• yüzü çirkin vücudu güzel hatunlar için kullanılan terim. kesekağıdının abartı versiyonu, yüzüne çuval geçirilip de sikilesi.
  • posetler gibi sansli olmayip iclerine hep kuspe, tezek, gubre gibi boktan seyler ya da un, seker, tahil gibi hammadde bazinda seyler konan icergec.
  • şu günlerde turk halkının en nefret ettiği kelime.
    (bkz: suleymaniye deki turk ozel timine abd baskini)
  • at arabalarında atların popolarının altına gerilerek at pisliklerinin yerlere saçılmasını önleyen nesne.
  • türk argosu sözlüğüne göre; "şişman, şişko kimse".
  • süleymaniye'deki türk özel timine abd baskını olayını türk askerleriyle birlikte yaşayan michael todd isimli ingiliz vatandaşının doğan kitap'tan piyasaya çıkan kitabının adı. kitapta olayı yaşayan türk timinin komutanı binbaşı aydın eser'in (tabii ki gerçek ismi bu değil) önsözü de var. önsöz şöyle:

    seni ilk kez kerkük yolunda, amerikan askeri aracının kasasında, gözbebekleri şaşkınlıktan büyümüş bir halde etrafını incelerken tanıdım. bana ait olan dünyadan çok uzaklarda, bu yabancıların arasında ne işim var dediğini duyar gibiydim. fasılalarla gözlerimiz ilişti, düştüğün cehennem deliğinden kurtulacak bir ip merdiven aradığını hissettim.

    bağdat. ben ve arkadaşlarımın uzaylı olmadığını anladığın an. biz de senin gibi çirkef bir bizans oyununa kurban edilmiştik. paylaştık. artık seninle aynı dünyaya aittik. gözlerimiz güvenle bakmaya başladı ve aynı lisanı konuşmanıza rağmen seni anlamamakta direnen ahmakların ait olduğun dünyaya kilometrelerce uzak kaldıklarına şahit oldun. işte o an bana bir söz verdin. zebanileri ahmaklardan oluşan cehennemden kurtulduğun gibi karşılaştığın rezil muameleyi tüm gerçekliği ile ulaşabildiğin her insana aktaracaktın.

    2003’den beri üzerine gordion düğümü kadar sağlam bir kilit vurduğum 4 temmuz acısını seninle paylaşarak, temelinden çatısına kadar megalomanlık hastalığına yakalanmış bir toplumun sapkın egolarını diğer toplumlar üzerinde test etmesine seyirci kalmamak adına kaleme aldığın kitabına katkıda bulunabildiysem ne mutlu bana. ne mutlu bana ki sözünün eri, cesur bir ingiliz’i tanıdım.

    küçük bir kum tanesinin neden olduğu böbrek sancısını çeken bilir. kum tanesinin oluşmasındaki hataları böbreklerde arayarak en kolay yol olan sorumluluktan kurtulmayı tercih eden özürlü beyinlere tavsiyem, kocaman böbrek taşları oluşmadan böbreklerini korumanın yollarını araştırmalarıdır. ateş bazen sadece düştüğü yeri yakmaz, düştüğü yerden beyne kadar sıçrayabilir.

    bir olayın oluş nedenleri araştırılmadan yüzeyde görünen sonuçlara bakarak kararlar verenler tarih huzurunda mahçup olacaklardır. ahkam kesmek hayat yolundan transit geçenlere yakışır. o çuvallar bizim başımıza geçirilmedi. çuvalları kafalarına geçirenler kralın çıplak olduğunu hâlâ göremiyor. bence özürlü beyinleri dünyamızdan entegre etmek için özel bir çuval imal etmeli. fiziksel sıkıntılarım geçti. ancak hâlâ içimdeki hainlerin, dışımdaki densizlerin ruhumda bıraktığı yara onmadı. kinim her geçen gün artıyor. ruhundan sayfalara aktardığın cümlelerin sana ne kadar pahalıya mal olduğunu, her paragrafın işkence ve haksızlıklara maruz bırakıldığın bir günün karşılığı olduğunu 4 temmuz cürufunun ağırlığı altında en fazla ezilen ben olarak taahhüt ediyorum. umarım kitabın özürlü beyinlerin şok tedavisinde faydalı olacak bir doz olur.
  • güzel olana, giydiği her şey gibi, yakışan elbise çeşidi.

    (bkz: çuval giyse yakışır)
  • bir nevi torba. çok amaçlı kullanılmakta ülke içinde. genelde ipten imal edilmekte.
  • askerlik raconunda kısa dönem askerlerin uzun dönemlere taktığı lakaptır.
  • müsebbibinden hesabı mutlaka ama mutlaka sorulacak çuvaldır.

    kurtuluş savaşımız, var olma savaşımız hala devam ediyor...
hesabın var mı? giriş yap