• y-chp'nin içine yuvalanan, anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri değiştirmek isteyen, işgalci kuvvetleri yenen ve türkiye'ye cumhuriyet ile demokrasiyi getiren atatürk'ten nefret eden, ülkeye federatif yapı getirip bölmek isteyen, fetö ve pkk gibi yurtdışından yönetilen terör örgütüdür. fetö'nün maskesi din, pkk'nın maskesi kürt milliyetçiliği iken bunların maskesi solculuktur. kanları bozuktur. tanrıları paradır.

    --- --- --- --- --- --- --- --- --- ---

    yenilginin mimarları: kim bu 10 aralıkçılar

    chp seçimi kaybetti, parti içindeki tartışma devam ederken gözler 10 aralıkçılar olursak bilinen gruba çevrildi. peki kim bu 10 aralıkçılar… odatv inceledi…

    bundan 18 yıl önce…

    tarih, mart 2005… burhan şenatalar, fuat keyman, o dönem disk genel başkanı olan süleyman çelebi‘nin de aralarında olduğu bir toplantı yapılıyor. toplantıyı düzenleyenler kendilerine 10 aralık hareketi adını verdi. “yeni anayasa” teklifi bile hazırdı. taslağı hazırlayanlar arasında chp lideri kemal kılıçdaroğlu'nun milletvekili yaptığı ibrahim kaboğlu'da vardı. hareketin içerisindeki bir diğer isim de chp istanbul il başkanı canan kaftancıoğlu’ydu.

    10 aralıkçıların “anayasası” “türk” sözcüğüne karşıydı. 10 aralıkçılara göre tanım “türkiye yurttaşı” olmalıydı. hareketin amacı chp’ye alternatif yeni bir ”sol” birliktelikti. ancak chp 2007 seçimlerinde dsp’li 13 milletvekiline listesinden yer verince bu çalışmada yarım kaldı.

    çıkış sonrası ilk toplantının 10 aralık tarihinde yapılmasıyla hareket ‘’10 aralık hareketi’’ olarak adlandırılıyor.

    10 aralıklıların temsil ettikleri siyasi anlayış ise avrupa birliği’ni önemseyen batı ile uyumlu bir ‘’liberal-sol’’ oluşumdu.

    chp genel başkanı deniz baykal’ın fetö’nün kaset kumpasıyla istifa ettirilmesinden sonra yaşanan süreçle 10 aralık hareketi de çalışmalarını durdurdu. kemal kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı üstlenmesiyle yeni bir parti kurma fikrinden vazgeçen hareket chp içinde yer almaya başladı.

    31 ekim 2018 günü “chp’ye 'akp ayarı'" başlıklı yazısında soner yalçın, 10 aralık hareketi’nin anayasa’da istedikleri değişiklikleri yazdı.

    taslağa göre, “başlangıç kısmı, herhangi bir kişi, kurum ya da değere kutsallık atfetme ya da meşruiyet kazandırma kaygısı taşımaktan uzak (…) içeriğe sahip olmalıdır.”

    anayasa'daki “genel esaslar” bölümünde ise şu değişikliği öneriyorlardı:

    “ulusal ve ulusal-üstü hukuk ilişkisi açıkça düzenlenerek, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü boyutuyla pekiştirilmeli. böylece hukuk devleti, iç barışa katkısı yanında; ‘ulus-devlet'in milliyetçi saplantılardan sıyrılarak yeniden yorumlanmasını sağlayan bir çatı olarak tasarlanmalı.

    anayasal yurttaşlık bilinci yerleştirilmelidir. böylece, ‘ortak kimlik belgesi' olarak algılanması, anayasal yurtseverlik bilincinin gelişimini de besleyebilir. bu yönde, hak ve özgürlüklerin muhatabı bakımından; sadece yurttaşlara tanınan siyasal haklarda türk yerine yurttaş denilebilir. siyasal haklar bakımından, 'türkiye cumhuriyeti yurttaşlığı', kapsayıcı ve farklılıklara olanak tanıyıcı kimlik olarak tasarlanmalı…”

    soner yalçın yazısında şöyle devam ediyordu:

    “10 aralık hareketi hazırladığı anayasa metninin 'yürütme' konusuna önerisi şuydu:

    en önemli sorunlardan biri de, merkezi otorite ile yerinden yönetimler arasındaki ilişkilerin yeniden yapılandırılması sorunudur. (…) şöyle ki; bölgeli veya federal devletlerde bölgeler ve federe devletler kendi yasalarına ve anayasalarına sahip olduğu için, ülke öğesine ilişkin düzenlemeler de öne çıkmaktadır. buna karşılık, bizim gibi üniter devletlerde ülkenin, dolayısıyla çevre ve doğa ile kültürel varlıkların korunması birkaç anayasal hükümle sınırlı kalmaktadır. bu nedenle, yeni bir anayasada, aşırı merkezi yapıdan uzaklaşılması ölçüsünde hem türkiye'nin yönetimi rasyonelleşir: bir yandan kamu hizmetlerinin etkililiği artar; öte yandan merkezi siyasal otoriteyi dengeleyici mekanizmalar oluşturulmuş olur…”

    meselenin özü buydu. 10 aralık hareketi, “federatif yapı” öneriyordu.

    10 aralık hareketi'nin sözcüsü, fetö gazetesi taraf'ın köşe yazarı halil berktay'a gönderdiği 2010 yılı başındaki açıklamasında şöyle diyordu:

    "'atatürk tartışılamaz' diye son derece saçma bir görüşüm hiçbir zaman olmadı…" açıklamayı berktay'a ulaştıran “10 aralık hareketi yürütme kurulu adına”, şimdi örgütlerden sorumlu chp genel başkan yardımcısı oğuz kaan salıcı’ydı!

    kuşatma

    soner yalçın’ın yazısıyla devam edelim.

    "10 aralık hareketi bugün chp yönetimini ele geçirmiştir. 10 aralık hareketi, bugün chp’de en güçlü, en etkin gruptur. 'yeni partiden' vazgeçtiler ama 'yeni siyaset anlayışından' vazgeçmiş değiller!

    parti kamuoyunun bütün ilgisi, bütün seçim dönemlerinde yaşandığı gibi kimin aday olduğu, olacağı üzerine yoğunlaşmış durumda. oysa chp’deki bütün grupların gündemi 31 mart sonrasına göre planlanıyor. aday belirleme ve ittifak gibi chp açısından son derece netameli konularda, sanki gizli bir güç yetkili karar organlar adına partiye istikamet veriyor. kılıçdaroğlu’nu ‘bile bile lades’e zorluyor ve el altından 31 mart sonrası kılıçdaroğlu’suz ‘yepyeni chp’ hazırlanıyor.”

    hangi chp

    burada soner yalçın’a ara verip chp içindeki dağılıma bakalım. chp içinde oluşumlar birçok farklı oluşum olmakla beraber temelde 3 ana grup ekseninde toplanıyor. 10 aralık oluşumu içinde olanlar bunlar ‘’çağdaş sol’’ çıkışıyla chp’nin genlerinde oynamayla ‘’libera-sol’’ söylemleri gerçekleştirenler. atatürk yerine mustafa kemal söylemleri… 2. grup genel başkan kemal kılıçdaroğlu’na bağlı olan grup varlıkları genel başkan çevresinde devam eden grup… kemal kılıçdaroğlu ile türkiye’yi kapsayacak bir oluşum hedefi. 3. grup ise diğer grupların oluşumu yerine chp içinde yetişme ortada kalan genç yüzlerden oluşan grup!

    10 aralık’tan chp’ye

    10 aralık hareketi içinde bir dönem yer alan isimler daha sonradan chp’de görev almaya başladılar. toplantılara öncülük eden disk genel başkanı chp’de 24 . dönem milletvekili olarak görev yaptı. diğer bir isim olan burhan şenatalar, 18 temmuz 2012 tarihi itibarıyla chp bilim yönetim ve kültür platformu kontenjanından parti meclisi üyeliğine seçilmişti. 28. dönem milletvekili chp parti örgütü ve örgüt yönetimlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı oğuz kaan salıcı… diğer bir isim 10 aralık hareketi “yeni anayasa” taslağı hazırlayan, 27. dönem milletvekili prof. ibrahim kaboğlu'ydu. 10 aralık hareketi içerisinde chp istanbul il başkanı canan kaftancıoğlu, selin sayek böke ve onursal adıgüzel‘in de yer aldığı biliniyor.

    2023 seçimleri sonrası ikitıdar olma hedefiyle yola çıkan chp bir kez daha yenilgi aldı. partiden farklı sesler önümüzdeki günlerde yol haritasını daha belirginleştirecektir. yeni lider, yeni bir oluşum mu? yoksa 10 aralıkçılarla devam mı?

    haber
  • hedefi türkiye cumhuriyeti anayasası'nın ilk üç maddesini değiştirmek olan ve her partiye sızmış, başta siyasal islamcılarla her zaman işbirliği içinde olmuş, 12 eylül 2010 referandumu'nda yine dincilerle birlikte yetmez ama evet demiş, küresel emperyalizmin gönüllü veya paralı teşeronlarıdır.

    türkiye cumhuriyeti menfaatlerine karşı ne eylem ve söylem varsa bunlar ortalıkta meydanlarda biterler.

    örneğin, siz bunların hiç geçici siyasi sığınmacı kaçaklar hakkında bir şey söylediğini gördünüz duydunuz mu?

    söylemezler asla! çünkü emperyalizmin uşakları.. onlara görev veriliyor, onlar da görevlerini yapıyorlar.

    önümüzdeki günlerde tbmm'de muhtemel anayasa değişikliği için bir araya gelecekler. bir araya gelecekler diyorum çünkü, her partide varlar şu anda. plan ona göre yapıldı.

    bekleyelim ve görelim...

    yoksa mesele başkanlık seçimlerinde rte kazandı, kılıçdaroğlu kaybetti meselesi değil. asıl mesele meclis aritmetiği.
  • akıl hocaları arasında burhan şenatalar ve ibrahim kaboğlu gibi isimler bulunan, adını sol-liberal 10 aralık hareketi'nden alan, chp içinde yuvalanmış çetedir.
  • tc anayasası'nı değiştirip üniter devlet modeli yerine 'federatif yapı' öneren zararlı oluşum.
  • chp’nin içindeki gladio yapılanmasıdır.

    khk ile şutlanan kaboğlu için çok ağlamıştınız.

    ünal çeviköz ve trakya’nın bir numaralı mafyası öztrak aşiretini de unutmayalım.

    not: tırnovo macırı tekirdağlı bir adem.
  • sıralı tam liste için;

    https://twitter.com/10aralikcilar
  • tam çay demlemelik bir otoriterci başlığı olmuş.

    ben kendimi genç sanıyordum ama chp'yi bunlar batırdı bitirdi bunlar terörist diye ilan edilen sözde 10 aralıkçılar döneminde chp büyüdü diye hatırlıyorum.

    2000'lerde de chp çok düşük oylarla hezimet alırken sözde vatansever atatürkçüler chp'de cirit atıyordu (hani şu akp'ye geçen savcı sayan, metin feyzioğlu gibiler). darbe bile örgütlüyorlardı, asker bizi kurtaracak nasılsa diye kendilerini rahatlatmaya çalışıyorlardı. tsk varken bize bişey olmaz diyorlardı. hatta bu süreci bayrakla taşıyan tuncay özkan hala partinin medyasını domine ediyor. biriciklerim askeri de artık akp'ye kaptırdılar.

    o zamanlar chp daha koalisyon kurup iktidara oynamaktan çok uzak bir yapıydı. 10-20% arası tatlısu oyları alır oturur laiklik atatürkçülük terör der başka bişey demezdi. o dönemler manyakça komplolar ve dış güçler hikayelerini chp tabanından insanlar anlatırdı, ab sürecinin türkiye'yi bölme planı olduğunu söylerlerdi. örneğin erdoğan bop eşbaşkanı olarak ülkeyi bölecek, akp dış güçlerin akanı hikayesi o dönemlerde banu avar gibi psikozla cebelleşen ulusalcılardan gelirdi.

    hea, bugün chp anadolunun derinliklerine inmiş ülkeyi kasıp kavuran bir parti mi? değil. ama seçim başarıları elde edebilen, ülkenin farklı kesimlerini bir araya getirebilen, gündeme yön verebilen, çatı koalisyon kurabilen bir parti. eskiye nazaran çok daha kitlesel bir yapı.

    10 aralıkçı goygoyu yapan bu insanlar ekseriyetiyle atatürk'ün partisini bitirdiler, atatürk kalmadı diye iktidarın chp'yi şekillendirmek için kullandığı retoriği kullananlardır.

    bu insanları genel olarak şöyle gruplayabiliriz (not düşelim bu üç grup arasında baya ortak küme elemanı da var):

    1 - sabah akşam atatürk'üm mavi gözlüm sarı saçlım diye atatürk tapınma ritüellerini siyaset zanneden ve başta parti, bütün ülkenin sürekli atatürk demesini isteyen tarikat (mesela anayasada nasıl atatürk adı olmaz gibi bir argüman sunan, koskoca ülke anayasasının bir insan çevresinse kurgulanması gerektiğini düşünenler). parti yeterince atatürk demediyse atatürkçü değil hatta terörist diyen alt kategorisi var bu grubun.

    bu kesim ciddi ciddi “atatürk de atatürk” demenin halkta karşılığı olduğunu, chp'nin yeterince atatürkçülük vurgusu yapmadığı için yenildiğine falan inanıyor. genelde gerçekte pek samimi akpli tanıdıkları olmayan tatlı su chplilerden oluşuyorlar. chp şaka bir partiyken yılmaz özdil okuyup kendilerini tatmin ederlerdi. bugünlerde bir kısmı muharrem ince tarikatına dönüştü. en çok atatürk diyene veriyorlar. siyasi vizyonları her vaadi atatürk ile süslemekle oluşuyor (bkz: selefi atatürkçülük)

    2 - ırkçı, ultra milliyetçi, devlet zorbalık yapsın ama onların kendi sembollerini kullanarak yapsın isteyen zenofobik faşistler. özellikle askerliğe ve militarizme tapmaları ile bilinirler ancak türk-islam sentezi milliyetçilerinden de farklı olduklarını düşünürler. bu bağlamda atatürk tapıcılığına paralel olarak militarist, otoriter, türk ırkçısı bir atatürk arketipi kurgularlar. atatürk onlar için bir dönüşüm sembolü değil iç ve dış düşmanı eze eze döven bir komutandır.

    bunlar akp'ye karşı diye oğan'ın planını takip edenleri ve özdağcıları da içerirler.

    chp'nin azınlık ve insan hakkı karşıtı olmamasını, batıya savaş tehdidi göndermemesini bünyeleri kaldırmaz. özellikle incel dediğimiz sekssiz seküler gençlerin biriktirdikleri nefrete paralel büyüyen bir topluluktur. bu sebeple daha ziyade genç erkekler arasından çıkarlar. yaşayamadıkları erkekliklerini türk ordusunun yüceliği ve gücüne bakarak yaşamaya çalışıyorlar. son zamanlarda sanki yurdumuz insan haklarının beşiğiymiş gibi sjwliğe takmış durumdalar. kürtçü olmanın abzürditesini sık sık vurgularken türkçü olmanın ideal olduğunu belirten paradoksal argümanları vardır (madem ırkçı milliyetçi olmak iyi o zaman kürtler de olsun?).

    kendi başlarına bir değerleri yok, atatürk'ün yüce türk ulusunun parçası oldukları için ederleri olduklarını düşünen psikolojik sorunlu kişilikler.

    veryansın grubu gibi rusyacı (anti-emperyalist devletkolik atatürk arketipi), osman pamukoğlucular gibi sayko formları var. çoğu siyasal konumlarını belirlerken kürtler sevinmiş mi üzülmüş mü'ye bakarak karar veriyor. onlar için kürtlerin sevinmediği senaryolar ülkenin doğru yolda olduğunun işareti kabul ediliyor. son dönemlerde dinci gericiliği arap olmakla eşleştirerek sorunun toplumsal dönüşüm değil ırksal olduğunu vurgulamaya çalışıyorlar. ülkemiz insanın çomarlığı türk ırkının üstünlüğü ile çeliştiği için onlara “arap” veya “araplaşmış” diyerek sıvışmaya çalışıyorlar (tarih boyunca ırkçılar kendi milletlerinin saçmalıklarını görmezden gelmek için saf ırktan olmama argümanına sığınmışlardır).

    3 - chp'yi isthbarat ve medya ajanları(gerek televizyon gerek sosyal medya)üzerinden kontrollü muhalefete çevirmeye çalışan rejim aygıtları. bunlar çeşitli formlarda gelip 10 sene boyunca “laiklik ne ya biz osmanlıyız, atatürk ne lan siz askerci faşistsiniz, ırkçısınız, otoriterci cehabe zihniyetisiniz” dedikten sonra bugün eskiden chp en azından milliydi şimdi hain oldu diyenler oluyor.

    chp'nin 2000ler akp'sine yaptığı eleştirileri 100 katıyla bugün chp'ye yapıyorlar. kürt açılımını yaparken arkasında demokrasi vs diye bayrak açan bu insanlar chp belediyesinde kürt çalışıyor diye “chp pkklıları işe aldı” saldırılarını yapıyor.

    bir vizyonları yok. parti aygıtı chp'ye nasıl saldırıyorsa o forma bürünüyorlar.

    bu üç grubun ortak noktası ise şu:

    hepsi kendi otoriter rejimlerini istiyor ve ötekileştirdiklerine yaşam hakkı vermek istemiyor. üzülsün ağlasınlar istiyorlar. hükümeti eleştirdiklerinde aslında gücü bize verin biz ezelim diyorlar. hak hukuk demokrasi falan ya dillerine almıyorlar ya da alırlarsa da şu an merkez değil çeper olduklarından alıyor. ülkemizin içine girdiği kutuplaştırıcı politik düzenin temel sebebini oluşturuyorlar.

    not: elbette chp'nin sorunları var, elbette mevcut yönetimden de insanlar başta kk biz yapamadık diyip gitmeli (ama kaotik değil düzenli geçiş olmalı siye düşünüyorum).

    heee, eğer bu parti 2000-2010 arası formatına dönerse ben gider bambaşka partilere gönül rahatlığı ile oy verip türk-islam sentezi kasaba ideolojisinin bunların içinden geçmesini zevkle izlemeye devam ederim. 2000'lerde üstten üstten akp'ye salladıkları zaman yaşım yetmiyordu ama gönül olarak öyle yapıyordum.

    debe editi: mevcut chp'ye taptığımı bayıldığımı yazmadım zaten burada. mevcut chp'ye eskisi gibi değil eskiden daha iyi idi eleştirisi yapanlara sataştım. mevcut chp'yi eleştirmeniz, yönetimden istifa istemenizle alıp veremediğim yok zaten. bana kalsa parti liberallik konusunda yeterince ileri gitmiyor zaten. ben baykal devrini ve 1990ları falan çiçek böcek harika günler sanan genjler için yazdım.

    benim nezdimde parti seçim kazanmak için daha otoriter milliyetçi yapılara benzeyeceğine 5-10 daha kaybetsin ama ülkenin siyasal tartışma zeminini daha çok özgürlüklere çeksin. çıksın aslanlar gibi evet hdp ile ortak çalışıyoruz, bu parti resmi partidir, herkese terörist derseniz terör sorununu çözemeyiz, bu insanları kazanmak için onlarla çalışıyoruz desin. emin olun hdp ile anılmaktan korkarken yediği dayağı yemez.. akp-mhp-zafer partisine dönüştükten sonra seçim kazansan ne yazar? önemli olan ülkenin politik tartışma alanını değiştirmek. sen sürekli otoriter söylemlerin belirlediği sınırlar içerisinde kalmaya çalışırken iktidar senin söylem sahanı sürekli önden belirler zaten. sonra da bir bakmışsın iktidarı kendi sahasında (otoriter milliyetçilik) yenmeye çalışıyorsun....
  • öncelikle editi: atadan chp'liyim.

    yine gelmiş komplo teorisyenleri.
    evet, çok gizemli işler yapan, isimlerini "insan hakları" gibi teröristçe(!) düşüncelerden alan, şehir şehir dolaşıp adam toplayan, acayip gizemli bir yapı... herkese de "terörist" yaftası yapıştırılmaz ya... terör kelimesi kullanıla kullanıla anlamını yitirdi.
    abi, senelerdir chp başındakiler sizin yarattığınız şu meşruiyet kriziyle zaten cebelleşiyordu. bir de başımıza bunu çıkardınız ya.

    anasını satiim, ülkede demokrasi, eşitlik, adalet isteseniz terörist, avrupacı (ne demekse), hain falan oluyorsunuz. bir de "özerklik" kelimesini federasyon sanan ya da çarpıtmak için böyle kullananlar var ya, daha ne diyeyim...
    atatürk'ün partisini senelerce o zihniyet yönetti. kendilerinin iş bilmez olarak nitelendirdiği ancak kendilerinin iş bilir olduklarını gösterir herhangi bir eylemlerini göremediğimiz bu adamlar her fırsatta atatürk'ün arkasına saklandılar. bu adamlardan illallah ettik.
    ya bunlara kalsa, başörtüsü gelince laiklik elden gidecekti.
    bunlara kalsa, kürt meselesi hiç masaya bile gelmeyecek, tartışılmayacaktı.
    darbeciden çok darbecilik yapan yine bunlardı.

    tam ayarlarımız yerine geliyor, bunların cızırtısından kurtulmuyor bu ülke yahu. kılıçdaroğlu'nun seçilmemesi için zaten malzeme oldular, sözde muhalefet olarak muhalefete muhalif oldular. şimdi de pusu kurdukları yerden kafalarını kaldırmış, kendilerine alan açıldı sanıyorlar.
    kendi kişisel hırsları uğruna, ülkenin gerçek dertlerini konuşamıyoruz. bunlar varken, dış güçlere ihtiyaç mı var diyeceğim de bunların da ayrı foncusu var...

    edit:
    tarih ve istatistik bilgiyi manipüle etmenin en kolay yollarından biri. tarihin bir kesitini elinize alın ve bakın bakalım, nasıl başı ve sonu birbirinden ayrılıyor.
    y-chp birden bire ortaya çıkmadı. geçmişini chp'nin kapatılması öncesinde de, shp döneminde de görebilirsiniz. ancak baykal dönemi chp'si ne yazık ki siyasi yasak korkusuyla bu insanları parti dışında tuttu. dsp'nin chp'ye alternatif olmasının da etkisi büyük elbette.
    chp, cumhuriyet tarihi boyunca tek sesli olmamış, zaman zaman içindeki seslerin kiminin dominant olduğu bir anlayış benimsemiştir. ta ki baykal hükümetine kadar.
    sizlere bir de cumhuriyet mitinglerini hatırlatmak isterim. cumhuriyet mitingleri baykal döneminin son en yüksek katılımlı mitingleridir ve verilen mesaj sonrası karşı kutbun tek bir çatı altında birleşmesine neden olmuştur. milyonlarca insan, "dindarlara ve onun bütün sembollerine" savaş açmış görüntüsü çizmişti. ben de o zaman liseli bir çocuk olarak ailemle birlikte ankara mitingine katılmış ve büyük heyecan duymuştum. ama elbette, balığın suyun farkında olmaması gibi, türkiye'de artan gerilimin karşı tarafı konsolide ettiğini anlayamadım. biz, diğer yanda parçalı ve konsolide olmaktan uzaktık. baykal dönemi söylemleri, partiye çok büyük zarar verdi. akp %46 gibi bir oy oranını yakalayarak diğer muhafazakar ve sağ partilerin tabanlarını büyük ölçüde kendi içine aldı.

    şimdi diğer yandan bakalım. kılıçdaroğlu'nun parti içindeki etkinliğinin arttığı 2011 sonrası dönemde ne değişti? öncelikle muhalefete yönelik algıda ciddi bir değişim gerçekleşti. bakın, temsiliyet meselesini hiç gündeme getirmiyoruz. ancak bu demokrasinin en temel taşıdır. %10 barajının olduğu seçimlerde, baraj altında kalan bütün partilerin seçmenleri mecliste temsil edilmedi. 2002'de mecliste temsil edilmeyen insanların oranı ülkenin %45'ine tekabül ederken kılıçdaroğlu sonrası bu önce %10'lara sonrasında ise %3'lere kadar düşmüştür. bunda kılıçdaroğlu'nun hiç payı olmadığını iddia etmek mümkün mü? değil işte. sol-sosyalist kürt meselesi odaklı fraksiyonun meşruiyet kazanmasını sağlayan tayyip erdoğan olsa da çözümsüzlüğü değil, çözümün şeffaflığını savunan chp bu konuda demokrasiden yana tavır almışlardır. chp'nin bu konuda tavrının ne olduğunun belli olmadığı ise düpedüz saçmalık. sezgin tanrıkulu'nun "chp kürt sorununun çözümünde ne dedi" isimli kitabını okuyarak geçmişe dair bütün notları bulabilirsiniz. diğer yandan, kılıçdaroğlu, devamlı masaya getirilen başörtüsü meselesinde de bu sorunun çözümü için partinin geçmiş tavırlarının aksine tavır alarak bugün böyle bir sorunun olmamasını sağlamıştır. çünkü bu hani "halkta karşılığı olan" tayfaya kalsa başörtüsü meselesi hala bir başörtüsü sorunu olacaktı. neyse ki onlara kulak tıkamayı bildi. bu noktada şunu da hatırlatmak isterim. zamanında antalya'da chp üye kabulü merasimi adı altında baykal'ın üye yaptığı çarşaflı kadınlar rezaletini hatırlayan pek kalmamıştır. bu tiyatrolar maalesef parti imajını hiçbir biçimde düzeltmedi. ama bugün, chp'ye gönülden bağlı onlarca başörtülü üye ve geçtiğimiz seçimlerde milletvekili adayı olanlar var.

    baykal dönemi %20'ye bakıp bakıp işte kemikleşmiş chp oy oranı budur diyen sevgili arkadaşlarım. maalesef, yanlışınız çok büyük. dsp sonrası baraj altında kalmayıp mecliste temsil edilebilmek için chp'ye oy vermiş de çok büyük bir kitle var o oyların içinde. o zaman da baykal'a rağmen oy verenler vardı, bugün kılıçdaroğlu'na rağmen oy verenler olduğu gibi. ancak baykal chp'si kendinden başkasına mecliste yer açma gayretinde olmadığından başarı sonuçlarını da yüzdelere indirgemeye neden oldu bu. kılıçdaroğlu, kendi gibi olmayanlara da yer açtığı için başarısı o yüzdelerle ifade edilemez.
    dsp örneğinde olduğu gibi, eğer artık chp'nin sizi temsil ettiğini düşünmüyorsanız, başka bir parti kurmamak için sebep yok. ancak korkunuz %7'yi bulamayacak olmaksa o konuda haklısınız. chp içindeki ayrılıklar hala o seviyede değil ve tabanın değişime yönelik umudu var. ancak %7'yi bulmak için algı oluşturur ve partiyi ya da partideki insanları terörle iltisaklı gibi gösterirseniz bu sadece partiye ve o insanlara değil, kendi geleceğinize de balta vurmuş olursunuz. temiz oynayın.
    edit 2: yozdil gibi atatürk istismarcısının referanslık bir yeri yok.
  • önden belirtelim, "terör örgütü" vb. tanımlamalar ajitasyon konuşmalarıdır, ancak tartışma bu başlıkta döndüğü için bu başlığa yazmak durumunda kaldık; yoksa bu "terör örgütü" tanımlarının da tadı kaçtı memlekette artık. neyse, kendilerini "terör örgütü" tanımının dışına çıkararak "10 aralıkçı grubu"na dair bazı şeyler yazacağız.

    bu y-chp avaneleri çok orijinal figürler gerçekten. kendilerini eleştirenleri aktroll olarak yaftalama pervasızlığını göstermekten çekinmeyen bu klik ve taifesi (ki bir kısmı chp ile de pek alakası olmayan, ama konjonktürel "pirocu" olan genelde "deva", "hdp" sempatizanı tipler) hiçbir sorumluluğa tabi olmadığından ötürü, tüm sorumluluk ve siyaseten duruş kusuru her seferinde kendisini eleştirenlerde oluyor. kendilerini eleştirenler bir güzel yaftalanıyor (taraf gazetesi stili). burada vatandaşın biri yine chp yönetim kliklerini eleştirenlere "otoriterci", "zulümcü zorba faşist", "militarist" gibi laflar demiş. y-chp eleştirenlerin politik olarak temsil edildiği bir ortam dahi yok ama nasıl oluyorsa işte, bu temelsiz ve mesnedi bulunmayan laflara muhatap kalabiliyorlar.

    tabi sorumsuzluğun dayanılmaz hafifliği vazgeçilemez. siyasi körlük deva bulmaz bir yaradır.

    her ne ise, baykal'a ve kadrolarına da bayılmam - onlar da en az y-chp kadar başarısızdı; ama onların dahi chp meclise girdikten sonra chp'de kalış süreleri 6-7 sene; ama y-chp başımıza gelen onlarca, yüzlerce olaydan, onca kaybedilmiş sonra onlardan dahi başarısız olmayı ve hiçbir sorumluluk almamayı becerebiliyor. "2000'lerde chp çok düşük oylar alırken" diyerek bahsedilen oy, %20-21 bandı. bugünkü nokta ne, %25 bandı. 10 aralıkçıların daha partiye tam hakim olmadığı bir chp'nin 2011 seçimlerinde aldığı %26'lık oydan daha düşük.

    bu memlekette siyaset okuması yapabilme, oy geçişkenliğini gözlemleme yetisi bilhassa bu y-chp avanelerinde epey zayıf. %20-21 bandından %25'e geçiş aşamasına akp'nin sürekli kazanması ile oluşan "oylar bölünmesin" konsolidasyonu neticesinde cumhuriyetçi merkez sağ'dan (dyp, gp vs.), küçük/küçülmüş sol ve sosyalist partilerden (dsp, ytp, işçi/vatan, tkp, vs.) oy geçişi neticesinde y-chp daha henüz teşkil olunmadan ulaşılmıştı. 12 yılda üzerine %1 bile koyamadı bu yapı. neymiş, "başarılı"ymış. (burada sonradan ekleme yapmam gerekli üzgünüm, çünkü başarılı falan olduklarına gerçekten inanıyor bu klik ve avaneleri - mesela tüm muhalefetin oy artırdığı haziran 2015 seçimlerinde chp oyu düşmü, yine mesela 2018 seçimlerinde chp oyu %22,65 - yani adamlar partiyi devraldıkları noktadan da daha aşağı düşürmeyi başarmış..)

    "sözde vatansever atatürkçüler darbe örgütlüyorlardı" kısmında bahsedilmeye çalışılan ve bir gaz alma operasyonu örgütleyen "örgütçü kişi" olsa olsatuncay özkan olabilir; benim hafızam bu konuda başka birisini hatırlamıyor - bu yönde uzaktan yakından hiçbir başka olay da olmadı; bu kişi şu anda y-chp'nin en yerinden edilemez figürü; bu klikle yediği ekmekle medya baronluğuna yükseldi, koltuğundan kimse edebilir gibi değil (debeci, farkettirdiler, yazıldıktan sonra girine ekleyip y-chp öncesine kaktırmaya çabalamışın y-chp'nin başrollerinde yer alan tuncay özkan'ı da, işine nasıl gelirse tabi, hadi bakalım). akp tüm kurumları ele geçirerek parti devletliğe oynarken y-chp filizlenerek "majestelerinin muhalefeti" rolüne büründü ve bu klik bakın %1 dahi oy kazandıramadılar bu partiye.

    y-chp 10 küsür senede değil anadolu'nun derinliklerine inmek, anadolu'dan giderek uzaklaştı. kitleselleşemedi, çünkü sahaya inmek gibi bir niyeti de olmadı (kitleselleştiğini iddia edenlerin kastı mehmet bekaroğlu, yüksel taşkın, sadullah ergin, cemal enginyurt, ali babacan, ahmet davutoğlu falan gibi isimlerle bir arada bulunma olsa gerek herhalde -- daha önce yazdık bunları da (bkz: #150024458)
    (bkz: #152493078)). ülkenin farklı kesimlerini bir araya falan da getiremedi (ki bu, oy oranından da belli); orijinali varken fasona kim niye oy versin? erdoğan varken davutoğlu-babacan ve benzerlerine niye oy verilsin? bir de giderek bu muntazam hezeyanlarını 40 milletvekili hediyesiyle taçlandırdılar. kılıçdaroğlu'nun başkanlık seçimlerinde aldığı oyun aynısını ve hatta fazlasını muhalefet 2014 ve 2018'de de aldı zaten.

    bir de atatürk ile atatürkçülük ile utanmadan alay ediyor, kendince militarist, otoriter, faşist, x düşmanı bilmemne yaftalıyor bu avaneler (pironuz ülkücü el işaretleri ile falan bile dolaştıydı ortalıklarda bir ara ama siz bilirsiniz); hatta iyice çığrından çıkmış, aktroll boyutunu da geçerek işi belaltına indirip y-chp'yi eleştirenleri incellikle bile suçlamış.

    boşa demiyoruz. (bkz: #153261338). tarih sizi hak ettiğiniz yere, çöplüğüne gönderdi.

    seçmene veya kendisini eleştirenlere açıktan ve umum önünde hakaret ederek siyaseten başarı elde etmeye çalışan ve demokratik adetlerle bağlantısı olmamasına karşın demokrat geçinen, çeşitli alerjiler, menfaatler ve kadrolaşma çerçevesinde bir araya gelmiş bir topluluk bunlar. aşko kuşko diye seçim kampanyası yapsalar da, işlerine gelmedi mi temeli dahi olmaksızın yafta basar, hakaret ederler, demokratik kültürleri bundan ibarettir. kendisine oy versin veya vermesin, kendilerine sempati ile bakmayan halk kitlelerini aşağılamaktan da ar etmezler (ama öte yandan dev bir tezatla, kendilerini eleştirenlerin yahut atatürkçülerin, cumhuriyetçilerin bunu yaptığını söyleyip dururlar, bakın her söylemlerinde görürsünüz - kasaba tipi türk islam sentezi bunları eleştirenlerin içinden geçermiş - kimin içinden neyin geçtiği belli - seçim sonuçları grafiği linki vermemize gerek yok herhalde).

    velhasıl, çok da şey yapmayın.
hesabın var mı? giriş yap