• öncesinde istiklal marşının bir özetinin dinlenebileceği müsabakadır.
  • lodz şehrinde oynanacaktır.
  • 16:45'te başlayacaktır.
  • 3 te 3 yaparak 4 puanla 2. tura yükselen (ve an itibariyle 2. tur grup lideri olan) milli takımımız ile 3 puanla 2. tura gelen ispanya nın oynayacağı ilk 2. tur maçı.

    takımların genel durumlarına bakarsak;

    milli takımımız belirsizlik ve endişelerle geldiği turnuvada, yakaladığı müthiş form ile, grubun görece zayıf olmasını da fırsat bilerek, 2. tura rüzgar gibi giriyor. moraller en üst düzeyde. turnuva başında kaybettiğimiz oyuncular da takıma döndü, formsuz olanlar da yavaş yavaş turnuvaya ısınmakta. bizim için daha güzel bir başlangıç olamazdı.

    ispanya öte taraftan; oynadığı hazırlık maçlarından beri bir rahatsızlık içerisinde olduğunu belli ediyor. turnuvadan hemen önce oldukça eksik -zaten turnuva performansı yerlerde sürünen- bir litvanya dan 20 küsür sayı fark yiyerek geldiler ve ilk maçlarında yine eski günlerinden çok uzak olan sırbistandan fark yemekten son anda kurtuldular. ertesi gün hiç bir iddiası olmayan britanyayı son 3 dakikada geçebilirken, dün de son maçta az kalsın slovenya ya mağlup oluyorlardı. kadrolarında önemli eksikler olabilir ama şu anda turnuvadaki elit takımlardan hangisi tam kadro ki zaten ? fransa dışında bütün takımlar en iyi denebilecek oyuncularından mahrumlar. bu yüzden calderon, jimenez gibi kayıpların arkasına sığınamazlar. gerek saha içi, gerek kenar yönetim olarak ciddi bir yönetim zaafı yaşadıkları çok açık. bu kaliteli kadronun bu kadar bocalamasının başka sebebi olamaz.

    bireysel olarak incelemek gerekirse;

    pau gasol; her zamanki gibi ispanya takımının lideri, rakiplere korku salan, takımın skor yükünü sırtlayan adam. turnuvaya kötü başlamadı ama en iyi turnuvalarından birisi olduğu da söylenemez. şimdiye kadar en büyük sıkıntıyı serbest atışlarda yaşadı ( 13/27). daha düzgün bir serbest atış yüzdesiyle 16.3 olan sayı ortalamasını kolaylıkla 19 un üzerine çıkartabilirdi. maç başına 30 dakika süre alıyor. dış şutunun da olması sebebi ile kendisi için en ideal savunmacı semih olarak görünmekle birlikte semihe yeni bir 5 faul rekoru kırdırabilir. ikinci alternatif ömer olacaktır. oğuzu gasol karşısında düşünmek dahi istemiyorum.

    rudy fernandez; ispanya milli takımında benim en korktuğum adam. pau gasol un emekliliğinden sonra ispanya takımının yeni lideri olacak, ricky rubio ile bir 10 sene daha avrupanın tozunu atacaklar. pau gasol den bile daha tehlikeli olduğunu düşünüyorum. gasol un ne yapıp ne yapamayacağını kestirmek mümkünken, bu adamın vereceği hasarı kestirmek pek mümkün değil. atletikliğini kullanıp penetrelerle mi savunmayı dağıtacak yoksa düzgün bileğini kullanıp dış atışlarla mı ? 30 atıp skoru mu yüklenecek, savunmacılarına 5 faul mu aldıracak ? iç dış oyunu çok dengeli, çok zeki ve çok cesur bir adamdan bahsediyoruz. ayrıca turnuvada ilk maçta oynamadıktan sonra diğer iki maçta 28 er dakika süre aldı, nispeten dinç olarak karşımıza çıkacağı düşünülebilir. bu yüzden en çok savunma oyuncusu rotasyonunu bu oyuncu üzerinde yapmalıyız. gerekirse 5 dakikada bir ömer, bekir, sinan değişiklikleri ile karşısında diri savunmacı tutmak gerekli. onu tutacak olanlara şimdiden metanet diliyorum.

    ricky rubio; ispanyanın şu anda yumuşak karnı olan mevkinin bir numaralı sorumlusu. evet gelecekte nba in elit, avrupa şampiyonalarının korkutucu gardlarından birisi olacak ama şu anda sadece o görkemli geleceğin bir ipucundan fazlası değil. iyi haber ise, kendisi bunun farkında değil. o, beşinci sıradan seçildiği nba draftının gazıyla şimdilik boyundan büyük işlere kalkışmakla meşgul. bilemiyorum belki de calderon un yokluğunda buna mecburdur ama bizi ilgilendiren kısmı şimdilik kapasitesinin üzerinde bir role soyunmuş olması. bu mevkide kendisine karşı oynayacak olan kerem, ender ve engin in yarı saha ve tam sahada baskı yapıp onu sürekli hataya zorlaması gerekli. şu ana kadar maç başına 25 dakika almış.

    juan carlos navarro; ispanya takımının gerek kişik gerekse oyun tarzı olarak en sinir bozucu karakterlerinden. kişiliğini bir kenara bırakıp oyun tarzına dönelim; navarro, savunmayı delen penetrelerden sonra dengesiz görünen, ama çok yüksek yüzdeyle atabildiği jump shot ve turnikeleri ile ünlü. neyseki asist özelliği çok fazla değil bu yüzden yardım savunması muhakkak getirilmeli. eğer yüksek post civarında boş bırakıp şut ritmi bulmasına izin verirsek bizi lime lime edebilir. şu ana kadar maç başına 31 dakika ile ispanyanın en çok oynayan oyuncusu olması bizim için avantaj olabilir.

    jorge garbajosa; oyun stili olarak açık ara en sinir olduğum ispanya oyuncusudur herhalde. savunmada 15-20 saniye canla başla koşturup bütün gedikleri kapattığınıza, rakibi boş dönmeye mecbur ettiğinize inandığınız bir anda ortaya çıkıp 8-9 metreden salladığı üçlüklerle bir anda moral bozan, direnç düşüren, resmen bir psikolojik savaş unsurudur bu mendebur. neyseki yavaş yavaş formunu kaybetmeye başlamıştır. şu ana kadar sadece 1 maçta süre alabilmiş, ve onda da 0/3 yüzdeyle oynayıp sayı bulamamıştır. bizim maçta da herhangi bir faktör olmaması en büyük dileğimiz.

    neticede bütün kötü sonuçlara, bütün bocalamalarına rağmen son dünya şampiyonu, olimpiyat gümüş madalyası sahibi ve bu turnuvanın en büyük favorisi olan takımın karşısına çıkıyoruz. bu yüzden sadece özverili, çalışkan savunmaya değil; içerden ve dışarıdan hatta her mevkiden sayı bulabileceğimiz bir oyun düzenine ihtiyacımız var. turnuva özelinde konuşursak özellikle enderin daha sonra keremin bir numarada yeterli hücum katkısı üretebileceğini görüyoruz. 3 numarada hidayet ve 4 numarada ersan zaten en güçlü kozlarımız. geriye kalıyor 2 ve 5 numaralar. 2 numarada sinan ve ömerin mutlaka ekstra birşeyler üretmesi gerek. sinan şutunu korkmadan kullanmalı ömer de sürekli fastbreak kovalamalı. 5 numarada ömer ve oğuz un ofansif performansları bugüne kadar umut verici oldu. ama savunma eşleşmeleri yüzünden semih in önceki maçlara göre daha çok oyunda kalacağını düşünürsek mutlaka semih in de hücumda üretken olması gerekli. zaten kanaatimce bize maçı kazandıracak veya kaybettirecek kilit burası; semih in defansif (gasol karşısında) ve ofansif performansı.
  • türkiye'nin turnuvadaki ilk ciddi maçıdır. zira ilk turda oynadığımız polonya ve bulgaristan bizim seviyemizin çok altında takımlardı zaten, litvanya ise önemli bir ekol olmasına rağmen bu turnuvada çok çok kötü. 2. turda karşılaşacağımız 3 takım*** gerçekten dişli ve bize denk takımlar. bu 3 maç çok çekişmeli ve zevkli geçeceğe benzer. zaten bu gruptan çeyrek finale de bu 4 takım kalacaktır diye düşünüyorum nacizane.
  • ispanyolların turnuvaya yavaş başladıkları doğrudur, ama ben bu yavaş başlangıcı sakatlıklara bağlıyorum. formsuzluğun da asıl sebebi bu sakatlıklar. ilk sırbistan maçında rudy fernandez hiç oynamazken pau gasol yedek başlayıp sonradan oyuna girmişti. ikisinin yokluğunda zaten ispanya öyle kötü başlamıştı ki maça, oradan bir türlü geri gelemediler. tek kaybettikleri maç da bu oldu. slovenya karşısındaki oyunları da çok parlak değildi, ama rudy ile pau'nun yavaştan form tutmaya başladıklarını gördük.
    onlardaki en zayıf pozisyonun şu an pg olduğunu düşünüyorum. jose calderon'u aradıkları çok açık. yeni ilk 5 oyun kurucuları ricky rubio, sky is the limit diyebileceğimiz bir basketbolcu (bonservisiyle ilgili sorunlar olmasa 2009 draftinde büyük ihtimal 2, küçük ihtimal 1. sıradan seçilebilirdi) ama onun için çok zor geçen bir yazdan sonra kafasını pek turnuvaya veremediği izlenimine kapıldım. neredeyse 2 hafta öncesine kadar hangi takımda oynayacağı bile belli değildi. minnesota onu almayı çok istese de, nba kuralları gereği 500.000 $'dan fazla bonservis parası verememeleri, rubio'nun kalan parayı cebinden ödemek durumunda olması ve buna yanaşmaması sonucunda barça araya girdi ve rubio'yu aldı. ama 2 seneliğine nba kapıları kapandı yine rubio için. hoş gerçi rubio minnesota'da oynamaya pek hevesli değil gibi bir izlenim de oluştu kafalarda. işte bütün bunların üstüne, rubio mental olarak pek iyi durumda değil. zaten genç de bir oyuncu. şu anda o pozisyonun hakkını veremiyor. artık guardsızlıktan raul lopez bile milli takıma girdiyse, durumları cidden kötü demektir. bunu raul lopez'i kötüleme manasına söylemiyorum, aslında çok iyi oyuncuydu. nba'de sağlam oynamıştı ama gel gör ki sakatlıklar kariyerinde daha fazlasını yapmasına izin vermedi.
    sg mevkisine bakarsak, juan carlos navarro iyi oyuncu tabi, ama nba'de onunla faul attığından çok üçlük atan adam olarak dalga geçilirdi. ritm bulamasa bile kaçırmaya devam eder. ömer onan onu potadan uzak tutarsa, 3'lük civarından brick'leri sallamaya başlayabilir. bunlar bence ispanyolların yumuşak karnı diyebileceğimiz bölgeler. sf pozisyonları ve pota altları çok sağlam. pota altları o kadar sağlam ki 2 milli takıma daha adam çıkar. ama neyse ki, aynı anda bu oyunculardan 2 tanesi oynayabiliyor maçta.
    başımıza en büyük belayı pau'nun açacağı kesin. diğer adamlar da marcin gortat'a, maciej lampe'ye benzemezler, çok sert oyunculardır. pf pozisyonunda ersan ilyasova güven verse de, pivot pozisyonundaki oyuncularımızın polonya maçındaki gibi hücum edebileceklerini hiç sanmıyorum. ömer potaya yakın top alsa anında faulle durdurulup çizgiye gönderilecektir. çizgideki problemleri ise malumunuz.
    velhasıl bence bizim güçlü tarafımız kısalar, onların güçlü tarafı pota altı gibi görünmekte. sf pozisyonları ise kafa kafaya.
    netice itibariyle tahminim, galibiyetin az farkla ispanya tarafına yakın olduğudur. sonuçta rakibin 1999'dan beri her avrupa şampiyonasında yarı final oynamış, üstüne son dünya şampiyonu, üstüne son olimpiyat ikincisi olduğunu, sahip oldukları tecrübeyi, kendi evlerinde düzenlenen 2007 şampiyonasında finalde kaybetmelerinin, bu şampiyonayı onların gözünde 'hedef turnuvaya' dönüştürdüğünü unutmayalım. zaten benim şampiyonluk için 3 favori takımımdan birisi. -diğerleri ise yunanistan ve fransa-. biz de bu maçı kaybetsek bile morali bozmadan diğer maçlara bakmalıyız, keza asıl rakiplerimiz sırbistan ve slovenya, ve biz bunlardan birini yensek 2. olarak 2. tura çıkarız gibi geliyor.
  • türkiye, turnuvanın en kolay grubundan çıkıp en zor grup ile çapraz eşleşti. bu gruptaki takımlar ilk gruptaki takımlardan farklı özelliklere sahip. ilk gruptan çıkarken savunmamız ile sivrildik lakin ilk üç takımın ortak bir özelliği vardı: iç-dış dengesi olmayan takımlardı ve haliyle savunulması görece kolay takımlardı. litvanya'nın uzunları iyi kısaları kötü, bulgaristan'ın kısaları iyi uzunları yok, polonya'nın kısa amerikalı oyun kurucunun yardımıyla işler hale gelen uzunları vardı. savunmanın odaklandığı oyuncu sayısı daha azdı. bu yeni oluşan grubun takımlarında böyle durumlar yok. hücumda her oyuncu tehdit ve daha geniş rotasyona sahip takımlar. milli takım için, vizeler bitti finaller başlıyor diyebiliriz.

    ispanya, bu turnuvanın açık favorisi hatta ispanya ve diğerleri diye bir ayrım var. ispanya, turnuvaya iyi başlamadı. calderon'un eksikliği ispanya'nın takım olmasını engelledi. calderon varken ispanya; topu iyi paylaşan, bir takım gibi hareket eden, aynı anda hakeme ağlayan, beraberce rol yapan bir takımdı. güvenilir şutu olan ve takımı iyi organize eden bir oyun kurucunun eksikliği hissedilir ve fakat ispanya'nın geniş bir kadrosu ve bizden daha sert oynadığı üç maç var. bizi yenmeleri grubu birinci bitirmeleri yolunda büyük bir adım olacak.

    bu maça kadar alkışlanan tanjeviç, maç sonunda eleştirilebilir zira maçın kilit noktası ersan ilyasova'nın muhtemel faul problemi olacak. ersan'ın oyunu topa hamle yapmaktan geçiyor ve daha yumuşak takımlar karşısında dahi faul problemine girer gibi oldu. ispanya hem yetenekli hem de artisi bol bir takım. kolayca faul alabilecek ve faul almaya oynayabilecek oyunculardan oluşuyor. ersan'ın yedeği ise barış hersek. dört numara oynayabilecek daha tecrübeli oyuncular varken barış hersek. barış hersek'in gösterebileceği ya da gösteremeyeceği performans maçın kaderini etkileyebilir.
  • bookmaker'larda halen açık ara favori olan ispanya'yı yenersek (ki şu an 4.-5. favoriliğe yükseldik), bir anda turnuva favorisi haline gelebiliriz. yunan dışında sürekli sağlam ve birlikte iyi oynayan takım da yok zaten (ziktiret slovenya ve fransa'yı, ikisini de çok tokatladık daha önce).

    dont jinx it!
  • geçen polonya maçı için "pota altında sıkıntımız olabilir" yazdım, maymun ettik adamları. uğur deneyeyim;

    ispanya bizi fena tokatlar.
  • gaza gelen bir millet olmamız ve spor severliği, skor taraftarlığı düzeyinde yaşamamız nedeniyle hakkında konuşmaları arttığı bir maç oluyor. oysa yenilsek de yensek de şaşırmamamız gerekir. tek ümidim, millilerin tecrübeli olması, rakibinin gücünü bilmesi ve sonuna kadar mücadele edecek olması.
hesabın var mı? giriş yap