akşamlamak

• hergun sabahlayan^* insanlarin bu durumdan biktiklari zaman uyku duzenini "duzeltmek" icin yaptiklari hareket. sabahlanan gecenin gunduzunde uyunmaz ve aksama kadar oturup aksamlanarak uyku saatleri erkenden uyuyarak bir sonraki gun icin ayarlanir.
  (bkz: sabahlamak)
  
  bir cesit simdi yatayim yarin erkenden kalkip ders calisirimdir.
• gece bekcisinin sabahlamasi.
• sabahlamaktan daha zordur. güneş ışığı, gürültü vs. gibi nedenleri olsa gerek.
• misafirliğe gitmek, obaya gitmek, konukluk/konukluğa gitmek diye geleneksel anlamı da vardır. grupça ve ailece bir tarafın evinde beraberce akşam geçirmek olan anlamını kendi sözcük yapısı sezinletiyor.
  
  kent yaşamına pek uymuyor, köylerde 1970-80'lerde benim de çocuk olarak katıldığım bir etkinlikti. evler arasında ulaşım yaparken el fenerleri öndekinin elinde sallanır, çeşit çeşit gölgeler oluşur, yolda kendi arasındaki söyleşi, öteki eve varılınca hoşbeşe, söyleşinin sosyal haline dönerdi. akşamlamak esasen güzün ve kışın daha zevklidir. birincisi ertesi güne acele ettiren iş yoktur. ikincisi bir ateşin veya sobanın çevresinde toplanmanın tamamen kendi arkaik sosyolojisi vardır. üçüncüsü soba da yakılsa sohbetin ve küçük alana bir sürü insanın doluşmasının ek ısıl etkisi vardır. kış akşamlamasında bol miktarda kırıntı, fındık fıstık tüketilir. son olarak anılarımdan bilirim, bu güzel birliktelik akşamınız iyi kalsın denilerek bitirildiğinde yerli evin çocuğu memeden yarılmış^* gibi hüzünlenir, dağılmayı istemez, hata ağlama tutturur.
  
  (bkz: oturalak acıkıcaz)
  (bkz: gecelemek), sabahlamak
  (bkz: oba/@ibisile)
  (bkz: sohbet/@ibisile)
  (bkz: misafir/@ibisile)
  (bkz: ağırlama)