• her kilo alan kızın hipotiroidi, her kendini yorgun hisseden trakyalının talasemi, her ağzında aft çıkanın behçet , arada bi hazımsızlık hisseden her öğrencinin de irritabl barsak sendromlu zannetmesine neden olan sendromlar bütünü. benim 3.sınıf sendromu hikayem majeziki fazla kaçırmamla başlamış akut böbrek yetmezliğine girdiğimi düşünerek hüngür hüngür ağlarken acil dahiliyeyi ayağa kaldırmam ve hemşirelerin benimle 'mide lavajı yaptırmayı da düşündün mü kihkihkihkih' şeklinde eğlenmesiyle son bulmuştur.
  • kanımca sadece tıp fakültesinde değil, mühendislik fakültelerinde de yeri vardır. biraz farklıdır tabiki. şöyle ki, üçüncü sınıf genelde mühendislik fakültesinde seçilen bölümün artık kendisini iyiden iyiye hissettirmeye başladığı sınıftır. genel mühendislik dersleri bitmiş artık sadece kendi bölümüne has dersler alınmaya başlanmıştır. bunun yanında bir kaç tane de seçmeli ders alındıysa, aman allahım.. tamam yani bu çocuk artık kendisini tam bir mühendis zanneder. artık arkadaşlar arasında iyiden iyiye mühendislik muhabbetleri dönmeye başlar vs. bu sınıfı iyi notlarla geçenlerin koltukları kabarır. "astım, kestim kanka tamamdır kral gibi mühendisiz bundan sonra" tripleri pek eğlencelidir. devamında ne olur? dördüncü sınıfa geçince birey anlar ki daha tam bir mühendis olunamamıştır zira dördüncü sınıf çoğu bölümde tam bir göte giren şemsiyedir. bu arkadaş büyük ihtimal yazın staj falan da yapmıştır ve birazcık öngörüsü ve gözlem yeteneği varsa mühendisliğin öyle üçüncü sınıfı başarıyla bitirince olunacak bişey olmadığını tam olarak idrak etmiştir. bütün havası söner, köpek gibi ders çalışmaya başlar ki dördüncü sınıfı bitirip mühendis olma yolunda ilk adımını atabilsin.

    özetle, tıp fakültesinde insanlar üçüncü sınıfta kendilerine teşhis koymaya başlarlar mühendislik fakültesinde ise insanlar kendilerini mühendis zannetmeye..
  • 4. sınıfta da süren sendromdur. ne kanserler atlatıyorum bir bilseniz. birinden iyileşip birine yakalanıyorum. ölüp ölüp direliyorum. tıp okurken yaşadığım en büyük stresi bu illet yaşatıyor ne yazık ki.
  • 3. sınıfın ilk dönemini bitirmeye yaklaşırken her komite sonrası kendimde o komiteyle alakalı bir hastalık olduğunu sanmamla cereyan ediyor bu durum. 1. komite tbc, 2. komite kanser, 3. komite kalp yetmezliği tanısı koyup kendi kendime anksiyete oluşturdum. mal miyim neyim arkadaş.

    allah hepimize sağlık sıhhat versin.

    amen!

    1 yıl sonra gelen edit: kalbimde gerçekten de extraventriküler sistol sorunu varmış. swhhhh. merak etmeyin oranı %3. sıkıntı yok. her gün 5 mg beta blokör kullanıyorum.
  • bir arkadaşım solunum komite sınavından 5 dk önce yanıma gelip pnömoni oldum çalışamadım demişti.
  • herkesin kendisine hastalık tanısı koyduğu sınıf. ben önce baş ağrılarıma bakarak migren tanısı koydum çok zor değildi tabi bu, sonra kardiyak bir patolojim olduğuna ikna oldum, hatta astımım bile olabileceğini düşünüyordum. sonuç migren tanısı aldım, kardiyak açıdan (bkz: patent foramen ovale) tanısı aldım, astımı ekarte ettik.
    bunlar pek bir şey değil de 5.sınıfta psikiyatri stajı alınca işin rengi çok fena değişiyor.
  • sıkıntılı durum hakkaten. romatoloji çalışırken eklem ağrım olur. kardiyoloji çalışırken sol kolum uyuşur. astım koah işlenir ben öksürmeye başlarım. kafayı yedirtebilecek sendrom. 4. sınıfta geçmesini umuyorum.
hesabın var mı? giriş yap