• (bkz: loop'a alınacak şarkılar)

    çok zevkli olm bu adam..
    bir de atarlı olmasa tadından yenmez..*
  • dun aksama dogru beni aramis;
    - kasaptan antrikot aldim da, aklima geldin. alamiyosun de mi hala fakirlikten?
    tabi ki cevap olarak;
    -fak yu!
    dedim de, adam evlendikten sonra aylik geliri 7k olmayan kimseyle gorusmuyormus. olm sen urfa'lisin k ne ruh hastasi piskolog!
    esiniz hanfendiye sevgiler ve saygilar...
  • hep de yermeyelim degil mi? azicik da ovelim.
    bundan bana bir kac asir gibi gelen ama muhtemelen bi kac ay onceki bir zaman diliminde, hayatimda ilk defa dibi gordum.
    oyle boyle bir cokuntu degil. sanki biri icimi bosaltip, sap saman, cer cop yerlestirmis ve ben, kendimi ben zannederek cirpiniyorum o karanlik dipsiz kuyuda.
    prensip olarak antidepresana karsiyim. zira 20 sene bir ruh hastasi ile yasayip bu cokuntuyu yasamadiysam, gelir gecerdi.
    geldi, gecmedi...
    her sabah bugun yasamak icin ne gibi bir sebep bulabilirim acaba diye, saga sola, kendime, evime, bahceme, toplanip utulenmeyi ve hatta yikanmayi bekleyen camasirlarima...
    dunya tatlisi ve anasinin bir ust surumu olan kizima, ara ara boklassak da, gelip basini gogsume koydugu anda butun kirginliklarimin buhar olup uctugu ogluma...
    can ciger dostlarima**...
    o veya bu sekilde alistigim isime, dukkana yeni urun geldiginde en iyilerini seceyim once kendime turu arzularima bakiniyordum.
    cerim copum, kirik kemikler, yarim kalmis her sey icimi curutuyordu ki, aklima geldi.
    beles piskologun var kizim! ara allahin urfa'lisini!
    aradim;
    bir miktar kufurlesmenin ardindan, durumu izah ettim ama kendi sartlarimi kosarak;
    -ilac deme icmem!
    kendisi bir takim kufurler etti ve ben de ettim. hadsiz, terapiye uygun olmadigimi, ilacsiz olamayacagini soyledigi esnada en son anasina kufrediyordum ki, konusma sonlandi.
    dort gun sonra mesaj attim;
    -oluyorum galiba ne iceyim, ne alayim?
    kendimi oldurmeyi filan dusunuyorum n'olur yardim et!
    etti...
    delidir, hatta ruh hastaligina yakin derecede bir adamdir ama muthis bir psikolog olur kendileri.
    inanmadigim ve tecrube etmedigim hicbir seyi savunmam.
    icimdeki ceri copu atiyo ve yerine yine beni koyuyorum yavas yavas...
    ona minnettarligimi anlatmak isterdim ama kendisi 7k kazanmayan kimseyle cok muhattap olmuyor*
    o sebepten ittir, kopektir ama canimdir, ciyerimdir...
    muhtesem guzellikteki esi ile uzun ve saglikli bir omur diler, buradan da olsa minnettarligimi sunmak isterim...
    sag ol, var ol^^
  • bizim oralara gelmiş, kahve ısmarlamak nasip olmadı ama bulucam seni olm görürsün! *
  • acil şifalar dilediğim yazar. gün itibariyle 3 haftadır yazmamış olması üzdü. umuyorum her şey yolundadır.
  • freud’un amk. ama sen nolur iyileş. iyileş terapistim iyileş. 40 yıllık beton çayır çimen olsun. nolur iyileş ve bunu okuduğunda gülüver. enginarlarım elimde asansörde “3.kat mıydı yoksa 2. miydi” handikapını yaşadığım günü iple çekiyorum. karanfilli tarçınlı çay bittiyse de vallahi “öf” demeyeceğim. mucizeler için dua timini kurduk. edirneden kars’a. ama sen yeter ki iyileş.

    düzenleme: ben bunları yazarken meğer mucizeler gerçekleşmemiş. ve yıllardır yol gösterenim, hayatımın dönüm noktası, çok değer verdiğim bu harika insanı kaybetmişiz.

    düzenleme 2: hayatımı tamamen değiştiren, kendimi tanımamı sağlayan bu güzel insanı kaybedeli çokça gün geçti. bir insanın terapistinin vefat etmesi ne kadar zor ise o kadar zor üstesinden geliyorum. ona anlatacağım tonlarca şey birikmişken bu birikmişlikle başbaşa kalıverdim. bazen arkadaşlarıma akıllar verirken buluyorum kendimi. hep bulurdum ya. adem beycilik oynuyordum o günlerden beri. şimdi ise “adem beyciğim olsaydı böyle derdi” deyip bir de “allah rahmet eylesin” ekleyiveriyorum. gerçeklikten o kadar uzak bir cümle ki bu. son mesajlarına bakıyorum. ona kavuşup, enginarlarımı alıp, hayatıma yeni yüklenen karakterleri heyecanla anlatmayı umarken, mezarında vedalaşmış olmak çok kalbimi kırıyor.

    bu adam hayatımı değiştirdi benim. kendimi tanımamı sağladı. şu anda 35 yaşındaki beni 27 yaşında alıp bu kadın haline getirdi. 8 yıl hemen her hafta gördüm. hemen her hafta kafasını şişirdim. zaman zaman dinlemedim söylediklerini, boka bulandım, psikolog psikolog eleştirdi zaman zaman da. ekşisözlük hesabımı o hediye etti mesela. bir de pusula hediye etti bana. o gittiğinde en çok ışığımı kaybettim diye ağlarken birden aklıma geliverdi. çıkardım koyduğum yerden. ne güzel, ne harika bir insansın, gittikten sonra bile en yakınından bana değer verdiğini duydum. bir insanın duyacağı en büyük onuru duydum. onu tanımış olmak benim için muhteşem bir onur. ben çok şanslıyım.

    hayatım boyunca onu tanıdığım için sürekli şükredeceğim. ve hayatım boyunca onu her hatırladığımda onun için dua edeceğim. kendimin içinde bir yerlerde debelenirken her şeyi berraklaştıran muhteşem insan huzur içinde uyu.
  • bu dünyadan bir adem geçti.. güle güle güzel gülüşlü, ince ruhlu, iyi yürekli dost.. huzur ve ışıklar içinde uyu..
  • adem gitti...
    yüreğim darmadağın.
    "yırttım" demişti en son, olmadı.
    huzurla uyusun, çok üzgünüm.

    ne derdimi dinledin be adem...
  • eskiler bilir adem'in eski zamanlarını. o günlerden beri bir sıcaklıktı, yüzde tebessümdü. bugün kaybetmişiz. güzel kızıyla, eşiyle daha uzun zamanları olsaydı keşke. devrin daim olsun, nurlar içinde yat güzel arkadaşım. seni hep güzel hatırlayacağız.
  • kafamda kelimeler, cümleler, anılar, sevinç ve kederler uçuşuyor… ne söylesem, ne yazsam hep bir şeyler eksik kalacakmış gibi. ama söylemem ve anlatmam gerek. hayatımı şekillendirmeme en büyük desteği verdiğin için, bazen gülerek, bazen küfrederek ama hep o dost sıcaklığını hissettirerek… yüreğim yırtık yırtık. canım adem’i hep güzel, şen kahkahasıyla hatırlıycam. yattığın yerler incitmesin. güzel eşine ve minik kızına ve bizlere rabbim sabırlar versin…
hesabın var mı? giriş yap