• ağasar da denir. kızları renkli giysiler giyer. beyaz çorap giyen kız bekar anlamına gelir. misafirperverdirler.
  • eskiden vakfikebire bagli olan ilce.
  • yörede eskiden keten ve kenevir dokumacılığının hayli yaygın olduğunu biliyoruz. bu bölgede köylüler tarafından dokunmakta olan şallar, eskiden şehir merkezinde satışa çıkartıldığından,şal alınıp satılan yer anlamında bu bucağa ‘şal yeri’, daha sonra da “şalpazarı” adı verilmiştir.
    şal yeri nde aynı zamanda çimşir(şimşir) kaşıkların satıldığını da biliyoruz.yörede şimşir kaşıklarıyla ünlenen yerleşim yerinin adı; çeğeldir.
    şal, farsca bir kelime olup; saf yünden dokunan, bele bağlanan, boyuna dolanan, başa sarılan veya omza alınan ince ve kıymetli kumaştır. eskiden,hindistan ve iran taraflarında imal ediliyordu.şalpazarı'nın şar kelimesinden gelmiş olması da mümkündür. şar, yine farsca bir kelime olup şehir, belde, kasaba anlamına gelmektedir
  • (bkz: salı pazarı)
  • trabzon'un 18 tane ilçesi vardır. trabzon'a dil, kültür, gelenek vs olarak en benzemeyeni burasıdır. zaten vaktiyle görele'ye bağlıymış - trabzon sancağı altında - * osmanlı'nın son zamanlarında. diğer tüm ilçelerde rum ve ermenice birçok köy, yer adları türkçe'ye çevrilmişken burda böyle bir gerekliliğe girişilmemiş.. buna yakın beşikdüzü'nde de yalnızca 2 köy ismi rumca'dan türkçe'ye çevirilmiş filan.

    işbu bilgiler ışığında denebilir ki kendileri çepni'dir. kaldı ki alevilikten kalmış birçok gelenekleri halen yaşar. insanlarının pek tutucu olmamaları da bunu kanıtlar zaten gidilip görülürse..
  • aynı zamanda erzurum'un olur ilçesine bağlı bir köy.
  • bildiğin kasaba.

    ayrıca trabzon'un okuma oranı en yüksek olan ilçesidir. bütün gençleri okur. zira şalpazarı'nda yapacak başka bir şey yoktur.
  • bu ilçenin, beşikdüzü ve vakfıkebir'den farkını söyleyeyim mi? biz şalpazarlılar kendimizle barışığız. örfümüzü, konuşmamızı, türkümüzü, yemeğimizi ve giysimizi severiz ve koruruz. en modern şalpazarlı kadın bile köye çıktı mi lastiğini ve fistanını giyer. hatta istanbul'da ve almanya'da da giyer. aslında caz dinlese bile , canı isteyince arabasında sait uçar'ı da , kemençeci şenol'u da dinler. ama o komşu ilçeler gelir bize der ki "ay siz çok doğalsınız, ay ilçe merkezinde bile ayağında lastik var çok natürel". sanırsın kadın ilçe merkezinde değil de nyc'de yaşıyor , nenesi de peştemal giymiyor.
  • http://tr.wikipedia.org/wiki/üzümözü,_şalpazarı üzümözü köyü'nün imamına göre (aslında imamı, hocası boldur. dini eğitime önem vermelerine rağmen bağnaz değil açık görüşlüdürler ve sohbeti, tartışmayı -özellikle siyasi- çok severler.) çepni-yörük kökenliler hatta köy halkının gelenek/göreneklerini azerilere de benzetmiştir. ama yöre halkının birçoğu bilmez pek de kökleriyle ilgilenmez. etnisiteyle ilgilenemeyecek kadar meşguldürler. çünkü kız, erkek, genç, yaşlı, kadın, erkek hep sabah ışımadan hava kararana değin çalışmak zorundadırlar.
hesabın var mı? giriş yap