• daha önce de birkaç kez klima arızası saptanan uçak zaten geçen ay bu nedenle bkıma alınmış. kıbrıstan havalandıktan sonra yenşden klima arızası oluşuyor. 2000-3000 metrenin üzerine çıkan uçaklarda mutlaka kabine basınçlı hava verilir, bu yükseklikten itibaren oksijen basıncı giderek azalır. 8000-10000 metrede ise kabinde basınçsız yaşayamazsınız - evereste çıkan dağcıların oksijen tüpü kullandığını hatırlayın. yolcu uçaklarının normal seyir yüksekliğinde mutlaka ve mutlaka kabine oksijen verilir. işte bu uçakta bir şekilde hvalandırma sistemi bozulmuş muhtemelen. kabin içi basıncı düşünce oksijen maskeleri tavandan otomatik ama muhtemelen iniyor, ama muhtemelen sistem tamamen arızalı olduğu için bunlar da işe yaramıyor. oksijen azlığı nedeniyle yolcular ve mürettebat bayılıyor. otomatik pilotta olan uçak yakıt bitince veya bir şekilde irtifa kybedince çakılıyor. uçaktan yanıt alamayan yunan hava kontrolu iki f-16 gönderiyor, pilotlar uçağı görüp yanaşıyorlar. gördükleri manzara dehşet; yolcu kabininde oksijen maskeleri tavandan inmiş, kokpitte kaptan pilot koltuğunda yok ve o sırada ikinci pilot da bayılıp kumanda konsolunun üzerine düşüyor. yolcu mu yoksa mürettabat mı olduğu anlaşılamayan birkaç kişi de uel yordamıyla uçağı idare etmeye çalışıyor. bir ğre sonra muhtemelen onlar da bayılacak ve uçak kaçınılmaz sonuna doğru başıboş devam edecek...

    olay budur... karakutular bulundu, kısa sürede detayları öğreniriz...
  • şu ana kadarki uçak kazaları arasında beni en çok etkilemiş olanıdır.

    bunda ilk neden havada oksijensizlikten ölmeleri diğeri ise ölenlerin cesetlerinin fotoğrafları.

    işin kötü yanı ise kazanın çok basit bir hata yüzünden kaynaklanması.
  • kıbrıs rum ağır ceza mahkemesi kazayla ilgili davada, dört şirket yöneticisinin suçlu olduğunu gösteren delil bulunmadığına kanaat getirdi. kazanın sebebinin bakım sırasında manuel modda bırakılan uçağın basınç sistem kontrolünün pilotların çek list uygulaması sırasında dikkat edilmeyerek otomatik mode’a konmaması olduğu anlaşıldı. uçak yerden yükseğe çıkmaya başlamasıyla otomatik olarak devreye girmesi gereken basınç sistemi çalışmamış ve uçak yükseldikçe havadaki oksijen seviyesinin düşmesiyle pilotlar ve yolcular farkında olmadan bayılarak kendinden geçmişti. otomatik pilotta normal bir şekilde uçuşuna devam eden uçak atina yakınlarına kadar gelmiş bu arada pilotlarla telsiz teması kuramayan kontrolörler yunan hava kuvvetlerini arayarak silahlı f-16 uçaklarını kaldırmıştı. evvela teror saldırısı tahmin edilen bu durum uçak içinde hiçbir hayat ibaresinin olmaması üzerine başka bir boyuta girmişti. avcı uçaklarına uçağın atina veya diğer meskun mekanlara düşmesi pozisyonu olması durumunda yolcu uçağını düşürme emri verilmişti. uçuşun son anlarında kokpitte bir hareketlilik görülmüş ve bunun her nasılsa o sıra hipoksiden kurtulan ve pilotluk lisansıda olan bir kabin görevlisi olduğu anlaşıldı. rum basınına göre, mahkemenin verdiği bu ara karar, kazada hayatını kaybeden 121 kişinin yakınları tarafından öfke ve derin üzüntüyle karşılandı. kazada ölen kişilerin yakınları, mahkemenin kararına büyük tepki gösterdi. başsavcı petros kliridis, ağır ceza mahkemesi’nin verdiği karar üzerinde çalışacaklarını ve kararı temyize götürmeyi düşüneceklerini söyledi.

    (bkz: hayıf ölene olur)
  • sivil havacılık tarihinin en ilginç kazalarından biri. henüz uçak yere düşmemişken havalanan f-16'ların tespitleri olayı açık ve net hale getiriyor.

    uçak kazalarına karşı özel ilgisi olan bir yazar olarak kafama takılan 3 konu var bu kazayla ilgili. boeing ve airbus mühendislerinin önüne geçebileceği kazalardan biri gibi görüyorum.

    1. eğer yer teknisyenleri otm olması gereken modu manuel'de bırakmışsa, uçak tasarımcısı ve mühendislerinin böylesi hayati fonksiyonları olan butonların olması gereken yerde veya konumda olmaması halinde uçağın hareket etmesini, kalkmasını engelleyici bir mekanizma geliştirmesi gerekiyor. çok düz bir mantıkla otomobil kullandığınızı hayal edin. eğer güvenlik gerekçesiyle kapılar kilitlenmeden aracın hareket etmesini istemezseniz ona göre bir mekanizma kurar, kontağın kilit olmadan çalışmamasını sağlarsınız. basınç kontrolü bu derece hayati bir öneme sahipken pilotların gözünden kaçabilecek bir insan hatasına müsade ediliyor olmaması gerekli.

    2. pilotların kokpit dışını gözlemleyebilecekleri bir kamera izleme opsiyonu olması gerekiyor. kalkıştan sonraki 120-180 saniyelik süreç boyunca pilotlar kabin görüntüsünü fark edebilse, bir şekilde olaya uyansa alternatiflere bakmadan direkt basınçla alakalı butonlara yönelip sıkıntıyı hızlıca giderebilirler, 121 kişiyi kurtarabilirlerdi.

    3. bence en önemli nokta kokpitteki hata uyarısı veren butonların ses tınıları, ses dalgaları ve tonları. düz bir mantıkla değerlendirdiğinizde kokpitte pilot müdahalesine sebebiyet verecek hayati 10 farklı sesli hata uyarısı, error bilgisi veren ses varsa bunu 10 farklı tonla yaparak pilot eğitimlerinde insanlara öğretebilirsiniz. böylece uyarı sesleri çalmaya başladığı zaman pilotlar nereden kaynaklandığını anlayana kadar dakikalarca uçaklar havada riskli pozisyona gelmez, akbil sesi benzeri sesi duyduğu anda bunun basınçla alakalı bir problem olduğunu anlar.

    kazaya sebep olan buton da şu; http://code7700.com/…s_522_pressurization_panel.png
  • uçuş okullarında ders diye anlatılan bir kazadır.

    yolcu uçakları, yüksek irtifalara çıktığı için, kabin basıncının ayarlanması gerekmektedir. uçağın içerisinde basınç, sabit değildir. uçak tırmanırken, basınç da bir miktar düşer, fakat bu düşüş, 8.000 ft civarında sabitlenir. yani siz uçağa binip indiğinizde, sanki çok da yüksek olmayan bir dağa çıkıp inmiş gibi olursunuz. uçak 40.000 ft irtifada seyrederken, iç basınç 8.000 ft gibi hareket eder. inişte basınç 8.000’den, inilen meydan irtifasına düşer. bu esnada da zaten kulaklarımız rahatsız olur, bebekler ağlar, burnumuz tıkalıysa daha büyük sorunlar da yaşanabilir.

    her neyse…

    olur da bu basınçlandırma sisteminde arıza olursa diye, uçaklarda 2 farklı oksijen sistemi bulunur.

    bunlardan ilki, kokpittedir ve likit olarak muhafaza edilir. pilotlara 2 saat yetecek oksijen mevcuttur. açılıp kapanabilir. yüzde olarak ayarlanabilir. istenirse yüzde yüz oksijen bile alınabilir. maskeler “quick donning” tipidir, çok hızlı şekilde takılabilir.

    ikincisi, kabin için dizayn edilmiş sistemdir. bu sistemde regülasyonlara göre minimum 10 dakikalık oksijen bulunması zorunludur. genelde uçaklarda 15 dakikalık sistemler bulunur. bunun 15 dakika olmasının sebebi, uçağın herhangi bir basınç kaybı yaşaması durumunda, pilotların yaklaşık 40.000 ft irtifadan, 10.000 ft irtifaya düşecek zamanı elde edebilmektir. 10.000 ft irtifada, uçak basınçlandırılmamış olsa da, tehlike arz etmeden uçabilir.

    bu basınçlandırma işi oldukça ciddidir. öyle ki, günümüzde yolcu uçaklarının çoğunun çıkabildiği bir irtifa olan 40.000 ft’te insanın bilinçli kalabilme süresi, yaklaşık 15 saniyedir. yani sizi bir basınç odasına koysak, 15 saniye sonra aklınız gider, bilinciniz kaybolur ve 4 yaşında bir çocuk gibi davranmaya başlarsınız. bu duruma hipoksi denir.

    dünyanın en acısız ölümü, hipoksi sonucu ölmektir. mutlak bir mutluluk, rahatlama ve umursamama hissi sonucu, gayet normal nefes alıp verdiğini düşünerek, boğulma hissi olmadan, huzurla ölürsünüz. dolayısıyla bu kazada vefat eden insanların, acı çekmediğini söyleyebiliriz.

    yine bu kazada, teknik ekip pilotlarla konuşmuş. durumu anlamış, fakat pilotlara anlatamamıştır. çünkü belirli bir süre sonunda, basınç problemi olduğunu algılayamamış olan pilot, maskesini de takmadığı için, algısı kapanmış, sorulan sorulara kahkaha atarak karşılık vermeye başlamıştır.

    hipoksiyi canlı şekilde görmek isterseniz, çok bariz bir videosu mevcut. buraya tıklayarak izleyebilirsiniz. gördüğünüz gibi, çok basit olan, 1,5-2 yaşındaki çocukların yapabildiği şeyi, yetişkin bir insan hipoksiye girince ne yazık ki yapamıyor. kazada gerçekleşen şey tam olarak budur.

    ayrıca bir rivayete göre de, uçağın durumu netleştikten sonra, uçak f16 savaş uçağı tarafından vurularak boş araziye düşürülmüştür. ki, mantıklı bir rivayettir.

    konusu geçti diye şunu da ekleyeyim, kaza ile alakasız ama, uçak içerisinde bir duman varsa ve tehlike varsa, oksijen maskeleri sizi korumaz. oksijen maskelerinin çalışma prensibi, kabindeki havayı alıp, oksijenle birleştirip yolcuya vermek. yani duman varsa, maskeden gelen havada da aynı duman olacaktır.

    son olarak, hipoksi videosunu izlediyseniz anlamışsınızdır ama, maskeler düşünce, önce kendinize, sonra çocuğunuza maskeyi takma olayının sebebi budur. 40.000 ft’de elimizde olan 15 saniye. sonrasında bilinç gidiyor. çocukla uğraşmaya kalkarsanız, hem çocuğu hem kendinizi riske atarsınız.
  • ekşişeyler de kritikos isimli yazarın anlattığı hikayeyi bugün birebir ruhi çenet malezya havayollarının kayıp uçak hikayesinin içinde anlattı. ruhi kritikos mahlasıyla zamanında ekşi de yazmadıysa iyi araklanmış bir hikaye olmuş.
  • f-16'ların kontrol için gittiğinde çektikleri son fotoğrafı.
  • yunanistan resmi haber kanalı ert sat'ın bildirdiğine göre kıbrıs larnaka havalimanı'ndan kalkıp atina prag hattında ilerleyen ve 115 yolcu taşıyan helias yolcu uçağı saat 12:20'de yunanistan'daki maraton şehri civarında düşmüştür. yunan savunma bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya göre çok sayıda ölü bulunan kazanın sebebi uçaktaki klima sistemindeki bir arızadan ötürü oksijenin kirli olması ve yolcuların ve pilotların bu sebeple boğulmuş olmasıdır. kontrol kulesi uçakla irtibatın bir noktada kesildiğini ve hiçbir canlı hayat belirtisi alamadıklarını bildirmiş, uçağın yerini tesbit için gönderilen f-16'ların pilotları da uçak düşmeden uçağın içindekilerin baygın konumda göründüklerini doğrulamıştır.
    kıbrıslı rumlar ve turistlerin bulunduğu uçaktaki yolcular arasında çok sayıda çocuk olduğu da belirtilmiştir.
  • olayla ilgili en enteresan yorumu ise bi turk radyosundan duydum bende.klima bozuldugu icin yolcuların ve pilotun donma tehlikesi gecirdiginden bundan dolayıda pilotun kontrolu kaybetmesi sonucu kaza oldu dedi.david lynch tandansı bi nevi yorumlar.kara kutu bulunur elbet o zaman acıga cıkar.
  • sıkı bir air crash investigation izleyicisi olarak söyleyebilirim ki benim gördüğüm, duyduğum en absürt kazalardan biri. her uçak kazası çok acıdır elbette ama böyle göz göre göre, dalga geçer gibi gerçekleşenleri daha bir üzüp kızdırıyor insanı. bu kadar basit bir şey yüzünden uçak mı düşer amk.
hesabın var mı? giriş yap