• sosyal medyada kaliteli paylaşımlara imza atan yazar.
    bir örnek paylaşım yapalım:

    ''araplar 'kavmi necip'
    ermeniler 'millet-i sıddıka'
    türk deyince 'islam ırkçılığı yasaklamıştır.'

    *******
    fransız, ingiliz, rum, ermeni ve benzeri hümanizm, demokrasi, entellektüelite ve realite
    türk diyince 'milliyetçilik hastalıktır.'

    *************

    sor bakalım türk diye bir şey var mı?

    e doğru!... farklı milletlerle evlenince türkler asimile olmuş, ülkede çoğunluk olan türkler'in genleri kimseye aktarılmamıştır... yüzde on, yüzde doksanı asimile etmiş nedense yüzde doksan bir türlü yüzde onda kültürel ve genetik değişim yaratmamıştır... bak şu filmsel pardon, bilimsel analize...

    *******

    duyar gibiyim 'faşistçe bir yaklaşım' dediğinizi.
    bir kere bahsetmek istediğiniz rasism, faşizm değil (bu bilgi de şöyle bir kenarda dursun.)

    biz ne faşistiz, ne rasist sadece kimliğimizi söylüyoruz.
    siz ise size biat eden ırklara (pardon halklara ve kavimlere) rasist, siyasi fikirlerinize faşistsiniz.
    nitekim bu kelime kalıplarının da mucitleri olmak şerefi sizlere ait...

    saygıyla...
    ülkü''
  • gündemle, ortadoğu ve türkiye ile ilgili çok güzel paylaşımlara imza atan kadın. facebook'tan bu isimle aratırsanız kendi hesabı çıkıyor, herkesin takip etmesini öneririm. (bazen öyle şeyler yazıyor ki başına bir iş gelcek diye korkuyorum ''yeni türkiye'' şartlarında.)
  • ''okulların açılmasıyla öğrenci sayılarındaki artış ve azalma bir kez daha gösterdi ki anadolu hızla boşalıyor... sosyoekonomik nedenler başta olmak üzere karadeniz, doğu, güneydoğu batıya akıyor farkında olmadan demografik dizayn hızla devam ediyor.

    bu göç hareketlerini durdurmak için mutlaka gereken tedbirler alınmalı. yıllardır dikkat edilmeyen bir husus ise göç alan şehirlerde etnik ve mezhepsel ayrışmanın olduğu blok yaşam alanlarının oluşması.

    örneğin 1 yıl önce gaziantep'in alevi köylerinin güvenli olmadığı gerekçesi ile toplu halde köyleri boşaltıp merkeze yerleşmeleri, aynı mahallelerin blok halde batıya gitmesi...
    düşünün artık suriyelilerin yaşadığı mahalleler diye bir tanımımız var.
    bu nüfus hareketliliği 2012 yılında başladı, resmi verilere göre 2012 yılında doğu karadeniz'de göç patlaması yaşandı.

    doğu karadeniz'den 110 bin kişi batıya göç etti. 85 bin kişi doğudan, doğu karadeniz'e yerleşti.

    tüik'e göre aynı yıl net göç hızı en fazla 7,74 ile batı marmara'da, 7,29 ile doğu karadeniz'de. bunlar resmi veriler, gayriresmi ve mevsimlik nüfus hareketleri çok daha büyük boyuttadır.

    dikkat edin toplumsal olaylarla ilgili ekranlarda haber verilirken ya da analiz yapılırken bölgenin etnik ve mezhepsel kimliğinin tanımlanır olması ülkedeki sosyal dokunun nasıl tahrip edildiğine dair endişe verici boyutta olduğunun göstergesidir.'' - ülkü sincar
  • "namus adına kadını cehalete mahkum eden toplumlar
    cehaletin yetiştirdiği namussuzluklarla boğuşmaya mahkumdurlar"

    ülkü sincar
  • aziz sancar'ın yeğeni, amcası gibi türkçü, aydın, donanımlı, asil bir türk kadını.

    amcası aziz sancar'ın nobel ödülünü almasından sonra etnik kökenlerine ilişkin yakıştırmaların yapılması üzerine türk olduklarını ve memleketleri mardin'in türklüğünü şu yazısıyla vurgulamıştır:

    mardinliyim dediğinizde

    mardinliyim dediğiniz zaman hemen size şu soruyu sorarlar:

    -kürt müsün, arap mısın?

    -''ben türküm!'' dediğimde hemen:

    -orada türk var mı? diye ikinci soru gelir... şimdi nereden başlasak anlatmaya?

    mardin'deki kasımıye medresesini yapan akkoyunlular kimdir? bayındır türkmenlerinin oluşturduğu büyük bir aşiret konfederasyonu değil midir?

    peki karakoyunlular kimdir? karakoyunlu oymağı, karakoyunlu devletinin çekirdeğini teşkil etmiştir. sadlu, baharlu, duharlu, karamanlu, alpagut, çakırlu, ayunlu, bayramlu, ağaç-eri, düğer ve hacılu oymakları, karakoyunlu devletinin ahâlisiydi. yaklaşık otuz bin çadırdan oluşan karakoyunlular, cengiz'in hücumu üzerine, töre bey idaresinde, türkistan'dan mâverâünnehir'e, oradan da iran yoluyla doğu anadolu'ya göç etmişlerdi. töre bey, kara yusuf'un yedinci atası olup, oğuz han'ın torunlarındandır. selçuklu türkmenleri, döger türkleri, şimdi ki ırak türkmenleri, bayatlar bayındırlar avşarlar, oylat, suyur, tatar, celayir aşiretleri ve daha onlarca türkmen boyu buhar olup uçmadı ya...

    gelelim arapçaya!

    araplar islamiyeti kullanarak yüzyıllarca türklere inanılmaz fiziki ve psikolojik zulüm uygulamışlardır. mardin ve civar bölgelerde emeviler zamanında türkçe konuşmak yasaklanmış ve emevi hanedanı, geçmişte müslümanlığı kullanarak, ırkçı tutumuyla arap olmayanları mevali, yani köle olarak nitelendirmekteydi. araplaşmadıkça ''tam müslüman'' olunamayacağı tutumunu sergileyerek inanılmaz bir kültür sömürgeciliğine soyunmuştu. bölge halkı zamanla kendi dilini unutmaya süryanice, türkçe ve çoğunlukla arapça karışımı olan asıl adı mahallice olan bir dil kullanmaya başlamış ve kendilerini arap sanmaya başlamıştır. çünkü emevilerle başlayan arapça hayranlığı arapçayı rabça yapmıştır. peygamberin ve birçok din bilgininin övgüyle bahsettiği türklüğün, osmanlı döneminde ''alçak, akılsız, anlayışsız'' belirtisi olarak kullanılması ve devşirmelerin bu anlayışı şiirlerle süslemesi acıdır. daha acısı, bunu türk padişahlarına sunacak cüreti kendilerinde bulmalarıdır. kanunî sultan süleyman devrinde yetişen ve 2. selim ile 3. murata hizmet vermiş olan hafız hamdi çelebi'nin:

    o iyilik madeni yüce peygamber türkü'ü öldürün, kanı helaldir demiştir.

    türkün adam olacağını zannetme
    bir an olsun türk ile yan yana durma.

    diye şiir yazarak padişaha sunmasında bunun kanıtını bulabiliyoruz. türkler hem eski dönemlerde, hem yakın dönemlerde arap sömürgeciliği ve türk devletlerinin bu sömürgeciliğe şuursuzca alet olması sebebiyle bulundukları toplum içerisinde acı bir biçimde erimiş, hatta yok olmuştur. bugün hâlâ arap topraklarında birçok türk'ün dilini ve türklük şuurunu kaybederek özyitime uğradığı tarihçiler tarafından da belirtilmektedir. günümüz türkiyesinde hala aynı oyun oynanmakta bilgi çağında cahil kalmayı tercih etmiş, dinimiz kullanılarak emperyalistlerin oyunlarına alet edilmiş bizler hala sömürülmekte ve asimile edilmekteyiz.

    tıpkı türkmen yurdu olan mardinimizin özünü unutması gibi. urfa karacadağ eteklerinde yaşayan türkmen boylarının türkçeyi konuşamayıp kürtçe ez tırkım (ben türküm) demesi gibi çok acıdır. gün gelecek kendi ülkemizin her yerinde aynısını yaşayacağız, o gün çokta uzak değildir. türkiye cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı bile artık bizleri etnik unsur olarak tanımlayıp, türk milleti diyemiyor.

    bizler özümüze dönmek kendimize gelmek zorundayız. fiziksel olarak cinsiyetini değiştirenlerin içinde bulunduğu hezeyan ile kimlik karmaşası yaşayan toplumlar bire bir aynıdır. ruh ve beden birlikteliği gibi!..

    büyük imam ebu hanife arapçayı iyi okuyamayan bir öğrencisine aynen şöyle demiştir: ''ey türkçe konuşan müslüman çocuğu; işte bu senin kitabındır. bu kitabı kendi dilinde her gün oku, okudukların üzerinde düşün. onun gerektirdiği genel prensipleri, yüksek ahlâki değerleri, insanlığı öğren.''

    ve yazıyı sultan alp arslan'ın bir sözüyle bitirelim: ''biz temiz müslümanlarız. biad bilmeyiz.''

    mesele kürt olmak, arap olmak değildir. mesele kendini tanıyabilmektir. aynaya bakabilmek cesaretidir. elli beden giyerken birilerinin çıkarı için sana biçtiği otuzaltı bedenlik elbiseye sığamadığını fark edebilmektir.

    not: bölgesel tarihi bilgiler çok yüzeysel verilmiştir. o bölgenin tarihini anlatan kaynakların okunmasında çok büyük yarar vardır. okudukça hayretinizin artacağı ve toplumsal hafızamızın ne kadar zayıf olduğunu bir kez daha fark edeceğiz.

    ülkü sincar
  • iyi parti mersin 4. sıra milletvekili adayı. yolu açık olsun.

    sosyal medya hesabında şöyle açıklama yapmış:

    ‘’24 haziran'da yapılacak seçimlerde iyi parti'den mersin milletvekili adayı oldum. türkiye cumhuriyeti'nin, kurucu meclisinde yer alan, ilk yasalarını yapan kadroda bulunan, ilk posta teşkilatını kuran, cumhuriyet'e ilk uçağını hediye eden, her zaman evlatları olmaktan onur duyduğum sancar ve boran ailelerine bana duydukları inanç ve güven için; haberin duyulmasının ardından, bizzat gelerek, arayarak, mesaj yazarak etrafımda oluşan, 24 saatte binleri bulan sevgi ve inanç dolu teveccühünüz için de sizlere teşekkür ederim.

    nedenleri, ne içinleri, hakkımda merak edilenleri içeren daha kapsamlı bir açıklamayı en kısa sürede sizlerle paylaşacağım.

    hududum anayasamızın ilk dört maddesi ve misak-ı milli sınırları ile belirlenmiştir.

    türk milletine ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ederim.

    saygılarımla.‘’
  • iyi parti'den mersin milletvekili adayı olmuştur.
  • twitterda bu kadar takipçisi olmasına anlam veremediğim kişilerden biri.
hesabın var mı? giriş yap