*

  • türkçe'ye 16.50 treni adıyla çevrilip yayınlanmış bir agatha christie romanı. çiğdem öztekin tarafından tercüme edilmiştir.
  • agatha christie nin bir kitabı. kısaca konusu şöyle: yan yana gelen iki trende ancak korku filmlerinde rastlanacak türden bir cinayet vakası yaşanmaktadır. ve tüm bunların tek tanığı bir kadındır.
    elspeth çaresizlik içinde baktığı vagonun penceresinden bir adamın bir kadının boğazını hunharca sıktığını görür. zavallı kadının bir süre sonra cansız bedeni yere yığılır ve o anda tren hareket eder.
    bu düğümü çözebilecek tek kişi jane marple dan başkası değildir. ve belki de elspeth e inanacak tek kişi... çünkü ortada ne şüpheli, ne başka tanık, ne de ceset vardır. agatha christie nin mutlaka okunması gereken kitaplarından biri.
  • agatha christie'nin eyelesbarrow, crackenthorpe, mcgillicuddy gibi okuyucu öldüren isimler icat ettiği romanı.
  • şu sıralar okuduğum agatha christie kitabı. lucy eyelesbarrow isimli bir karakterimiz var. 'eyelesbarrow' kelimesi ingilizce'de 'anasınıngözü' olsa bu kadar otururmuş. güzel bir karakter. umarım başladığı gibi güzel biter kitap.
  • karantina gunlerinde 1 gunde okudugum akici roman. gizem ve cinayet konularini seviyorsaniz siddetle tavsiye ediyorum.
  • her şey mcgillicuddy isminde yaşlı bir kadının arkadaşını ziyaret etmek için bindiği trenin yan raylarında hareket eden başka bir trende cinayet işlenmesini görmesiyle başlayan agatha christie romanı.

    kitapta en dikkat çekici husus, karakterlerin pek çoğunda yüksek vergilerden yakınma diyaloglarıdır. agatha’nın dikkatini çekmiş olacak ki bu konu, yazma gereksinimi duymuş.
  • az önce bitirdim kitabı. çok sıkıldım, sonunu asla merak etmedim, zor okuduğum bir kitap haline dönüştü. ilk kez agatha okuyorum. ya bu kitap yanlış seçim oldu ya da ben cinayet sevmiyorum,yoksa yazara asla lafım yok :)
  • miss marple'ı hiç sevmem ama agatha christie'nin tek mekanda geçen cinayet romanlarını severim. dolayısıyla agatha christie külliyatındaki iyi kitaplardan biri olarak sayıyorum bunu. aslında buradaki katili ve motivasyonunu o kadar beğenmedim (ki zaten katili bulamadım) ama hikayeyi genel olarak sevdim. böyle köklü aileler, malikane, büyük bir miras, aile üyelerinin birer birer öldürülmesi şeklinde ilerleyen bilmem kaçıncı kitap ama bir tane daha olsa okurum.

    bir miss marple hikayesi olmasına rağmen miss marple'ın hikayenin içinde olmaması büyük avantaj tabi. yoksa aşırı gıcık bir karakter bu, benim köyümde de şöyle şeyler olmuştu diye bilmiş bilmiş konuşmalarına falan hiç katlanamıyorum. yetiş ya poirot.
hesabın var mı? giriş yap