• göbeğinizin biraz çıktığı zamanlar " keşke hamilelikten olsaydı " demeniz,
    canınızın alakasız bir zamanda daha alakasız yiyecekleri çektiğinde " aşermek böyle bi şey mi , aşeriyorumdur umarım " demeniz,
    marketlerde , alışveriş merkezlerinde kendinizi bebek eşyalarının satıldığı bölümde gezerken bulmanız,
    hamile bayanları " kesinlikle doğa üstü güçlere sahip " şeklinde nitelendirmeniz,
    özellikle 0-5 yaş arası çocukları her ortamda ilgiyle takip etmeniz ,
    tedavi* esnasında olunan iğnelerin acısna gülüp geçebilmeniz ,
    transfere* giderken geride bıraktığınız hüzünlü ifadeli eşinize ağlamamak için türlü şaklabanlıklar yapabilmeniz,
    bu olayın sadece sizin başınıza gelmemiş olduğunu bilmenize karşın arada sırada da olsa kendinizi lanetlenmiş gibi hissetmeniz ,
    " bir gün benim de çocuğum olacak..ama bir gün.." diyerek kendinizi ve kırılmış umutlarınızla eşinizi teselli etmeniz ,
    boğazınız düğümlene düğümlene üst komşunuzun minik kızının ağlamasını dinleyebilmenizdir...
  • gönül yarası'nda değinilen konulardan biri.devin özgür çınar'ın harika oyunculuğuyla çoçuk sahibi olamayan bir kadınının neler hissedip, neler düşünebileceği, çok etkileyici ve haliyle dramatik bir şekilde verilmiştir.çocuk sevgisi gibi yerine, başka birşeyi koymanın mümkün olmadığı bir konuda tek denilebilecek söz allah korusun.
  • anne dışında pek çok şey olabilmenize asla engel teşkil etmeyecek durumdur. kadına tanınan en geniş alan olan, aslında içine hapsedilmeye çalışıldığı alan annelik olsa da bu sadece toplumsal bir ikame mekanizmasıdır. kanmamak, aldırmamak gerekir.
  • çok büyük yürek ağrısıdır. acaip bir dilemmadır da. bazen "allahım noolur" diye yalvarırsınız, bazen de "bu kadar duaya rağmen vermiyorsa bir bildiği vardır" dersiniz. herhangi bir çocuk annesine sarıldığında içiniz cız eder. herhangi bir anne oğlundan yakındığında içinizden kendisini gırtlaklamak istersiniz. çok zordur. allah istemeyene çocuk vermesin, isteyene de versin diyorum özetle
  • anne olmak istememekle keskin ve aci bir sekilde ayrilir bu . cocuklari cok sevdigi halde anne olamamaktir. fiziksel imkansizligin disinda bazen kadin asla anne olamayacagini bilir sebepleri de cogunlukla psikolijiktir.. gec kalmistir , korkulari vardir , paranoyak dusuncelere sahiptir.
    ama bu fizyolijik sebeplerden daha aci verir. kisirliktan ziyade kadinin kendisine guvenememesiyle alakalidir . her kadinin en buyuk korkusudur . anne babanin daha sonra bosanabilme ihtimalleri gibi sayisiz nedeni vardir .
    ve bunun en sinir bozucu tepkilerinden biri de ya anne olunca ogrenirsin gecer gibi sozlu telkinlerdir .
  • bi de anne olup da anne olamamak vardır. türlü değişik yollar deneyerek, şansı zorlayarak, dünyanın parasını harcayıp tedavi olarak, strese girerek, kimi zaman delirerek birçok insan çocuk sahibi olamazken bir de dünyanın en güzel varlığına sahip olup da adı anne olanların, çocuklarını sokaklara terketmek, dövmek, işkence yapmak suretiyle bu sıfatı haketmeyenler vardır ki asıl anne olamayanlar onlardır.
  • caresizligin kadınsal boyutu. aşındırılan doktor kapıları, hormanlarınla birlite ruhunla oynayan iğneler, tekrar tekrar yesil onlügü giyip sedyelerde gözünde bir hayelle cıkılan ameliyathane yolculukları, kolunda damar bulunamadığından başparmağın kemiğinden alınan kanla yapılan ve hep olumsuz çıkan testleri takip eden gözyaşları, herkesin oldumu oldumu diye sormasıyla yüreğinin kanaması , ben cok doğurgan bir aileden geldiğim için kısırlığı anlayamam ama gercekten senin için sorry diyen patavatsız kötü niyetli teselliler dinleyiş, cadde ortasında son umudunu kaybettiğinde kendini de kaybedip girilen ağlama nöbetleri, allahla kurulan en kuvvetli empati ve duyulan bu yoksunluğa tevekkülle razı oluş...
    ve..... vardır bir sebep elbet deyip kader vardır diye kabullendiğinde hiç anlamadığın ve artık inanmaktan vazgeçtiğin bir mucize çalar kapıyı. leylek iki tane bebiş getirmiştir. birgün benimde göbeğim şişecekmi diye baktığın, kıskandığın ve hatta hasetten ağladığın tüm göbeklerden daha kocaman bir göbeğe sahip olmakta vardır kaderde. ardından iki küçücük bedenden çıkan çığlıkları duymakta... inanmaktan vazgeçmemek lazımmış her çilenin bir ödülü varmış diye düşünüp alaturka bilgeliğinle sarılırsın onlara. elleri ellerine değer, yanakları yanağina.ve ağlarsın yine bitti diye sevinçten bu defa...
  • bir kez daha olumsuz sonuç alıp balona dönmüş vücudunu aynada görmezden gelmeye çalışmak , en son 1 hafta öncesinde vurulduğun iğnelerin acısını hala popoda hissettiğinde hayallerinin ertelendiğini bir yumruk gibi yüreğinde hissetmek ve isyan edememek , tedavi sonrası aldığın kiloların iş arkadaşlarınca farkedilip " hamile misin ? " sorularına " evet " diyememektir...
  • kimileri icin hayattaki en buyuk korkudur.
  • bazılarının doğurup doğurup çocuklarını sokağa attıklarına şahit oldukça yüreğin daha bir sıkışmasına sebep olan durum ..
    adaletin bu mu dünya bile diyememek , isyan etmeden kaderin birgün çark edeceği günün yakın olması için dua etmektir ..
hesabın var mı? giriş yap