• son zamanların en sık tartışılan konusu üzerinde iktidar akp ile muhalefet partilerinde mhp'nin kurmaylarının üniversitelede ve kamu kurumlarında türban yasağı/serbestisi konusunda anayasanın10 ve 42. maddeleri ile yök yasası 17. ek maddede değişiklikler yapılması ve türbanın tanımı konusunda uzlaşması olayıdır.

    tc 1982 anayasası madde 10:
    madde 10. – herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

    (ek: 7.5.2004-5170/1 md.)kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

    hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

    devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

    bu maddenin son fıkrasına "ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında" ibaresi ekleniyor. yani maddenin son fıkrası şu şekilde olacak:

    "devlet organları ve idari makanları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinin yararlanmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır."

    tc 1982 anayasası madde 42:
    kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

    öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

    eğitim ve öğretim, atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

    eğitim ve öğretim hürriyeti, anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

    ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.

    özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.

    devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.

    eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.

    türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.

    bu maddeye de, birinci fıkraya "kanunda açıkça yazılı olmayan hiçbir sebeple" ve ikinci fıkrasına, "... ve kullanılmasının sınırları" ibareleri ekleniyor. yani maddenin ilk iki fıkrası değişikliklerden sonra şu şekilde olacak:

    "kimse, kanunda açıkça yazılı olmayan hiçbir sebeple eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz."

    "öğrenim hakkının kapsamı ve kullanılmasının sınırları, kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

    yğksek öğrenim kurulu yasası ek 17. maddede, "yürürlülükteki kanunlara aykırı olmamak kaydıyla, yüksek öğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir" fıkrası da düzenlemeyle şu nihai hali alıyor:

    "hiç kimse, başının örtülü olması sebebiyle yüksek öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz ve bu yönde uygulama ve düzenleme yapılamaz. ancak başın örtülmesi, kişinin yüzü açık ve kimliğinin tanınmasına imkan verecek ve çene altından bağlanacak şekilde olması gerekir."
  • devamından gelecek olacak ögrenci affı ile turban nedeniyle okuldan atılan universitelilerin tekrar okullarına donmesi de saglanacak olan uzlasma. kısacası hersey sırasıyla olacak, kılıfına uydurulacak... onları izlemeye devam edin. (bakalım daha ne kadar izleyecegiz)

    zamanın ötesinden edit: gururla taşıyacağım...
  • çene altından bağlanmayan başörtüsüne izin verilmediğini anladığımız uzlaşıdır. şimdi bazıları diyecek ki, orada o ifade peçe ve benzeri şekilde yüzü kapatacak unsurları engellemek için eklenmiş. doğrudur, bu kaygı güdülmüş olabilir, ancak kanun denilen meret bu şekilde ucu açık bırakılarak çıkarılmaz, kanunda eğer bir tarife giriyorsan bu tarifi adam gibi yaparsın. hoş son yıllarda çıkan her kanunumuz böyle değil mi, misal internet sansür kanunu.

    şimdi "ve çene altından bağlanacak şekilde olması gerekir" cümlesi ışığında bir fotoğraf sunmak istiyorum.

    http://img403.imageshack.us/…/5605/404430030xp4.jpg

    uzlaşıdan anladığım sağdaki hanımkızımızın başörtüsü eğitim için müsait değil, okumak istiyorsa türban'a dönüş yapmalı! arkadaşlar birbirimizi kandırmayalım, bu bir özgürlük operasyonu değil bu bir tek tipleştirme operasyonudur. neden benim pantalonumun ceplerinin nerede olacağı kanuna girmiyorda türban kanunda tarif ediliyor?? devlet bir kıyafeti tarif eder mi? kimlik tespiti açısından yüzü görünecek şekilde her tür kıyafetle girebilir dersin olur biter. yok çenenin altından bağlanacak, yok şu olacak, bunlar kanunda yeri olmaması gereken noktalar. umarım şapka ile derse girmek isteyenlere de zorluk çıkarılmaz, burası kapalı yer, şapka takılmaz diye kimseye çıkışılmaz. sonuçta amaç özgürlükse, özgürlük herkese olmalı, sadece çenesinin altından bağlayanlara değil.
  • türk siyaset tarihinin en büyük kumarlarından biri olan uzlaşma.
  • adından da anlaşılacağı üzere uzlaşıdır bu , alttan birileri üstten birileri çekerken en sonunda çene altında kalmıştır. yakında üstten çekenler bir düzenleme daha yapar , burunda kalırsa hiç şaşırmam.

    (bkz: peçe)
  • apartman yönetim kurulunda karar alınırken bile daha net ifadeler tercih edilerek olası sorunların önüne geçilirken, ayrıntıya giren, ancak ucundan giren ve bu nedenle de ilginç sorunlara yol açabilecek uzlaşıdır. benim anladığım bıyıklarıyla ünlü ahmet abi de kendince bir protesto yöntemi olarak, veya hocalarla dalga geçmek için çenesinin altından türban bağladığı sürece okula, derslere girebilir.

    karşı çıkan olursa da buyrun kanun maddesi diyebilir :
    "hiç kimse, başının örtülü olması sebebiyle yüksek öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz"

    bunca zaman kanun yapıcı konumunda olup da halen kanunları bu kadar alt yapı yoksunu şekilde hazırlamak da sanırım özel bir yetenek.

    edit : bir yazardan gelen bilgilendirmeyi de eklemek istedim. bilgi üniversitesinden bir anayasa profesörüne göre, sadece kafayı tarif eden yaklaşım nedeniyle çarşaf üstü türban takan bir bireyin de üniversiteye girmesini olanaklı kılacak tuhaf bir madde imiş. benim düşündüğüm gibi altyapısızlığını bir anayasa profesörünün de vurguladığını duymak güzel.
  • davranış bilimleri hocalarının değişim teorilerini anlatırken, anlatmadan geçemediği bir kurbağa hikayesi vardır. hatta tanıl kılınç hoca bu örneği anlatırken önce evrim sonra devrim deriz ya, evrim işte bu hikayedekidir der. kısaca hikaye der ki; eğer bir kurbağayı bir anda kaynar bir kazanın içine atarsanız kurbağa sıçrayacak, içinde bulunduğu yeni ortama tepki verecektir. diğer taraftan kurbağayı eğer ılık veya soğuk bir kazanın içine bırakır ve alttan yavaş yavaş ısıtırsanız, kurbağanın zamanla tepkisel kasları gevşeyecek ve kazan kaynamaya başladığında, ortamın değişmeye başladığını hisettiğinde tepki vermek için çok geç olacaktır ya da yeni duruma zaten benimsemiş olacaktır.. şimdi bugünlerdeki gündemi (trt'deki türbanlı sosyolog, açık lise sınavlarına türbanla giren öğrenciler, çukurova üniversitesi'ndeki derslere türbanla giren öğrenciler, trt'de bitmek bilmeyen dini programlar, milletvekillerinin açıklamaları) 7 yıl önce yaşanmış varsayın (10 yıl önce bunların çok daha azından dolayı parti kapatılıyordu) ve tepkileri hayal edin.. ohaa dimi.. ısıtılıyoruz sevgili sözlükçüler.. hatta yavaş yavaş kaynatılıyoruz..
  • biraz daha derine inilirse; bu uzlaşı sayesinde askeri okulların ve polis okullarının da yüksek öğrenim kurulları esasına dayandığı düşünülürse; türbanlı polis veya herhangi bir askeri okul mezunu görmemiz de olası olacaktır. bu şeriatten öte, daha çok siyasi bir kaosa sürüklenmeye açık bir davetiye vermek gibidir...
    askeri darbe gelsin nidalarını ağızlarının suyunu akıtarak atanlar, darbelerin öncelerde bıraktığı izleri ve tahminen yol açacağı gerilemeyi göz önüne almamaktadır. zira bu uzlaşma adı altında yapılan dayatma devam ederse; ne yazık ki beklenen son da acı gibi gözükmekte...
    maalesef ki gelinen nokta iki ucu boklu değnektir. aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık haline getirdik.
    türbanla ilgili t.şak başlıklar açanların aynı komedyenliği yapmalarını ilgi ile bekliyorum. zira bu başlık ve entry lerden ekmek yemişlikleri çok. başarılarının devamı bekliyoruz, hafiften darbe, gerileme öğeleri eklerlerse daha çok iş yaparlar. şemsiye açıldı nasıl olsa, zevk almaya bakmalı!
  • fazlaca tartışılıp uzatılır ve hükümet işin içinden çıkamaz hale gelirse basının da katkılarıyla gündemden düşürülecek uzlaşıdır. bu bağlamda yakın zamanda ab üyeliği, kıbrıs gibi konuların tekrar gündeme gelmesi ve yeni birşey olmasa da en önemli gündemmiş gibi sunulması muhtemeldir. ilginin dağıldığı bu anlarda duruma göre tasarı sessiz sedasız meclisten geçer ya da yine sessizce rafa kaldırılır.
  • üniversiteleri eski sağcı solcu çatışmaları gibi karıştıracak hadisedir. memleketi kaosa sürükleyecek, mustafa kemal'in vizyonunu anlayamamış adamlar tarafından inançlı vatandaşlarımızı piyon niyetine kullanmak suretiyle varılan uzlaşıdır. kanlı mı olucak kansız mı hepimiz göreceğiz. yazıklar olsun, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarmış, demokrasi her daim bir araçmış..
hesabın var mı? giriş yap