• dünya güzeli ve akıllısı küçücük bir çocuk olan ahmetle eşleşerek tek yaşama umudu olan kök hücre bağışçı adayının bağıştan vazgeçmesi olayıdır. buyrun ahmet anlatsın:

    https://www.instagram.com/…hn/?igshid=1hvlhirzbkrrn

    https://twitter.com/…tatus/1318558037922164737?s=20

    ben söz konusu donörün bağıştan vazgeçtiğine inanmak istemiyorum. durumun ne kadar ciddi olduğunu tam olarak anlayamadığını düşünüyorum. ne oldu nasıl oldu seni kimler vazgeçirdi bilmiyorum ama sana seslenmek istiyorum: vaktimiz çok ama çok kısıtlı .gel şu çocuğu dünyanın en mutlu çocuğu yapalım kaldığı yerden!

    işte sana kahraman olma şeması. ahmet’in büyüyüp kocaman adam olması için gireceğin zahmet işte bu kadar! bu küçük zahmet inan ki ahmet’in çektiği sıkıntıların yanında hiçbir şey!

    http://www.belkidesensin.org/…kahramanliksemasi.jpg

    ahmet uzuuun bir mücadelenin ardından bir okyanus aşmış, hayatının kahramanını yani seni bulabilmiş. lütfen derede boğulmasına müsaade etme! ben inanıyorum! sana ulaşabilirsek hemen bu yanlıştan vazgeçecek ahmet’e hayatını hediye edeceksin!

    haydi desteklerinizi esirgemeyin, ulaşabildiğimiz kadar çok kişiye ulaşalım. zaten bu kadar insan bir çocuğun yaşamasını sağlayamayacaksak yuh bize!

    edit: dünden beri yazılan 100 küsür entry'yi tek tek sabırla okudum. başlık altına girilen yanlış bilgilerin ve varsayımların fazlalığından resmen başım döndü. hele "bildiğim kadarıyla" diye başlayıp da uydurma şeyleri kesin doğruymuş gibi ileri sürenlere daha da hayret ettim. o yüzden her yanlış bilgiye tek tek değinmek bana farz oldu. belki saatler sürecek bu edit, sürsün. isterse günler sürsün. (entry'nin en aşağısında nasıl kök hücre bağışçı adayı olunacağından da kısaca bahsettim. ayrıntılı bilgi: https://www.kanver.org/…metleri/kok-hucre-bagisi/53 ve belkidesensin.org. )

    peki ben kim oluyorum da bu yanlış bilgileri düzeltiyorum? kızılayla birlikte bağışçı bilgilendirme toplantılarına katılmış, bilgileri kök hücre bağışçı kazanım uzmanlarından öğrenerek başka insanları bilgilendirmeye çalışmış, kök hücre bağışına yönelik farkındalığı ve doğru bilgiye ulaşımı arttırmaya çalışan bir gönüllüyüm. o yüzden edindiğim bilgiler "bildiğim kadarıyla" değil, birinci ağızdan,işin uzmanlarından edindiğim bilgilerdir. ek olarak 4 sene önce çok sevdiğim kuzenimi uygun kök hücre bulunamadığı için kaybettim (o zamanki bağışçı sayısı çok daha azdı) bu arada kendisi kansere yakalanmadan yıllar önce kök hücre bağışçı adayı ve gönüllüsü olmuş, insanlarda kök hücre bağışı farkındalığını yaymaya çalışıyordu. hayatın ironisi mi dersiniz ne dersiniz bilemiyorum.

    hazırsak başlıyorum:

    öncelikle bazı entrylerde yukarıda bahsettiğim ironiyi yapabilen bir hayattan zerre korkusu olmayan insanların varlığına şahit oldum. eğer diyorsanız ki "bir gün bana veya en sevdiğime lazım olduğunda 'ne yapalım canımdan kıymetlim ölecek ama sonuçta tek umudumuz olan bağışçının vazgeçme hakkı var' der, anamın, babamın çocuğumun - ya da kimse işte o canınızdan kıymetli- ölecek olmasını sineye çekerim, mücadelemiz bu kadarmış derim" buradan sonrasını okumanıza gerek yok. böyle diyebilen gerçekten varsa bana bok yemek düşer. bunu diyemeyecek olanları diğer maddeleri okumaya davet ediyorum. he yok ben aynı durumda olsam dünyayı yakardım ama şu an tercih olduğunu savunacağım diyorsanız kusura bakmayın ama bu iki yüzlülüğün daniskası oluyor.

    1) "tercih meselesi"
    "kendim bütün organlarımı bağışlamış birisi olarak diyorum ki: bağışlamak zorunda mı?"

    insanın bedeni ve kararı kendisine aittir. çok doğru. kimse sizi yaka paça kolundan tutup zorla kök hücre bağışçı adayı yapmaz, yapamaz (kök hücre bağışçı adayından kasıt, kan örneği vererek ilik bankasına dahil olmuş, bir hastayla eşleşmeyi bekleyen kişidir). kök hücre bağışçı adayı olmadan önce de sorulur: emin misiniz? sonrasında vazgeçerseniz bu hastanın ölümüne sebep olabilir denir (çünkü hasta nakile hazırlık aşamasının bir adımı olarak yoğun kemoterapi alır ve vücuduna bağışçıdan alınan yeni kök hücreler verilmek üzere hastanın - sağlıklı olanlar da dahil - hücreleri öldürülür. yani bu sürece girerken hasta tabii ki eşleşmeden haberdar olmak zorundadır) e hal böyle olunca başta vicdanınızdan başka kimse sizi zorlamıyorken aday olmak bir tercihtir evet, zorla değil. vazgeçekseniz o zaman vazgeçin. eşleştikten sonra vazgeçmek ise - e yine kimsenin kolundan tutup da zorla kök hücreleri toplanacak değil, hak var hukuk var - vicdansız bir tercihtir, etik dışıdır. sonunda uyumlu olan beni buldunuz, şifanız bende mevcut ama sizden esirgemeye karar verdim demektir.

    2) "her donör olmayı kabul ederek kan veren kişi donörlük sürecinin nasıl işlediğini bilmiyor olabilir"

    doğru. bu yüzden hem biz gönüllüler hem kızılay görevlileri yalvarıyoruz. nolur, sonra araştırırım, sonra karar veririm, nasıl olsa sonra vazgeçebilirim diyorsanız lütfen kök hücre bağışçı adayı olmayın! lütfen!

    bu arada biriyle eşleştikten sonraki donörlük süreci de öcü değil. internette kök hücrelerini bağışlayıp da en ince ayrıntısına kadar deneyimlerini anlatan bağışçılar mevcut. buyrun birkaç link, sürecin tam ortasından videolar ve fotoğraflar. ayrıntılara ben de diğer maddelerde değineceğim.

    https://www.instagram.com/p/bt09utqapvs/
    https://www.instagram.com/p/b2j1jiinjve/
    https://www.youtube.com/watch?v=hhba7keofzc&t=8s
    https://www.instagram.com/p/b2ec2nmn6tv/
    https://www.instagram.com/p/bwctmgqant-/
    https://www.instagram.com/p/bs575qyadmf/

    3) "kişinin açık kimlik bilgilerinin gösterilerek açık hedef haline getirilmeside çok yanlış."
    "donörün vazgeçmesini geçtim, kimlik bilgileri yaşı ismi cismi nasıl elde ediliyor, bunu çözebilmiş değilim."

    bir bağışçı adayı bir hastayla eşleştiği zaman iki tarafa da şu iki bilgi verilir: yaş ve cinsiyet. bu kadar. he bir de başka bir ülkeden eşleşmişse hangi ülke olduğu. bunun dışında başka hiçbir şey bilemez iki taraf da. amaç her iki tarafın da korunmasıdır. hastanın bağışçının peşine düştüğü ya da bağışçının hastadan para istediği örnekler maalesef varmış önceden. buradaki bir entry'de bile gördüm, para teklif eden olmuş.

    benim entry'min amacı da zaten vazgeçen donörün yakasına yapışıp tehdit etmek, hedef göstermek değil. yaşından başka bir şey bilmiyorum zaten ifşa etmem mümkün mü mantıken? amacım belki tesadüf görür de "ya bu benim uyuştuğum 9 yaşındaki küçük çocuk galiba" der, vicdana gelir. gece yastığa başımı rahat koyabilmem için bu başlığı açmam şarttı.

    4) "muhtemelen bağış sırasında ölen dönör haberini okumuş ve vazgeçmiştir"

    sanıyorum new jersey'deki bir okul müdürünün ilik bağışından sonra vefat ettiği haberinden bahsediliyor. haberde tam olarak neden olmuş, sapasağlam bir insanmış da mı başına bu gelmiş, pek bir bilgi bulamadım. bundan başka bir örnek de ne duydum ne gördüm.

    eğer en ufacık bir sağlık riskiniz varsa doktorlar kesinlikle sizden kök hücre toplamaz. hastayı kurtaracak diye bağışçının hayatını riske atması mümkün değil. zaten bu nedenle siz biriyle eşleştikten sonra tekrar kan alınır, komple check-up'tan geçersiniz. sizin sağlığınızdan emin olunduktan sonra bağış süreci başlatılır.

    kök hücre bağışı düşük riskli bir süreç olarak adlandırılmakta. komplikasyonlar göstermeniz hele hele ölmeniz çok ama çok düşük bir ihtimal. hastanede kan örneği verirken enfeksiyonlu iğneye denk gelip yine komplikasyon geçirebilirsiniz/ölebilirsiniz. o zaman hiç kan değerlerimize de baktırmayalım ölme ihtimalimiz var diye.

    süreçten sonra görülebilecek kısa süreli yan etkiler ise şu linkte mevcut:

    https://www.kanver.org/…metleri/kok-hucre-bagisi/53

    5) "ulan adam belki askere gitti, belki yurtdışına çıktı, belki koronadan korkuyor, belki hayat kadınıyla birlikte oldu, belki işten güçten başın kaldıramıyor, belki hastası var, belki bir şey. ne kadar kolay götünü yaydığın yerden arkasından sallamak!"

    yetkililerin "bağışçı vazgeçti" demesi "nakil için bağışçının koşulları uygundu ancak bağışçı kendi isteğiyle vazgeçti" anlamına gelir.

    - bağışçı adayı askere gittiyse yetkililer askeriyeyle irtibata geçer ve izin kullanılarak nakil işlemi gerçekleştirilebilir. hakikaten "ne kadar kolay götünü yaydığın yerden sallamak".
    - ben de yurt dışındayım. biriyle eşleşsem "ya ben yurt dışındayım, ahmet kusura bakmasın artık" nasıl diyeyim ya. emin olun kızılay ve sağlık bakanlığı yetkilileri hayat kurtarabilmek için imkansızı imkanlı hale getirmek için her şeyi yapıyor.
    - "ahmet hayatını kurtarırdım ama işten güçten başımı kaldıramıyorum yaa" hiç diyemem.
    - bağışçı hayat memat meselesi diye adlandırılabilecek bir durumun içerisindeyse bunu kızılay yetkilileri "bağışçı vazgeçti" şeklinde aileye bildirmez.

    6) " eşleşme olduğu an hastaya bildirenlerdir hastanın hayallerini yıkanlar. eşleşme var! ama bağışçı ölmüş. ee yine yıkıldı hayaller?"

    "bu olayda da madem donör vazgeçti niye işlem tamamlanmadan hastaya bilgi verilmiş ki?"

    süreç "eveeet bağışçıdan kök hücreleri topladık şimdi hastaya haber verelim" şeklinde işlemez. hasta ve bağışçının süreçleri paralel ilerler. eşleşme olduğunda hasta haberdar edilir çünkü nakil işlemleri için hastanın da hem fiziksel hem de psikolojik bir hazırlanma süreci var. bağış işleminden sonra hasta uzun bir iyileşme süreci geçirir, hastane odasına aylarca hapsolabilir. kolay değil, vücudunun yepyeni kök hücreleri kabul etmesi, baştan ayağa yenilenmesi lazım.

    hastaya eşleşme haberi verildiğinde bağışçı adayının ileri tetkiklerinin, sağlık kontrollerinin yapılacağını o yüzden naklin 100% olmadığı zaten bildirilir. ama her şey yolundayken "bağışçı adayı" vazgeçti diye haber vermek bambaşka bir şey. hele yukarıda bahsettiğim gibi tam nakil öncesi hastanın hücreleri öldürüldükten sonra bağışçı son anda vazgeçtiyse bu direkt cinayet demek zaten.

    7) "tercihtir... umarım yavrumuz en kısa sürede sağlığına kavuşur"

    ahmet'in en kısa sürede sağlığına kavuşması mucizeyle olmuyor maalesef. keşke öyle olsaydı. tek mucize bağışçı adayının kök hücreleri. başka bir bağışçı adayının denk gelmesi zaten mucizenin de mucizesi. kan grubundaki gibi 8 farklı gruptan ibaret değil ki, on bin farklı doku tipi var. senelerdir bağışçı adayı havuzundayım daha eşleşmedim, belki 50 yaşıma kadar da eşleşmeyeceğim. o kadar zor biriyle eşleşmek. şimdi bu durumda söyleyin, ahmet nasıl sağlığına kavuşacak?

    8) "klavyeden yazmak kolay değil mi? altındaki minder çok sert canım benim git daha yumuşağını al... hla uyumu sağlandıktan sonra, bir çok kişi donörün hastaneye gidip kan verdiğini ve eve dönüp hayatına devam ettiğini zannediyor galiba? öyle olmuyor şekerim. 4 ya da 5 gün hastanede kalıp çeşitli enjeksiyonlar alıyorsun ve 5 gün sonra belki evine dönebiliyorsun"

    - yukarıda bahsettim. çok sevdiğim kuzenimi uygun bağışçı bulunamadığı için kaybettim. bir hasta ölünce bundan etkilenen insanları biliyor musunuz siz? kocası, 10 aylık bebeği, annesi, babası, abisi, kuzenleri, halaları, amcaları, dayıları, babannesi, anneannesi, dedesi... bunlar benim kuzenimin arkasından kahrolanlardı mesela. yahu gerçekten de klavyeden yazmak ne kolay değil mi?

    - ayrıca çok rica ediyorum söyleyin. 4 ya da 5 gün hastanede kalma bilgisini nereden alıyorsunuz? bilmediğiniz şey hakkında nasıl bu kadar kesin konuşabiliyorsunuz gerçekten hayret ediyorum. doğru bilgi için şu linki tekrar bırakıyorum:

    https://www.kanver.org/…metleri/kok-hucre-bagisi/53

    kısaca bahsetmem gerekirse, eğer periferik yöntemle (kan bağışına benzeyen) bağış yapacaksanız 4 günlük bir aşılama süreci var. bu aşı iliğinizdeki kök hücrelerin kanınıza geçmesi için koldan uygulanan bir aşı. kalça kemiğinden ilik alımı yönteminde uygulanmaz, gerek yoktur sadece periferik yöntemle bağış yapacaksanız uygulanır. sadece hastaneye gider aşınızı olur geri günlük işinize dönersiniz, hastanede falan kalmak yok yani günlerce, lütfen sallamayalım. 4 gün aşı oldunuz, 5. gün de bağıştan hemen önce aşı olur ve bağışlama işlemine alınırsınız. sonrasında çok gerek olursa hastanede kalabilirsiniz. ancak özellikle periferik yöntemde bağışçılar genellikle biraz dinlenip evlerinin yolunu tutuyorlar. kalça kemiğinizden ilik alınacaksa zaten aşı maşı yok. genel anestezi altında, kalça kemiğinizden dikiş falan gerektirmeyen bir kesi açılarak ilikleriniz toplanır. anestezi aldığınız için o gün hastanede yatışınız gerekebilir. ertesi gün taburcu olursunuz.

    çok dallanıp budaklanıyor ama bu iki yöntemden hangisinin uygulanacağı iki şeye bağlıdır: 1) sizin tercihiniz, 2) hastanın durumu ve koşulları. veriler çoğunlukla periferik yöntemin (kan bağışı gibi olan) uygulandığını/tercih edildiğini gösteriyor.

    9) bu madde yanlış bilgiler silsilesi:

    "... verici için de çok zor bir süreçmiş. ben yanlış biliyormuşum. genel anestezi yapılıyormuş. sıkıntılı bir süreçmiş yani. "
    "ayrıca donörlük basit bir kan bağışı demek değil, acılı bir süreç... yineliyorum. kan vermiyorsunuz. genel anestezi altında ameliyat oluyorsunuz. oyun mu sanıyorsunuz siz bu işi?"
    " kök hücre nakli kan bağışı gibi bir şey değil bildiğim kadarıyla genel anestezi altında yapılan bir operasyon."
    "anestezi altında ameliyat oluyorsun ilik vermek için. zararsız mı? kan mı verdiğini sanıyorsun bre cahil?"

    haydi aynı linki bir daha vereyim: https://www.kanver.org/…metleri/kok-hucre-bagisi/53

    daha az önce bahsettiğim gibi. bir daha bahsedeyim. 2 yöntem var: periferik yöntem (evet, artık biliyorsunuz, kan bağışına benzeyen) ve kalça kemiğinden ilik alımı (dikiş gerektirmeyen kesi deniyor, ne ameliyatı yahu?). periferik yöntemde anestezi yok. kalça kemiğinden ilik bağışlayacaksanız onda genel anestezi almanız gerekiyor. periferik yöntemle bağış daha yaygın. yani her kök hücre bağışlayacak olan anestezi altına girmiyor. yani haluk levent haklı. donör olanlar ameliyat masasına yatmıyorlar. ameliyat filan olmuyorlar.

    eğer bunları sıkıntı olarak adlandırıyorsanız sadece bir kereliğine bir hastanenin çocuk hematolojisi bölümüne gitmenizi rica ediyorum. o zaman belki "sıkıntı" demeye utanırsınız.

    10) "yurt dışından birilerine de bağışçı olabiliyorsunuz. yani o donör dünyanın herhangi bir yerinden olabilir"

    çok doğru. yalnız şöyle de bir gerçek var. aynı milletten insanların eşleşme ihtimali daha yüksek. o yüzden sadece dışa bağımlı olmak,
    yurt dışındaki bağışçılara bel bağlamak çözüm olmuyor. yurt içindeki bağışçı sayısının mümkün mertebe artması gerekiyor.

    11) "geçen gün enabız sistemini kurcalarken, ilik nakli ile ilgili kısımdan bağışçı oldum... epilepsi ve essential tremor hastası olmam, bir yığın ilaç kullanmam bağışçı olmama engel oluyor."

    hiç e-nabız kullanmadım o yüzden bunun nasıl bir sistem olduğunu bilmiyorum. normalde kızılay'a gidip bu tür bir hastalığınızın olduğunu belirtirseniz bağışçı adayı olamazsınız. çünkü önce sizin sağlığınız. bir hastayı kurtaralım derken siz canınızdan olamazsınız.

    12) "bundan bir kaç yıl önce, bir kızılay çalışanının kök hücre bağışı ile ilgili anlattığı bir durum vardı. özellikle sosyal medyada çıkan "xxx kök hücre bekliyor" kampanyalarının çok zarar verdiğiyle ilgili olarak. insanlar bu kampanyaları görüp gidip kan veriyorlarmış kök hücre bağışçısı olarak ve sonrasında bir başkasıyla eşleştiği zaman 'ama ben xxx için bağışlamıştım, bu hastaya vermek istemiyorum' diyorlarmış."

    bu o kadar doğru ve vahim bir durum ki. bir gönüllü olarak asla bu kampanyaları desteklemiyorum ben de. kızılay'a gidip kök hücre bağışçısı olmak istiyorum dediğiniz zaman herhangi biriyle eşleşmeyi kabul ediyorsunuz demektir. kişisel olarak birine bağış yapamazsınız. hayır ben niyetlediğim kişiyle eşleşirsem bağış yaparım yoksa yapmam diyorsanız lütfen ama lütfen bağışçı adayı olmayın!

    13) "kendine bir zarari dokunacagina dair bir fikre kapilmasına sebep olundu muhtemelen.
    bildiğim kadarıyla yok böyle birsey. var mi?"

    yine aynı linki bırakacağım ama yan etkiler diye aratın lütfen: https://www.kanver.org/…metleri/kok-hucre-bagisi/53

    14) "tut ki bu vatandaş daha önce donör oldu, eşleşme oldu, aradılar ve bu eleman covidden yeni kurtulmuş, enerjisi olmayan bir birey de olabilir. ne yapsın kendi canını mı versin?"

    yukarıda demiştim, tekrar söylüyorum. o vatandaşın sağlık koşuları kök hücre bağışlamak için uygun değildir. kızılay ya da sağlık bakanlığı bunu aileye "bağışçı adayı vazgeçti" diye haber vermez. vazgeçmesi, sağlık engeli yokken vazgeçmesi anlamına gelir.

    ayrıca eşimden boşanıyorum diye "ahmetcim başlatma iliğinden canım sıkkın zaten" diyemem. ya da ahmetin annesinin "ahmetcim, adam eşinden boşanıyormuş, anlayış göstermemiz lazım" demesini mi bekliyorsunuz gerçekten?

    15) "kök hücre verme süreci kan vermeye benzemez arkadaşlar. çeşitli hazırlık süreci ve yan etkileri olan bir süreçtir. sizin gündelik ve iş hayatınızı da etkileyeceği için kök hücre bağışı için ne anlayışlı bir patron ne de sizi uğrayacağınız gelir kaybına karşı koruyacak bir devlet bulunmamaktadır... daha önce kök hücre bağışında da bulunmadım... eğer devlet memuru yada kendi işimin sahibi olsaydım hiç düşünmeden her yıl kök hücre bağışı yapardım."

    kök hücre bağışıyla ilgili hiç bilgisi olmayıp bu kadar bilgi sahibiymiş gibi konuşmak... pes! yani daha önce bağışlayıp başına gelse ya da tanıdığım birinin başına geldi desen anlarım da o da yok!

    siz biriyle eşleştiğiniz zaman sağlık bakanlığı devreye girer ve iş yerinden mi, okuldan mı, askeri birliğinizden mi artık nereden izin alınacaksa gerekli prosedürü yerine getirir. başka şehre gitmeniz gerekiyorsa ulaşımınız konaklamanız (refakatçinizle birlikte) bakanlık tarafından sağlanır. bu mesele gerçekten vatan millet sakarya. yetkililer elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar çünkü eşleşmek bir mucize. tekrar diyorum, eşleşmek çok zor! o sebeple her sene kök hücre bağışlayamazsınız. fiziksel olarak gayet mümkünken ihtimal olarak çok düşük. bağışçı adayı havuzunda 30 sene kalsanız yine eşleşemeyebilirsiniz.

    16) "ahmet in ailesi para teklif etsin çünkü bu işlem belli bir ücret alınmadan yapılabilecek bir işlem değil bana göre ama parayla yapabilir"

    bu entry'ye söyleyecek hiçbir şeyim yok. demek sen de bilinçsizce bağışçı adayı olsan ve ahmetle eşleşsen utanmadan para isteyecektin? öyle bir dünya olmadığını öğrenince de vazgeçip ahmet'in ölümüne göz yumacaktın? ve burada sözlük ikiye bölünecekti senin için. tercih meselesi deyip senin gibi bir insanı savunacaklardı. vay be...

    17) "ancak bağışçının da kemoterapi alması gerektiğini bilmiyordum mesela"

    bunu ilk okuduğumda gözbebeklerim yerinden fırladı. yazar sonra editleyip yanlış bildiğini söylemiş neyse ki ama o düzeltmeyi görmeyenler ve süreci bilmeyenler şimdi kemoterapi alması gerektiğini düşünüyor olabilir. böyle bir yanlış bilgiyle kaç kişinin vebaline girildi kim bilir? doğru bilgiye ulaşmak vallahi de zor değil billahi de zor değil. bilin bakalım hangi linki vereceğim:

    https://www.kanver.org/…metleri/kok-hucre-bagisi/53

    şu linki de vereyim:

    belkidensin.org

    he bir de "sonra üç tüp kan alındığını öğrendim ki geçen gün bir sebepten dolayı iki tüp kan verdiğim için içimden canımı çekmisler gibi hissettiğim geldi aklıma".

    sizi empati yapmaya davet ediyorum tekrar. ahmet'in annesinin "ahmetciğim bağışçıların iğneden canı yanabilir, anlayışlı olalım" demesini beklemiyorsunuz dimi? bir süre sonra kanser hastalarının vücudunda iğne yapılacak uygun yerin bulunamadığını biliyor musunuz peki? küçücük ahmet kaç yüz kere yedi o iğneyi acaba? ahmet napsın?

    18) "kök hücre bağışını arttırmak adına yapılan reklamlarda 'sadece iki tüp kan vereceksiniz' deniyor. cocuk oyle sandi büyük ihtimalle. ben de düşünmüştüm bunu ama ne kadar sancılı ve acılı bir süreç olduğunu okudum sonra"

    ilk kısma katılıyorum kesinlikle. bağışçı adayı olmak isteyenler süreçten tamamen haberdar edilmeli. yoksa iki tüp kan verip bittiğini sanıyorlar. ikinci kısımda bahsedilen sancılı ve acılı süreci nerelerde okuyorsunuz arkadaşlar? ekşi sözlükte bu başlığın altndaki gibi entrylerde mi? neden gidip kaynağından okumak yerine onun bunun dediğine inanıyorsunuz vallahi analmıyorum. ya da "acılı" ve "sancılı" kavramlarından anladıklarımız mı farklı? bu iki kavram bende daha çok kanser olduğum takdirde çekeceğim acıları çağrıştırıyor, bağış yaparken koluma girecek iğnenin acısını değil.

    "ben/sevdiğim insan kök hücreye ihtiyaç duysam/duysa bağışçı adayının canı gram yansın istemezdim. ben/sevdiğim ölsem/ölse de olur" diyebiliyor musunuz gerçekten yahu?

    19) "hastaya acil şifalar diliyorum, inşallah başka bir donör bulunur ve eşleşme gerçekleşen verici ile uzlaşılır diyorum."

    dediğim gibi eşleşmek zaten çok zor. çok kritik bir sorun daha var: kök hücre bekleyen hastaların bekleme lüksü yok. vakitleri çok sınırlı. "bu donör olmadı ama ben 1 - 2 sene daha bekleyeyim yahu belki tekrar biri çıkar" demek gibi bir şansları yok. hastanın şifası eşleştiği kişide. ne yazık ki başka şifası yok.

    20) "yahu belki adam donür değil öyle alalede bir kızılay çadırında kendi sağlığı için kan vermiştir."

    kızılay'a gidip bildiğimiz kan bağışında bulunuyorsanız kan bağışında bulunmuşsunuzdur. bu kadar. "dur şu kandan biraz örnek alıp kök hücre bağışçı havuzuna ekleyelim" şeklinde bir uygulama yok.

    kök hücre bağışçısı olmak için kızılay'a gider "merhaba ben kök hücre bağışında bulunmak istiyorum" der, 3 tüp kan örneği verir bir de onam formu doldurursunuz ve kök hücre bağışçısı havuzuna kaydolursunuz. başka türlü bağışçı havuzuna dahil olamazsınız.

    bu entry'nin bu kadar uzun olması ahmet'le eşleşen donöre tepkimden değil. başlık altındaki bu kadar yanlış bilgiye göz yumamazdım. nolur ama nolur doğru kaynaktan bilgi edinin. bilmiyorsanız "şöyle duydum, sanırım, bildiğim kadarıyla" diye cümleye başlayıp sağda solda öğrendiğiniz şeyleri doğruymuş gibi dillendirip insanlara kök hücre bağışını öcüymüş gibi göstermeyin. ahmetlerin yaşama şansları varken bu hayattan göçüp gitmesine göz yummayın, bu vebale girmeyin. azıcık empati vallahi yeter. bilgi alınacak kaynakları tekrar buraya iliştiriyorum:

    https://www.kanver.org/…metleri/kok-hucre-bagisi/53

    https://turkok.saglik.gov.tr/

    http://www.belkidesensin.org/

    bu da ingilişçe: https://wmda.info/

    ek: nasıl kök hücre bağışçı adayı olunur?

    şu şemayı şuraya tekrar iliştireyim:

    http://www.belkidesensin.org/…kahramanliksemasi.jpg

    18 - 50 yaş aralığındaysanız, kronik bir rahatsızlığınız da yoksa şu haritada yaşadığınız ile tıklayarak kök hücre için kan örneği alan kızılayların listesini buluyorsunuz.

    https://kanver.org/…noktatip=kokhucrebagisnoktalari

    şimdi iki aşama var:

    1) kızılay'a giderek kök hücre bağışçı adayı olmak istiyorum diyorsunuz. akabinde bir onam formu dolduruyorsunuz. üç tüp kan örneği veriyorsunuz. ilk aşama bu kadar.

    sonra noluyor? sizin kan örnekleriniz işlenerek doku tipiniz belirleniyor ve kök hücre bağışçı havuzuna kaydediliyor ve bekliyorsunuz. biriyle eşleşmediğiniz sürece kızılay sizi aramaz. eşleşirseniz aranırsınız. bu yüzden iletişim bilgileriniz değişirse lütfen kızılayla iletişime geçerek güncelleyin.

    2) bir mucize oldu da biriyle eşleştiniz diyelim.kızılay sizi arıyor, eşleştiniz devam etmek istiyor musunuz diye soruyor. siz evet dedikten sonra sizden tekrar kan örneği alınarak ileri doku tipiniz çalışılıyor bakalım iyice uyuşuyor musunuz hastayla diye. uyuşuyorsanız sizi komple bir sağlık taramasından geçiriyorlar. sağlığınızın da maşallahı var, hiçbir sorununuz yok e o zaman bir engel de yok. iki metot var: ya periferik yöntemle (kan bağışına benzeyen) ya da genel anestezi altında kalça kemiğinden ilik alım yöntemiyle kök hücreleriniz toplanıyor. daha önce de belirttiğim gibi bu iki yöntemden hangisinin uygulanacağı sizin seçiminize ve hastanın sağlık koşuluna bağlı. bu yöntemlerin ayrıntılarını bu entry'de sıkça belirttim. yukarıdaki linklerde de yine bu ayrıntıları bulabilirsiniz.

    ve bu sürecin sonucunda bir hayat kurtarıyorsunuz. daha ötesi yok bunun. gerçek anlamda kahraman oluyorsunuz.

    entry'mi bitirirken yineleyeyim, sonra vazgeçerim nasıl olsa diye düşünüyorsanız lütfen bağışçı adayı olmayın. daha neler vazgeçilir mi böyle bir şeyden diyorsanız da lütfen beklemeyin. kök hücre bağışçısı olun hayat kurtarın!
  • bir tercih değildir.
    gönüllülük esasına dayanan donörlükten eşleşme sonrasi vazgeçmek şerefsizliktir. küçük bir çocuğun umutlarını yıkmak dünyanın en büyük adiliğidir.

    edit:vazgeçmek en doğal hakkı diyen über hümanistlere bakmayın. kendinin ya da yakınlarının başına gelse gırtlağını sıkıp zorla alırlar. kimse kimseyi zorla gönüllü yapmıyor. nasıl alındığı ve sonrasında ki riskleri nelerdir bir bir anlatıyor. bu bilgilere ulaşmak günümüz teknolojisi ile çok zor değil.
    çok kolay bir şey değil kendi ablasına vermek istemeyen kardeş tanıyorum baskı ile verdi. bu da doğru değil.
    burada vurgulamak istediğim anlık ego tatmini için başvurup, eşleşme olunca vazgecmek çok yanlış.
  • "sana ulasabilirsek hemen bu yanlıştan vazgeçeceksin" ifadesi neden donör bilgilerinin gizli kalması gerektiğinin net açıklaması.

    hastaya şifa diliyorum. ancak donör bağış tercihi nedeniyle eleştirilemez.

    bu tavır bağış yapmayı düşünen insanları geri adım attırır.

    edit: (#114601176) bakın bu entry sahibi konu ile alakası yokken (belki olabilir de) onbin lira teklif etmiş donöre. şimdi anladınız mı konunun hassasiyetini, işin nerelere gelebileceğini. işin içine imkanı ya da gücü geniş bir aile girerse sonuçlarının ne olabileceğini. (bir de silip kaçmış yavşak)
    bu arada prosedür anlatanlar oldu mesajla.
    altın madalyaya az kalmış gümüş madalyalı bir kan bağışçısıyım. organlarımı da bağışladım. kök hücre bağışı da dahil tüm süreçleri iyi bilirim.
    donöre hakaret edenler kesinlikle yanlış düşünüyorlar.
    bu arada kendisi bağışçı olmadan bağışçıyı eleştirenler kusura bakılmasın ama ikiyüzlüler.
  • tercihi donör olmaya karar vermeden önce yapmak gerekir, eşleşme olduktan sonra değil. ailenin beklentilerini, psikolojisini de anlayabilmek lazım. çok aradık ama uygun donör bulamadık başka bir durumdur, uygun donör bulundu ama vazgeçti farklı bir durum. bir çocuğun hayatı üzerinde keyfi tercihler yaparken daha dikkatli olmak lazım. sosyal medyaya "ben bağışçı oldum, siz de olun" iletisi yazıp tebrikleri kabul ederken güzel de, eşleşme oldu hadi bağışa gel denince ben vazgeçtim dersen gıyabında duyacağın lafların iyi şeyler olmasını bekleme. bu kahven şekerli mi olsun sade mi gibi bir tercih değil. işin sonunda bir insan ya da bir çocuk ölüp gidiyor!..
  • allah yardımcısı olsun ahmet" in ama kimseye zorla bağış yaptıramazsınız. vicdani baskı da kuramazsınız. herkesin kendi vücut bütünlüğü. vermek istemezse vermez. mecbur diye yazanlar zorbadır.

    umarım ahmet en kısa sürede kendisine uygun donoru bulur.
  • muhtemelen bağış sırasında ölen dönör haberini okumuş ve vazgeçmiştir.
  • sanırım sık karşılaşılan bir durum olacak ki ben kök hücre bağışlarken kanı almadan önce görevliler bu işten vazgeçiş olmadığını iyi düşünmem gerektiğini söylediler ben de vazgeçme hakkım yok mu yasal olarak diye sordum -çünkü görevlilerin söylediklerinden öyle anlaşılıyordu- istediğim zaman vazgeçebileceğimi ama bu analizler taramalar yapılırken bir sürü kaynak emek zaman harcandığından ve insanların umutlu haber beklediğinden bahsetti o yüzden iyi düşünüp karar vermem gerektiğini söyledi ben de zaten araştırarak geldiğimi söyledim ve bağışta bulundum. bu haberi görünce o gün ne kadar yadırgasam da neden böyle garip bir diyalog geçtiğini daha iyi anladım.

    umarım bağışçı kararını tekrar gözden geçirir. bir gün kendisinin ya da bir yakınının da bir bağışçıya ihtiyacı olabileceği gerçeğini idrak edebilir.
  • gönüllülüğün esas olduğunu herkesin bileceği durum. lakin bunu vurgulamak, ona bel vermek ve böyle karaktersizliklere destek çıkmaya çalışmak da resmen patolojik.
  • galiba dünyaya yeteri kadar faydası olduğunu düşünen birisi yoksa ben düşünüyorum ve hiç faydam olmadı sadece kendi çapımda didiniyorum böyle bir fırsatıım olsa koşarak giderim. düşünün diğer tarafın olup olmadığı ile ilgili şüphelerim varken dahi ...
    hanı bide fani taraftan ödül kapsam neyse

    edit, milletin canı kıymetli
  • vicdansızlıktır, üstelik bunu söylemek vicdan baskısı kurmak kesinlikle değildir.

    sağa sola hava atmak için bağışçı olmadan önce düşünmek gerekir ben bu işi yapabilecek miyim diye. eşleşme ihtimali bu kadar düşükken, tam da eşleştim ve hayatım kurtulmak üzere diye derin bir nefes almışken donörün vazgeçmesinin sözlükte çok çok daha fazla tanımı vardır ama hadi onu siz hayal edin.

    neyini savunuyorsunuz şunun? vücut bütünlüğüymüş, özgür iradeymiş, cayma hakkıymış hadi lan oradan.

    ayrıca donör bilgilerinin gizli tutulması sizin tabirinizle "baskı" kurulmasın diye değil, bazı kansızlar eşleşen hücrelerini "satmaya" niyetlenmesinler diye var. o başka, bu bambaşka...
hesabın var mı? giriş yap