• sömürge sonrası söylemin de yapıtaşlarından biridir.
  • oryantalizm'in onemli yapı ta$ı. genelde husus "biz" de olmayanların "oteki" de olması, "oteki"nin "biz"den ne kadar farklı, degisik ve hatta heyecan verici olmasıdır.
  • sevgilini (hadi kılçık atalım, seviyorsan) zannettiğin kadar kıskanmazsın, daha doğrusu dayanamam sandığın doğru değil. o ne ki, erkekler biz, en iyisiyle, reddedilmeyle büyüyoruz. sahip olamamak (aynı zamanda sahip olunamamak) varoluşun açmazı, normal bir duygu. onun bir uzantısı, ortada bir öteki yokken bile sevgilimiz bizi herkesten fazla sinir eder. (bkz: seviyorsan/@ibisile)

    [öyleyse, solaris-şey için önemli olan salt ötekiliğin aşırı, mutlak bir yakınlıkla çakışmasıdır. solaris-şey doğrudan kendimiz "olan" bir ötekilik olduğundan, varlığımızın "nesnel olarak-öznel" fantazmatik özünü sahneye koyduğundan, bilinçdışından bile daha çok "kendimiz"dir, kendimizin erişilmez çekirdeğidir.] slavoj zizek - the thing from inner space

    ["başkalıklarını" ("otherness") her zaman korumalıdırlar. birbirleriyle kaynaşmamalı, tek varlık haline gelmemelidirler. (...) insanın asla bir yuvası olmamasını ister. bir kadınla bir erkeğin, kapılarını dünyaya kapayıp, hiç değişmeyen aynı dört duvar arasında yaşamalarını; başkalarını dışlayarak, salt kendi çıkarlarını kollayarak bir "egoisme a deux" (iki kişilik bir bencillik) kurmalarını, üstelik bu durumdan mutlu olmalarını iğrenç sayar.] mina urgan - d. h. lawrence

    (ilk giri tarihi: 2.1.2018)

    (bkz: öteki/@ibisile)
    (bkz: otherness)
  • felsefe ve psikanalizde yani farklı bilim adamları için farklı anlamlarda kullanır, bu nedenle tek bir tanım bulmak zor olacaktır.her şeyden önce konunun dışında olan her şeyi, yani diğer insanları ve dış dünyayı ifade eder, ancak genellikle başkalarına atıfta bulunur.hegel örneğinde, özne ve öteki esas olarak çatışmacı bir yapı olarak tartışılır ve freud ve lacan'da öznenin oluşumunda (lacan'da diğeri genellikle anlaşılmaz bir varoluş olarak ortaya çıkar) ve levinas'ta benliğin varlığında temel bir rol oynayan baskıcı bir dünya olarak tanımlanır. süreç için gereklidir ve ego, birlikte yaşamayı arayan ortak olarak ortaya çıkar.ayrıca bu kullanım genişledikçe ataerkil, erkek merkezli, hetero merkezli ve beyaz merkezli düşünce çerçevesinden sınırlara itilen kadınlar, eşcinseller ve beyaz olmayanlar bazen ötekiyle ifade edilmektedir. bu durumda, ezilen, görmezden gelinen ve düşünceden dışlanan birçok varlığa atıfta bulunur.
hesabın var mı? giriş yap