• kesinlikle katilmadigim bir duygu. uc buyukler arasinda en az bagiran taraftarin nasil boyle bir izlenim verdigine sasiyorum. ama yabanci takimlarin en cok geldigi stad olmasi ayri birsey.
    (bkz: burasi inonu burdan cikis yok)
  • daha çok avrupalı rakipler için cehennem atmosferi oluşuyor nedense. son yıllarda galatasaray'ın ali sami yen'de aldığı türkiye ligi ve avrupa kupası maç sonuçları da bunu gösteriyor zaten. kadıköy ise tam tersi.
  • eşşek cenneti kalıbıyla beraber düşünüldüğünde maksadını aşarak merhuma yönetilmiş bir hakaret sıfatına bürünen kalıp. tırt bir spor yorumcusu mu ne demişti, "galatasarayın kurucusunun adını alan yer cehennem olamaz", oradan aklımda kalmış.
  • dünyanın en manyak stadlarının hemen hepsinde top oynamış, (bkz: paolo maldini) 'ye bile, hiç kimse bana burada 25.000 kişi olduğuna inandıramaz dedirtebilmiş , eski açığında 2 sezondur kombine sahibi olduğum , karıncaezmez şevki 'leri , metin oktay 'ları , ciga 'ları , şükür 'leri bağrına basmış ultraslan uni ' si , tayfa 'sı , kapalı 'sı ile herşeyim galatasaray 'ımın evi , aslan yuvası .... (bkz: seviyorum işte var mı diyeceğin)
  • galatasaray'lı olmadığım için maçlarına doğal olarak çok sık gitmem.. tutuğum takım ile oynarsa deplasman tribününe giderim o kadar.. bir de eski zamanlarda(hagi vs vardı o zamanlar) 5-10 maçına gitmişliğim var.. lakin artık ülkemizde futbol endüstrileşmekte olduğundan, kulüpler yüksek rakamlı harcamalar yapmaya başladığından ve maliyetlerin tavan yapmasıyla stad taraftarı kimliği de sessiz ve derinden değiştirilmekte.. bu değişikliğin nedeni ise türk kulüplerinin başarısızlıkla olan orantısıdır.. çünkü avrupa'da başarısız olmak yükselen maliyetleri karşılayamamak anlamına gelmektedir..

    peki bu maliyetler nasıl ödenir? çok basit.. bilet fiyatları yükseltilir.. taraftar kimliği sevgi, aşk, tezahürat, cefa çekmek vb. şeylerden uzaklaştırılıp direkt olarak para miktarı ile ilişkilendirilir.. daha önce size ve/veya grubunuza bedava/indirimli (burada beleşçilik vurgulanmamıştır) verilen kapalı biletleri şimdi fahiş fiyatlarla başkalarına satılmaktadır.. bu da gruplar ile yönetim arasında problemlere yol açar.. yönetimler ateşli taraftarını kaybetmek istemediğinden kıyıya köşeye atarak elde tutmaya çalışır ve endüstriyel futbola daha çabuk adapte olan paralı taraftarı karşısına oturtur.. bu işler malesef tüm kulüplerde bu şekilde işlemektedir..

    bu ve/veya benzer nedenlerle artik 4 büyüklerin stadları cehennemden çıkmıştır.. bunu anlamak için deplasman taraftarı olarak kadiköy, inönü, ali sami yen ve avni aker'e giderek gözlemleyebilirsiniz..

    bir örnekle bu durumu sağlamlaştırmak gerekirse 21 şubat 2010 beşiktaş galatasaray maçı'na gelen cimbomlular bir an hatırlamaya çalışsınlar ikinci yarı hiç bağırmayan beşiktaş(ımın) taraftarını..

    aslında bu iş kanayan bir yara gibi görünmekte biz taraftarlar için.. 96 yılından beri tribüne giden birisi olarak bu durum iyice can sıkmaya başlamıştır.. ayrıca buna topyekün bir tepki koyamamak da üzücü.. zira bağırmayan bir galatasaray taraftarı ya da fenerbahçe taraftarı beni gittiğim deplasmanda hiç heyecanlandırmaz.. bu tüm taraftarlar için böyle olsa gerek..
  • adaletsizliğin ve haksızlığın tahakkuk ettiği yer ali sami yen, cezalandırıldığı yer cehennemdir.
  • neden futbolun gelişmediğini özetleyen slogan. neymiş? cehennem. adam kültürel bir akviteyi alevler içinde yanan bir yere benzetiyor. insanların acı çektiği ve girmeye çekinecekleri bir yere benziyor. ingilterede de holiganlar var. adamlar gelir efendi efendi birasını içer cipsini yer marşlarını okur ve maç seyreder. bir olay yapacaksa bile maçtan sonra yapar. stadın bir kültürel aktivite yeri olduğunu bilir. oraya küfür etmeye veya adam dövmeye gitmez. bunlar da hala cehennem diyedursun. sen orayı irem bağlarına benzeteceksin ki insanlar gelip maç izlesin. bak bayern 80 bin seyirci çekti bir sezonda. sen kaç kişi çektin stada? niye girilmeye korkulan bir yere insanlar para ödeyip gitsin ki? cehennemmiş. sloganlar bile normal değil.
hesabın var mı? giriş yap