• oluler genellikle arkalari topraga, onleri semaya bakacak $ekilde gomulduklerinden arkalarindan konu$mak teknik olarak cok zor, hatta imkansiz olmu$tur, bu yuzden ise boyle deyimler yerle$mi$tir dilimize.
  • eger mevcut durumda ölü olan kişi sağlığında orospu çocuğunun teki ise, pek geçerliliği olmayan bir davranış biçimi. o zaman hitlerin de arkasından konuşmayalım...
  • bir kural değil factdir bu önerme
    zira teorik olarak ölüler herşeyi görür duyar ve bilirler hatta vampirlerin zihin okuma gibi bir yetenekleri olduğu iddia edilir ki bu bazı ölülerin arkasından düşünemediğimizi gösterir
    öte yandan bu önerme gemi yanaşmadan iskeleye atlamak tehlikeli ve yasaktır kuralı gibi yaptırımsız bir kural olarak algılansa da dillerde daha çok şaapılır*
    öte yandan niye konuşulmasın lan rahmet dileyince gidiyo da küfredince mi gitmiyo diyen kişilerin %95i ise temel fıkraları kitabını falan okumuşlardır
    çarpılırsınız alimallah gibi bir saçmalıktan sakınarak belirtilmesi gereken şey ise ne derseniz deyin insan öldükten sonra pek bir olgunlaşır pek bir dinginleşir bunun anası mokar hastası nihanla yarışıyordu diye konuştuğunuz bir kişiyle * öldükten sonra karşılaştığınızda en fazla bir ah be abi ile karşılaşacağınızdır
    negatife yakın tek tepki budur alemsin ve benzeri tepkiler ise gayet yaygındır
    bir diğer açı ise ölülerin asla arkamızdan konuşmadığıdır
    zira onlar bizim sıçarkenki ve/veya sevişirkenki yüz ifadelerimizi seyretmekten gayet zevk almaktadırlar ve erman toroğlu bile öldükten sonra hareket yorumu yapmayı kesmiş olacağından bababa salağa bak nası da ıkınıyo gibi yorumlar yapmazlar*
  • is bu mantalitenin yaygın kabul gormesinin neticesi olarak: (bkz: kor olur badem gozlu olur) ve de (bkz: kel olur sirma sacli olur)
  • tarihin dogru duzgun analiz edilmemesiyle sonuclanacak, ortaligi hurafelere ve efsanelere birakacak tutumdur. elbette bilincsiz ve art niyetli elestiriler, "nasil olsa cevap hakki yok, camur at izi kalsin" dusuncesiyle yapilan ithamlar ayri tutulmali ama ozellikle topluma mal olmus insanlarin hayatini, sozlerini, fikirlerini incelemek ve yorumlarda bulunmak son derece faydali bir davranistir. bu baglamda, "olunun arkasindan atip tutmamaliyim" dogmasi asilmali, bilakis objektif olundugu surece ve ozellikle birtakim tarihsel, toplumsal olaylara isik tutulacagi surece tesvik edilmelidir.

    ornegin ben oldukten sonra arkamdan "rahmetli iyiydi hostu da, birtakim bariz konularda sanki cok orjinal birsey soyluyormus gibi analizler yapip, mantikli ve akilci bir insan imaji vermeye calisiyordu; sanki biz hiyardik da bunlari akil edememistik" gibi yorumlarin yapilmasini hos gorur, ileride bu insanlarla tekrar gorusunce "balli sut irmagi" kokteylleri ismarlamaktan zevk duyarim.
  • bunun bir çok nedeni olabilir. ilk olarak metafiziksel boyutundan bakabiliriz. ölmüş olan biri hakkında konuşulursa, o kişinin bedensiz enerjisi konuşulan, düşünülen ortama gelir. böyle bir durumda bir ruhu rahatsız etme durumu söz konusudur. ya da o ruhun o ortamda dolaşmasından rahatsızlık duyabilecek bedenli varlıklar da olabilir.
    dini açıdan olayı ele alırsak, artık ölmüş birinin bu dünyada verilecek hesabı kalmamıştır. günahıyla sevabıyla o kişi artık allah'a kavuşmuş, hesabını ona verecektir. şaman geleneklerine göre de bir ölünün arkasından günahları konuşulursa, onun bütün günahları konuşan kişilerin boynuna kalır. dolayısıyla hesabını allah'a verecek olan, zaten bu dünyayla ilişiği kalmamış kişinin arkasından konuşmak her anlamda kötüdür ve günahtır, hatta ayıptır.
  • corpse bride hakkında fikir beyan etmesini istediğim birinden aldığım cevap` :ölünün arkasından konuşulmaz`` :smile`
  • doğru önermedir, konuşulmamalıdır. fakat beterin beteri vardır. çevremde çok sık rastladığım bir davranış şeklinden bahsetmek istiyorum. ölünün arkasından konuşmakla kalmayıp ölümünün hemen ardından giydirilen sitemkar cümlelerdir bunlar. ölen kişi bir de erken yaşta göçüp gittiyse hemen ardından başlanır : daha çok yapacak şeyimiz vardı, neden gittin? bize bu yapılır mı, neden böyle zamansız oldu gidişin? yakıştı mı sana, senin gibi güzel insana? gibi sorular ve türevlerinden oluşur bunlar. lan ölen adam kendi isteğiyle mi gitti öbür tarafa, ona mı sordular acaba ölmek ister misin diye ki adama kızıyorsun. senden gizli azraille anlaşıp beni buradan al çok sıkıldım demiş olabilir mi acaba? öyleyse hak veririm. ama sen hayatının en güzel döneminde uçup gitmiş bir adama sitem edemezsin. o zaten ölmüştür, daha fazla kızma ona. tamam arkasından üzül, hatta çağır ben de geleyim beraber ağlayalım ama ölmüş adama sitem etme nolur.
  • ölüye saygı anlayışıyla yapılan, içerisinde bariz mi bariz din desteği barındıran önermedir. bu cümleyi kullanan her kim ise muhtemelen din sevdalısı ve insanların fikir ve algılayışlarına saygısı olmayan biridir. ölen kişiye ölmeden önce ne derece saygı gösterilmiştir. köstek değilde, ne kadar destek olunmuştur. bunları bilmek daha bir mantıklıcadır. zaten boş konuşup az iş yapmanın moda olduğu şu son zamanlarda, hala boş konuşup sınırlı ve kalıpçı bir zihniyete sahip olmanın anlamınıda çözebilmiş değilim. bu aynı dolmuşta,otobüste veya serviste mezarlığın önünden geçerken müziğin sesini kısmaya benziyor. zahmet olucak ama, insanlara saygımızı ölüyken değil, bu güzel yaşamın içinde herhangi bir günde ve herhangi bir zamanda gösterelim. karşılıksız.
    bu yazımı tam bitirecektim ki aklıma nazım hikmet ran geldi. güncel bir olay olduğu için söyleme gereği duyuyorum. bakın adam ölmüş yıllar sonra türk vatandaşlığına alınıyor. ne anlamı var. ölü o. ölü. sen artık ona şu anda dünyanın en büyük mertebesine de çıkarsan birşey değişmez. çünkü o ölmeden önce türk olmadığını bilerek öldü. ölünün arkasından konuşulmayı geçtik. ölünün arkasından iş bile çevrilebiliyor...siz hala ölünün arkasından konuşulmaz diye avutun kendinizi..
hesabın var mı? giriş yap