• anlamı itibari ile sorumluluk, insanın yapması gereken hede.

    varlığıyla insana kötü hisler yaratan sorumluluk türü. eğlenceli türevlerine türkiye sınırlarında rastlanmaz. (bkz: ders calışırken yapılanlar) verim açısından daha çok en azından araştırmaya dayanması beklenirken, ülkem okullarında ezbere ve işkenceye dayalı olması ayrı bi yanlışlıktır. hele ki bi cümleyi 30,40, 500 defa yazdırma ödevi sadece buralarda değil amerikan filmlerinden aşina olduğumuz üzere başka diyarlarda da verilen hipnozla öğrenim türevi bişidir. kişinin kafası almak istemese de zorla sokulmaya çalışılan ve 1 gün sonra unutulucak bilgiler yığını bu sapkın uygulamalar sonucu büyür.
  • bazen yapabilmek icin kendinizi a$manız gereken, ve bunu farkettiginizde çok gec olan sorumluluk.
  • gorev.
  • (bkz: copy paste)
  • bir hocamız tarafından "ödeviniz sizin entelektüel üretiminizdir" diye tanımlanan, aslında yararlı olmasına rağmen bir türlü sevemediğimiz öğrenci olayı.
  • en azından ilkokullarda yasaklanması gereken olay (ki yasaklanmış diye duydum ama kuzenimden gördüğüm kadarıyla yalan olmuş).
    o yaştaki çocukların gezip, eğlenmesi gerekir.. eve kapanıp soru çözmek onlara hiç bir şekilde yarar sağlamaz..
    (ki bizim zamanımızda anadolu lisesi sınavları vardı ilkokul 4ten itibaren günde 4 saat çalışırdık.. amina koyayim)
  • üzerinde hep "avrupada vermiyorlar" geyiği çevrilen öğretmenlerin küfür yeme sebeplerinden en büyüğü.
    (avrupada vermiyorlar koca bir yalandır, yoruma dayalı analiz ödevleri avrupada öğrencilerin başının tacıdır.)
  • ortaokuldan sonra bitecek sandigim, universite-1 de tekrar karsima cikan ilerleyen siniflarda yogunlugu giderek artan, mezun olmaya yakin nihayet faydasini kavradigim ders çalıştırma kiti.
  • sözlük kadar kamburlaşma yapabiliyor ödev denen olgu. bilgisayar başında tünemek açısından.
hesabın var mı? giriş yap