• dünyada ilk bira bu coğrafyada üretilip, bu coğrafyada içilmiş. göbeklitepe'de.

    bira ve alkol avrupa'da bu coğrafyadan 10 bin yıl sonra tüketilmeye başlandı.

    türkler orta asya'da da alkol tüketirlerdi, anadolu'ya geldiklerinde de. arap coğrafyasından farklı olarak, anadolu'da katı alkol yasakları neredeyse hiç uygulanmadı.

    uygulanmaya kalkıldığı zaman, sadece sıradan halk değil, osmanlı sultanları bile işin kolayına kaçmış: düşük alkollü, yasağı delmelerine yarayan içecek olarak boza ön plana çıkmış.

    osmanlıda izmir'de ilk birahaneler 1800'lü yıllarda açılıyor. padişah abdülmecid'in birayı sevdiği ve çok tükettiği (iri bir insanmış) bilinen tarihi ayrıntılar.

    peki ilk bira fabrikasını kim açmış? ii abdülhamid.

    türkiye cumhuriyeti kurulduğunda, alkol tüketimi açısından fazla bir değişiklik yok ülkede.

    belki atatürk'ün sultanahmet meydanında halka yeni harfleri öğretirken gündüz vakti bir kadeh rakı içerken, paşanız da rakı içer demesiyle , rakı genç cumhuriyetin yaygın tüketilen içkisi haline gelmiş olabilir. ama bira bahçeleri osmanlı döneminde bile vardı, kimse bunun sadece cumhuriyet sonrası olduğu izlenimi yaratmaya çalışmasın.

    yani 10 bin yıllık bir anadolu geleneği söz konusu. osmanlı döneminde bile arap kültürü işgal edememiş anadoluyu.

    cumhuriyetin yüzüncü yılına yaklaşırken araplar belki son yirmi yıldan, türk insanına karşı verdikleri kültürel emperyalizm savaşında kazandıkları cephelerden memnundurlar. ama gelecekleri en uç nokta bu sanırım.

    bir papağan gibi tekrarladıkları, çok sevdikleri bir ifade var: gelişmişlik ile alkol tüketimi arasında ilişki kuran , batı özentisi cahiller bunlar diyorlar alkol ile ilgili ne görseler.

    oysa bu laf da onlara ait değil. bu onların tamamının beynine 60 yıldır, komünist rusya'ya karşı yeşil kuşak oluşturmak isteyen amerika destekli kökten dinci akımlar tarafından geliştirilmiş, sistematik olarak beyinlerine yerleştirilmiş bir ifade.

    yani kökü batıda bir akım da bu. alkol yasaklarını kişinin bireysel nefis mücadelesinden çıkarıp, kitlesel yasaklar haline getirmeye çalışmak, olmazsa da alkole karşı kültürel hoşgörüsüzlük yaratmak.

    oysa gelişmişlik ile, kitlesel yasaklar arasında ciddi bir ilişki kesinlikle mevcut. ne kadar baskıcı devlet , eşittir o kadar geri toplum.

    hele dini yasakları toplumsal yaşama zorla adapte etmeye kalkmak? o tamamen ugandalılık.
  • vay anasını lan. avrupa'ya yamanacağım diye ne hale getirmişler ülkeyi. yatacak yerleri yok. bu işleri yapanlar yüzünden şimdi bira içip yollarda kaza yapan mı dersin, başkasının canına ve namusuna göz diken mi dersin, bir köşede ölen mi dersin ne arasan var. gençlik çürüdü, çürüdü. ne devrimmiş ama. çok ileri görüşlüymüş eskiler.
  • alkolü ağzınla içtiğin zaman kimseye zararı yok. kendini rezil etmeden ve başkasına zarar vermeden içmek de belli bir kültür ve medeniyet gerektirir.

    sözlükte geçenlerde babasıyla karşılıklı rakı için kız çocukları hakkında yazılanları okuyunca elbette bazı geri kafalılara laf anlatmak zor oluyor. her ne kadar inkar edilse de yeme-içme eğitim, kültür ve medeniyet göstergesidir. bunu sadece alkolün tüketilmesiyle açıklayamazsınız. buraya gelip de "alkol içmeyi medeniyet sananlar" küçümsemesini yaparken oturup bir daha düşünün.

    sen içmiyorsun diye güzel bir manzaraya karşı soğuk biramı, rakımı içmek beni ilgilendirir ama sen sebep yokken rahatsız oluyorsun diye ben saklanarak ve yüksek fiyatla cezalandırılarak bunu içmek zorunda kalıyorsam bu özgürlük ve seçimlerin kısıtlanmasıdır. en büyük sorun da budur.

    fotoğrafın sahte ya da başka yerde çekilmiş olabileceğini ileri sürenlerin bomonti bira fabrikasının açılış tarihine, osmanlı'da rakı ve şarap kültürün nasıl olduğuna bir bakmasını öneririm.
  • bin sene önce fotoğraf makinası olsaydı rakı bahçesi de görürdün dediğim tarihi foto.
  • belki de evinin bahçesi olan bir yeri, bira bahçesi diye adlandırmak. :)
  • sümerlerden beri içilen bir içkinin günümüzde beyiniz, cahil , araplaşmış çocuk tecavüzcüleri tarafından öcü olarak görünmesi sonucu ilginç gelen fotoğraftır. bu arada " o tarihlerde anadoluda böyle bir şey yoktu " diyen soysuz mallar, evet bu kıyafetler ile belki yoktu ama en basit köy kahvesinde bile bulunan basit bir içecekti bira.
  • alkolün zararları diye kuş gibi ötenlerin nedense abur cubur ve fast food terörüne karşı hiç bir laf ettiklerini göremezsiniz. çünkü itirazları toplum sağlığı için değil, siyasidir.

    günlük 1 bardak gibi kısıtlı miktarlarda tüketildiğinde alkolün fiziken ve ruhen faydalarının olduğu bilinirken, cips, kola, hamur işleri, şekerli abur cuburlar gibi şeylerin herhangi bir konuda sağlığa hiç bir faydaları yoktur.

    eeeööööğğğğğ alkolü çok içen azıtıp etrafına ve kendine zarar veriyor diye itirazlar gelecek şimdi. bunu diyenler sokağa çıkıp bir dolaşsınlar. her taraf karbonhidrat gömmekten beyni gelişememiş, vücutları bıngıl bıngıl olmuş, kalp damar hastalıklarının pençesinde ve yaşam beklentisi 60'ları aşmayan obez insanlar ile dolu.

    alkolün zararına dair sonuçlardan 1 tane görüyorsan, abur cuburların sonuçlarından 5 tane görüyorsun.

    adam karantinaya kapanmış, evde baklava börek yapıp gömüyor, akşam bir tane bira çakan adama laf sokma peşinde.

    alkol bağımlılık yapıyormuş da ondan karşılarmış. sen önce kat kat daha fazla görülen karbonhidrat bağımlılığını bir bırak, ondan sonra sıra alkole gelsin.

    vergisini veren bir vatandaş olarak, sağlıksız beslenen obez tiplerin sağlık masraflarını karşılamak istemiyorum, hadi bakalım amk.

    edit: ülkenin en çok satılan gıdası ekmek amk ekmek. yani saf karbonhidrat neredeyse. kimsenin neden bu kadar ekmek yiyoruz dediği yok. niye ekmek yiyorsun, çünkü fakirsin. seni yönetenler de fakir kalmanı istiyor. ekmek yedikçe, beynin de ekmeğe dönüyor. fiziksel olarak gücün düşüyor. bu da yönetenlerin işine geliyor.
  • bazı arkadaşlar kapalı teyzenin de bira içmesine şaşırmış fakat o döneme göre şaşılacak bir durum değil. benim 5 vakit namaz kılan anneannem de evlendiği dönemde evlerinde kasa kasa bira olurmuş ve akşam yemeklerinde 1-2 tane içerlermiş*. aslında günümüzde kola'nın yerini tutuyormuş diyebiliriz. ayrıca fotoğraf 1933'te çekilmiş. bilmeyenler için: bira 1974'de içişleri bakanlığı talimatı ile alkollü içki olarak sayıldı, daha öncesinde bu statüde değildi.
    (bkz: lanet olası 1974)
  • (bkz: old laik days)
hesabın var mı? giriş yap