• içinde bulunmaktan mutluluk duyduğum insan grubu.

    her toplumun belli bir normlar bütünü vardır ve toplumun içindeki insanların geneli bu normlar ile uyumlu bir şekilde yaşar. toplumların kültürü, açık-kapalı oluşları ve gelenekleri bu normlar üzerinde etkilidir. mesela doğu kültürü aile kurumunu yüceltirken batı kültüründe bireysellik önplandadır. bazı ülkelerde çok çocuklu olmak normal karşılanırken, bazı ülkelerde bu tuhaf karşılanmaktadır.

    türkiye' de de bu normlara dayanarak, toplumun istediği -daha doğrusu aynı zamanda kendisini de yansıttığı için karşısından olmasını beklediği- ortalama insan profili hakkında bir çıkarım yapabiliriz. bunun için büyük kentlerdeki yaşamı esas almayın, diğer küçük anadolu şehirleri ile ağırlıklandırın.

    türkiye' de bir erkek genellikle 18 yaşında liseden mezun olur; şanslıysa ya da ailesinin maddi imkanları elveriyorsa üniversite okur -genellikle okumaz-, 20 yaşında askere gider, 21 yaşında döner, iki yıl kadar sağda solda çalışır, sonra aile büyükleri çevrede kız aramaya başlar, 24 yaşında evlenir, 25 yaşında çocuk yapar, 27 yaşında ikinci çocuğunu yapar, işinde yükselir, bıyık bırakır, karısı şişmanlar, çocuklar okula başlayınca bıyığını keser, 40 yaşında yeniden bıyık bırakır ve işinde bir kademe daha yükselir, karısı yine kilo alır, çocukları liseye yazılır, bir kaç yıl sonra çocukları askere gider, iş bulur, evlenir, adam bir kademe daha yükselir, bıyıklarını keser ve sonra emekli olur ve yaşlanır.

    türkiye' de bir kadın genellikle liseyi 18 yaşında bitirir, şanslıysa ve daha erken evlendirilmediyse 20 yaşında iken ailesi kızı evlendirmeye çalışır, 21 yaşında evlenir, 22 yaşında çocuk yapar, 24 yaşında bir daha çocuk yapar, çalışmaz, evde oturur, kilo alır, hayatından şikayet eder ama çocukların büyümesi ile çok ses etmez, 30 lu yaşlarının sonunda çocukları liseye yazılır, 40 lı yaşlarında kilo alır, evde televizyon izler, komşularla oturur, gün yapar, dedikodu yapar, eşi emekli olunca bunalır ama ses etmez, sonra çocukları evlendirme kaygısı başlar, yaşlanır.

    normlara uymayan insanlar ise kendi kararlarını genelde belli bir yaştan sonra kendileri verir. diğer insanların hayat tarzlarını gözlemlerler ve bundan bir ders çıkarırlar. kendilerine dayatılanı değil, kendi yaşamak istedikleri hayatı sürerler. kendileri gibi insanları buldukları zaman ise birlikte tatile giderler, dans kursuna giderler, monopoly oynarlar, yurtdışına çıkarlar, gezerler, motosiklet alırlar, özgürlüğün tadını çıkarırlar. istedikleri zamanda istedikleri kişiyle evlenip, istedikleri zaman çocuk yaparlar.

    bir de normlara uymak zorunda kalıp, normlara uymayanlara özenen insanlar vardır. otobüsün camından bakıp aşağıda gördüğü hayatı yaşamak isteyen ama otobüsü artık durduramayacağını bilen tipler. sevdikleri bir insanla evlenmiş, sevdiği bir işte çalışıyor ve çocuklu hallerinden mutlu iseler bir sorun yok; gerçi diğer insanları eleştirdiğine göre belli ki mevcut hayatında bir sıkıntı var. o insanlara özenirler, zaman zaman onlar gibi yaşamak isterler ama artık eğreti durur.

    üç çocuklu, bıyıklı bir muhasebeciyseniz ve karınız 90 kilo ise, fiat linea' nızı satıp harley-davidson almazsınız. en fazla sözlükte, sağda solda tuhaf eleştiri yazıları yazarsınız.

    harley-davidson ile gezen, monopoly oynayan ve salsa kursuna giden adamlar da sizin yazılarınıza bakar, şöyle bir gülümser geçer...
  • evli ve çocuklu olup hayatını ağır sorumluluklarla doldurmuş, eski özgürlüğünü özleyen insanlarca kıskanılır.
  • kafasi rahat insanlardir.
  • üniversite hayatının etkisinden kurtulamamış insan topluluğu diyebiliriz. öyle bir ortam onlar için hoş geldiğinden bu tür atılımları hayatlarında atmak istemeleri tuhaf kaçmaz. bazı şeyleri olduğu gibi kabullenmek gerekse de bazen, bu düşünceyi kabul edememiş ve üniversite standartlarında bir hayatı oturtmak istemeye calısmaları normal. ama bazen bir yerden sonra büyümek gerekir.
  • 35 yaşın altındakiler altın çağını yaşayanlardır.

    bu kişiler ikili ilişkilerde alacak/verecek durumunu, dünyanın kimyasını, matematiğini artık çözmüşlerdir ve bu yaşam tarzından da 35-36 yaşlarında jubileyi yapmaları gerektiğini bilirler. bu yüzden tek dertleri vardır; güzel yaşamak.

    bu güzel yaşamaktan her şeyi çıkarabilirsiniz; güzel giyinmek, güzel takılmak, güzel uyuşturucular kullanmak, vs.

    ama gerçekten hadi geçtim 36, 37'yi... 40 yaşını geçmiş bir adamda bu tarz pek durmuyor be abi.
    senin 4-5 sene önce artık belli bir statüye ulaşıp tipine/tarzına göre bir yaşlı kurt veyahut bir yıldo olman gerekirdi.
  • ellerine verilmiş hayat checklistini adım adıma takip edenlerce garip karşılanır.

    - okul........................check
    - askerlik....................check
    - ekmek......................check
    - evlilik.......................check
    - çocuk.......................check
    - çocuk's mürüvvet.......check

    tamam şimdi ölebilirsin...

    ayrıca
    (bkz: at gözlüğü)
    (bkz: ara elemanlar ülkesi)

    son olarak:
    "büyüyüp okula gittiğimizde
    bazı öğretmenler vardı orda
    her fırsatta çocukları inciten,
    alay ederek yaptığımız herşeyle.
    ve ortaya seren
    özenle saklamaya çalıştığımız her zayıflığımızı...

    ama tüm kasaba çok iyi biliyordu ki
    akşamları eve döndüklerinde,
    şişman ve psikopat karıları
    zehrediyorlardı onlara yaşamlarının her anını"
    (bkz: the happiest days of our lives)
  • eskinin 30 yaşının artık günümüzde neredeyse 25 yaşına tekabül ettiğini bilmeyen, veya bunu düşünmekten aciz bir varlığın sanrısı.
  • bu başlıkta 30 yaşındaki birilerinin üniversiteli gibi yaşayabildigini ama hiç de onlara yakışmadığını yazan denyolara sesleniyorum.

    onların üniversitedeyken neler yaptığını bilseniz aglardınız.
    siz anca "asla 20li yaşlarda yapabildiklerini 30larında yapamayan insanlar"ın, 30 yaşındaki halleri kadar gençsiniz.
    ölmüşsünüz kısaca!
    böyle genç mi olunur lan? nereye baksam hımbıl hımbıl götünü bi yere yapıştırıp oturan, etrafa gıcık bakışlar atan ve kendi yapamadıklarını yapan insanlara bok atan genç görünümlü içi geçmişlere rastlıyorum.

    olm/kızım, sizin o 30+ dediginiz adamlar içiyor, sevişiyor, gerçekten konuşuyor, çalışıyor, ama siz ne yazık ki bu saydıklarımın hiç birini onlar kadar bile iyi yapamıyorsunuz.

    tanım : üniversiteli olmanın hakkını verdigini sanan koca götlülere dert olmuş kimselerdir.
hesabın var mı? giriş yap