• sanırım uluslararası ilişkiler okuyan birisi yüksek lisans tezini bizlerle de paylaşmak istemiş.
  • olan yine turkiyeye olur, suriyeye ucu bile dokunmaz
  • amerikanın arka bahçesinde ne olduğu, halen cia'nin ülkelerin iç işlerine karıştığı belli iken, obama'nın küba ile işleri yoluna koyma çabasının bir başka versiyonu hatta rus modeli ise çeçenistan gibi içlerinde bir sürü savaşçı bulunduran ülkelerin başına putin'in kadirov gibi bir adamı getirmesiyle başladı. iki ülke de aslında soğuk savaş döneminden beri rahat durmuyor.
    sadece abd'nin avantajı; aynı zamanda rusyanın başında bugün putin'in olmasını sağlayan boris yeltsin idi. yeltsin, sık sık diploması kullanmak istese de aslında kibri buna elvermedi. abd'nin kendisinden büyük olduğunu düşündüğü zamanlar da oldu tam tersini de. canı sıkıldı; çeçenlere (bu kısım daha uzun aslında) saldırdı, bunun için dış politikadan destek istedi almanya ve fransadan istediği alamayınca agit'i terk ettiği de vardır.
    ayrıca;bana göre bu denklemde önemli eksiklikler mevcut. çin ve hindistan. tarihsel açıdan çin'in etkileri her ne kadar hindistan'dan büyük olsa da iki ülkenin ekonomik anlamda rusya'ya yaklaşması abd açısından güney amerikanın tamamını arkasına alsa bile eşitliği/üstünlüğü sağlayamayacağı bir denklem. haliye, avrupa ülkelerinin gidişatı nasıl etkileyeceği belli değil.
    dolayısıyla, bu denklemde kimin nerede ve nasıl etki yapacağı tam kestirilemezken;suriye'deki iç savaş nedeniyle neredeyse kavimler göçü yaşanırken bazı ülkelerin bu denklemden olabildiğince uzağa kaçmak istemeleri söz konusu. ancak, hepsi kaçamayacak. bazısı, istemese de bundan baya bir etkilenecek.
    mesela, mevcut kanada yönetimi göçmenleri kendince filitreleyerek kabul ederken kendi reklamını yıllar önce abisi abd'nin yaptığı şekilde yapıyorken,bu durumdan coğrafi olarak kaçamayan macaristan,bulgaristan vb. ülkeler ise neredeyse kırmızı alarm vermiş haldeler.
    dahası, zamanında emparyalist politikalar neticesinde kendi ülkelerinde yaşayamayan orta/kuzey afrika vatandaşları fransa,italya gibi ülkelere deniz yoluyla kaçabilme derdinde.
    kısacası, bazı ülkelerin açgözlülükleri bazıların ise diplomatik başarısızlıkları/beceriksizlikleri neticesinde yaşadığımız gezegenden bir tane daha olsa orayı da mahvedecek kapasitedeyiz. yaşayacak yerimiz kalmadı.
  • pkk'nın neden tasfiye edildiğini anladığım savaştır. nitekim abd yandaşlarının güçlü olmasını istiyor. bu durumda türkiye zamanında almanya'nın yaptığı gibi doğu bölgesine yatırım yapıp bölgeyi terörden ve yoksulluktan kurtarmalı. iyi fırsat.
  • karikatürlerle amerika ve rusya'nın kutuplaşması.
  • yazarın 13. maddesinde çanakkale zaferinin kaderini mustafa kemal'in değiştirdiği yazıyor. bu hatalı bir sav. çanakkale savaşı'nda sadece bir tek alay yoktu. ikincisi ise çanakkale zafer değildir. zira çanakkale'yi savunarak ingilizlerin çarlık rusyası'na yardım göndermesine engel olduk ve böylece bolşevik ihtilali patlak verdi. dolaylı yoldan biz komunist rejimin doğmasına sebep olduk. buradan yola çıkarak sadece itilaf devletlerinin türk toprakları üzerindeki planlarını 3 sene ertelemesine sebep olduk. geri kalan maddeler mantıklı.
  • yukarda da denildiği gibi içerikle başlığın yeterince uyuşmadığı maddeler bütünüdür. elbette günümüzü anlamak için geçmişe bakmalı ama abd-rusya kutuplaşmasından ziyade napolyon savaşları ve sadece mustafa kemal dehası sayesinde kazanılmış gibi sunulan çanakkale cephesi ve kurtuluş savaşı gidişatını daha çok ön plana çıkaran bir analiz bu. başlık sahibinin yazılarını okumanın önemli olduğunu düşünmekle birlikte 23. maddeye bakınca kendisinin bir parça romantik olduğunu düşünüyorum.

    ekleme : entrymi yazdığımda baranba bir entry daha girmiş. sonradan fark ettim. mustafa kemal'in müdahalesinin önemini açmış. ilk yazdığım kısmı değişmedim yine de.
  • 21. maddede şöyle bir bölüm var :

    "kongrede amerikan mandasını gerçekten savunanlar vardı. mustafa kemal bu kişilerin fikirlerini söylemesine karışmadı, hatta müsaade etti. böylece amerikalılar asla olmayacak bir şeyin fısıltısı nedeniyle direniş hareketine sempati ile baktı."

    belki de istemeden tarihimizdeki en önemli olaylardan birine parmak basılmış. fakat bence yanlış bir tahlil olmuş. o dönem minimum seviyelerde olsa da günümüz itibariyle ülkemiz abdnin siyasi bir figürüdür. kendi iç dinamikleri olsa da abd ne derse bu topraklarda o olur. bunun sebebi belki de o günlerde yükselen amerikan sevdasıdır..
  • yazar arkadaşımız yaklaşık olarak 200-250 yıllık bir siyasi kronolojiyi , onlarca kaynaktan özetleyerek yine bilal'e anlatır gibi objektif olarak anlatmıştır. baranba sözlüğün en kıymetli yazarlarından birisidir. çok ciddi bir emek harcayarak bu yazıları bizimle buluşturuyor. kendisinin ellerine sağlık demekten başka söylenecek bir şey yok.
hesabın var mı? giriş yap