• amerikan bağımsız sineması daima kaybedeni korur ama şimdiye kadar gördüklerimizin, empotan kahramanımızın bir mahalle destanı, sapkın aile fertlerinin icraati veyahut sürreel fütursuz fantezilerle renklenen özgün bir hikayesi olurdu.

    oysa yeni modamız tavuk suyuna gündelik hayat güzellemeleri: daima banliyölerdeyiz, sıradan insanların yaşamlarındaki rengi, ışığı bulup çıkarıyor, umut dolu bir finale doğru paketliyoruz. aralara ıssız sokak görüntüleri, mümkünse çeşitli tabelalar, hikayemizin geçtiği mcmansion’ın dış çekimini serpiştiriyor, görüntü yönetmenimizle el ele amerikan resmine * * * manalı referanslar yolluyoruz. mesaj: asla hiçbir şeyin olmadığı orta sınıf hayatınız o kadar da manasız değil, bakın geçen gün alışveriş merkezinde ayakkabı satıcısıyla bakıştınız, kocanızın lise fotoğrafı karşısında mastürbasyon yaptınız, bir hemşireyle sevişirken 8 yaşındaki oğluna basıldınız… bütün bu önemsiz sandığınız detaylar var ya, hayatın anlamına dair ince oyalı birer tülbenttirler aslında.

    me and you and everyone we know, junebug, lonesome jim, biraz daha absürd olmakla beraber thumbsucker… gündelik nesnelerin orasını burasını mıncıklayıp önümüze süren kavramsal sanatın manevraları nihayet perdemizde: bu tatlı, incelikli, hayattan, hayatımızdan filmleri zevkle izliyoruz, sevindirik oluyoruz. o kadar yakınız, elimizi uzatsak dokunacağız. hatta adımız jim olsa bir de kamera bulsak, ah.
hesabın var mı? giriş yap