• 1. değirmende buğdayın un haline gelmesi, acıyla kıvranmak.
    2. toz toprağın yüksekten dökülmesi.
    3. aşınmak.
    4. süt kesilmek (kırklareli)
    5. üzülmek (artvin)
  • havanın aşırı sıcak ve nemli olması, yaprak kıpırdamaycak kadar esintisiz olması. (muğla)
  • sıfat haline getirilmiş türevi üğünük yani durgun, kıpırdamayan, biraz da ilkilen**, biriken**.

    galiba üğünmek öğütmenin dönüşlü fiili, kendini öğütmek, içe dönmek gibi. sürecin son dönemini ifade eden sözcük ise üğüntü yani üğünmüş, birikmiş, durgun şekilde şişmiş şey. anlamları arasında biraz fark var ama bir olasılık üğmek ile üğünmek de akraba yani eşköken olabilir. üğünen şeyin durgunluğu ile üğen şeyin hareketsizliği bir tutulursa.

    alttan dere/su akarken üstünde taşıdığı çer çöp veya balçığın bir engele takılıp ilerleyememesi, sadece yerinde sayar gibi dalgalanması, hafifçe büngüldemesi de bir tür üğünmektir. ilgili atasözü: "suyun üğünük akanından, insanın önüne bakanından kork."

    (bkz: iğinmek)
    (bkz: büngüldemek)
  • "gülden değirmeni döner
    onun ile gül üğünür
    akar arkı döner çarkı
    bendi pınarı güldür gül"
    (bkz: güldür gül)
hesabın var mı? giriş yap