• hendek olarak anlamlandırılan bir yaştır bu. elimde ne var, ne yaptım, hangi baltaya sap oldum gibi sorularla yüzleşmenin yaşandığı, hızla tırmanan yılların en tepesinde dengede durmaya çalışılan bir yaştır. bu sebeple insanı bunaltır. fevrilik bir yana çekilir ve hayatla ilgili stratejik hataların olmasına izin vermemek için daha bir dikkatli olur sanki insan. yaşamın tam ortasında kısa bir süre durmak gibi.
  • istatistiki sonsuzluk sayısı . . . (bkz: ali rıza kaylan)
  • hayatla yüzleştiğiniz kişisel kazanımları eteğinizden boşalttığınız ben kimim neyim diye sorduğunuz bir anlamda uç noktada olduğunuz yaş
  • gidilen toplu eglence mekanlarinda ilk bakilacak $ey olan cevredeki guzel bayanlarin yerini acil ciki$ kapisinin almaya basladigi ya$
  • m.ö 30: kleopatra ve antonyus'un intihar ettikleri yıl
    http://duke.usask.ca/…senotes/romchrono.html#repaug
  • silkelenip kendine şöyle yeniden bakmak için beklemek gerekir mi birşeyleri bilmem ama otuza ulaştı mı yaş, iyi bir vesile olur bu rakam
  • normal bir şekilde yaşayabilmem için bana gereken günlük saat miktarı. ziplenmiş hayat algoritması kurgulamaktan fenalık geldi.
  • 34 ile 44 yas arasindaki bayanlarin icinde bulunduklarini iddia ettikleri yastir.
    bu tur bayanlar 10 yil boyunca otuz yasinda olup 31den gun almazlar...
  • takvim yaşı olarak ele alındığında, 29 ile arasında inanılmaz bir fark olduğunu hissettiren sayıdır.

    daha bir kaç ay öncesine kadar "daha yirmili yaşlarımdayım" diye gafil gafil gezerken, "daha temmuz olmadı, otuz sayılmam" derken bir süre sonra aniden inkar edemeyeceğiniz bir gerçeği kavrıyorsunuz. otuz yaşındasınız.

    ben bunu annem sayesinde farkettim. geçenlerde birisiyle konuşurken "otuz yaşında oğlum var" dediğinden beri şoktayım. evet.. annemin otuz yaşında bir oğlu var. demek ki o da yaşlanmış. ama bu lafı söyleyene kadar genç görünüyordu bana. şimdi sanki yüzü daha bir kırışık. eskisi kadar hızlı hareket edemiyor sanki. halbuki, o bankaya ben okula beraberce yürüyerek giderken hızına yetişemezdim. daha dün gibi anasını satayım. annem yaşlandıysa kimbilir ben ne haldeyim.

    şaka maka, gittikçe piknik tüpü benzeri bir hal almaya başlayan göbeğimi, uzayınca beyazladığı belirginleşen sakalımı, halı sahada top oynarken 10. dakikada pilimin bittiğini ben de farkediyordum. ama bunları "otuz yaş" kelimeleri kadar yüzüme vuran olmamıştı.

    bir de şiir var anasını satayım "yaş otuzbeş, yolun yarısı" diye. kim yazdıysa artık. acaip sinir bozucu. eskiden de sinir olurdum, şimdi şairini bulsam döverim. sahi kim yazmıştı onu?

    işte böyle sözlük. bir umut sarıkaya karikatürüydü sanırım. adamın üstünde "yaş otuz küsür" yazan bir tişört vardı. o adam gibiyim be sözlük.

    bonus olarak;

    (bkz: hali saha maclarinin liberosu gobekli cocuklu abi)
  • palandöken ejder tepesinin kuzey yamacında siyahla derecelendirilmiş bulunan en dik pistin numarası.
    http://www.ski.ru/imgs/map/palandoken.jpg
hesabın var mı? giriş yap