• merhaba, ben ilker canikligil.

    1991'den bu yana sinema tv ile uğraşıyorum.

    rahatı sevmem; o yüzden yardımcı doçentliğe kadar uzanan bir akademik kariyeri bırakıp reklam filmi yönetmenliği, fotoğrafçılık, kurguculuk, eğitmenlik gibi birçok alanda profesyonel olarak çalıştım.

    bir kitap yazdım, bir tane çevirdim. bir fotoğraf sergisi açtım. türkiye'nin en eski bloglarından birine sahibim. son yaptığım profesyonel iş bir cep telefonu markasının barış manço'lu 23 nisan filmi. son bir yıldır istanbul film akademi'de nazım ve veysi ile yaptığımız "olmaz öyle saçma şey"i izlemiş veya izlememiş olabilirsiniz.

    programı izlediyseniz buna inanmakta güçlük çekebilirsiniz ama gerçekten konuşmayı ve kendimi anlatmayı sevmiyorum. fakat türkiye'deki sinema tv sanat alanlarındaki cahillikten o kadar bıktım ki mecburen konuşmaya başladım. bugün de sizinle konuşacağım. sorularınızı beklerim.

    ps: nazım yılmaz da burada.

    kanıt

    edit: cevap veremediklerimizden özür dileriz. daha sonra ilker canikligil size geri dönecek. :)

    sorularınıza verilmiş yanıtları görmek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: (bkz: ben ilker canikligil sorularınızı cevaplıyorum/@ilker canikligil)

    not: soru cevap etkinliğini mobil ve web tarayıcınızdan takip edebilirsiniz.
  • .
  • merhaba hocam hoşgeldiniz.

    uzun metraj filmlerinizi görebilecek miyiz?
    sinema salonlarının tekelleşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
    • bilmiyorum.

      tekelleşme var zaten bundan programda da bahsetmiştik. ama alternatif ortamlar gelişiyor, youtube gibi. artık sinema salonunda film göstermek biraz opera gibi oldu. çok sınırlı sayıda film gösteriliyor. artık youtube'da her an her dakika her saniye gösterime girmek mümkün. bunun için oraya çok takılmayın. yeni mecralara koşmak lazım diye düşünüyorum.
  • hoşgeldiniz ilker hocam, kusuruma bakmazsanız eğer, neden sinema?
    • sinema ve fotoğraf, aslında teknik görüntü, dünyayı şekillendiren bir şey. iki tür aygıt var. aparatus. bir de aletler. kamera bir aparatus. kamera, dünyanın anlamını değiştirir. yeni bir anlam yaratır. aslında dünyayı yönetmek için en güçlü silahtır. cep telefonuyla çekmeniz de bir silah ama sinemaya geldiği zaman iş dünyayı çok ciddi şekilde manipüle ediyorsunuz. dolayısıyla aslında bizim bugün gerçeklik dediğimiz şey aslında sinemanın yarattığı bir simülasyon. şunu demek istiyorum; biz dünyayı filmlerden görerek öğrendik. dolayısıyla bizim gerçek sandığımız bir sürü şey aslında sinemanın bize dayattığı şey.
  • hocam yakın zamanda uzun metrajlı bir film projeniz var mı?
  • neden canikligil?
  • serbest meslek mensubu musunuz? yoksa isletme defteri mi tutuyorsunuz?
  • hoş geldiniz ilker bey.

    mezun olduğunuz lisenin size gelecekte katkıları ne oldu?
    • çok havalı görünmemi sağladı fransızca bildiğim için. :) fransızcayı önce öğrenmek ingilizceyi öğrenmeyi çok kolaylaştırıyor. çünkü daha zor. onun dışında analitik düşünceyi, bütün o fransız aydınlanmacılarını lise çağında okuduğunuz için işte böyle oluyorsunuz. bilmiyorum iyi mi, kötü mü... :)
  • merhabalar hocam.

    sizce david lynch nevi şahsına münhasır bir sinema dehası mı yoksa bir şarlatan mı?? bunların ikisi de değilse ne peki??
    • nevişahsına münhasır bir sinema dehası. kesinlikle öyle. ama akademisyen camiasında daid lynch oku oku ipe diz'in bir karşılığıdır. hatta kendisi de bununla dalga geçer. akademia'da hakkında söylenen şeylerin çoğunun kendisinin de düşünmediğini söyler. fakat ilk kısa filmini seyretmiştim. anneanne idi galiba. orada bile çok büyük bir deha olduğu çok açık görünüyor.
  • ilker bey selamlar, hoş geldiniz.

    bir videonuzda "şimdi şahan ne ise, eskiden de kemal sunal oydu işte, çok abartmayın" gibi bir şey demiştiniz.

    objektif olarak bakarsak; kapıcılar kralı, kibar feyzo (ki brecht in epik tiyatrosu gibi bir teknik altyapısı vardır), gülen adam gibi filmler toplumun dertlerini anlatmıyor mu? ya da teknik olarak sinema gereksinimlerini karşılamıyor mu? kötü mü yapılmışlar size göre?

    diğer yandan recep ivedik filmleri hangi açıdan bu eserlerle aynı klasmanda?
    • orada yanlış anlaşıldım. aynı derken şunu diyorum; toplumdaki algısı aynıydı. yani bir kesim için çok kötüydü, başka bir kesim için de çok iyiydi. şahan da öyle. en azından öyleydi son filme kadar. dolayısıyla recep ivedik eşittir kemal sunal değil dediğim şey. toplumdaki algıları aynı idi diyorum.

      toplumun dertlerini anlatıyordu o filmler ama o dönemin ruhu öyleydi. bu dönemin ruhu da böyle olduğu için şahan da bunu yapıyor.

      sunal filmleri kötü mü yapılmışlar? hayır.
hesabın var mı? giriş yap