3 entry daha
  • isaiah berlin özgürlükleri negatif ve pozitif özgürlükler şeklinde ikiye ayırır. bu ayrım, halen son derece yaygın olarak kullanılmaktadır.

    negatif özgürlükler, otoritenin insan üzerindeki sınırlayıcılığının yokluğu ile varolabilir. yani insanın özgür olabilmesi için devletin ona belli hakları tanıması değil, baştan sınırlayıcı düzenlemelere gitmemesi yeterlidir. "negatif" sıfatından kasıt budur. çünkü insan zaten özgürdür. bu özgürlüğün ihlal edilmemesi için devletin gölge etmemesi yeterlidir.

    pozitif özgürlükler ise, özgürlükten söz edebilmek için önce imkanlar konusunda belli bir eşitliğin varolması gerektiğini vurgular. bu görüşe göre, fırsat eşitliği tek başına yeterli değildir. şayet bazı insanlar bir fırsattan yararlanabilmek için gerekli olan imkanlara sahip değillerse, devlet onlara bu imkanı temin etmek durumundadır. örneğin, herkesin eğitim alma özgürlüğü vardır, ancak bazı insanlar bu özgürlüğü kullanabilmek için gerekli olan mali imkanlardan yoksunlarsa, böyle bir özgürlüğe sahip olmanın onlar için pek bir anlamı olmayacaktır.

    pozitif özgürlükçülerin bu yaklaşımına karşı, negatif özgürlükçüler, devleti kimi özgürlükleri bahşeden bir konuma oturtmanın otoriterliğe yol açma tehlikesinden söz ederler. zira, kimi insanları daha özgür bir konuma getirme adına yola çıkan bir devlet, ister istemez kimi diğerlerinin özgürlüklerini kısıtlama yoluna gidecek, örneğin, onları vergilendirecek ya da kendi okullarını açarak insanları doğru bildiği şekilde eğitmeye başlayacaktır.

    kabaca, klasik liberallerin negatif, sosyalist eğilimli olanların ise pozitif özgürlüklerin önemini vurguladıkları söylenebilir. locke, mill ve nozick'in düşüncelerinin negatif, rousseau, marx ve rawls'unkilerin ise pozitif özgürlükten yana olduğu söylenebilir.

    ana tema:
    (bkz: siyaset bilimi/@derinsular)
hesabın var mı? giriş yap