasistlerden temizlenmesinin bayramidir.

    ezbere kavramlar uzerinden bok atan gerzekler haric ulkemdeki herkesin zaferi kutlu olsun.
  • bazı bünyelerde acısı hala devam eden zafer'in bayramıdır .
  • diğer resmi bayramların aksine çocuklardan çok büyüklerin bayramıdır. okulların yaz tatiline denk geldiği için okul töreni, günün anlam ve önemini belirten müdür konuşmaları, zafer bayramı şiirleri, oratoryolar, zafer bayramını anlatan kompozisyonlar gibi diğer bayramların gördüğü muameleleri görmez. çoğu çocuk için savaş uçağı görmekten fazla bir şey ifade etmez. boynu büküktür.
  • büyük taarruz'un son gününde yapılan dumlupınar meydan muharebesi ve onun son safhası olan 30 ağustos muharebeleriyle elde edilen bayramdır.
  • anıtkabir’in giriş kapısının olduğu akdeniz caddesinin sarmalayan sokların adları sırasıyla.
    ordular sokak
    ilk sokak
    hedef sokak
    ileri sokak, olduğunu öğrendiğimde ilk fırsatta o sokaklardan geçmiştim yıllar önce. bizim yapabildiğimiz bu kadar basit aslında . eskişehir’den izmir’e kadar çarpışarak düşman avlayan bir ceddin torunlarına düşecek tek şey bir kaç sokak yürüyüp onları anmaktan ibaret. bu taaruzun zaferinden rahatsız olmak için soysuz olmak yeterlidir , başka da bir vasıf aranmaz...
hesabın var mı? giriş yap