• yılmaz özdil'in yeni çıkacak kitabı. kitap sitelerinde ön siparişe girmesiyle dikkatimi çekti. 5 eylül'de satışa sunulacakmış sanırım.

    buyrun bu da tanıtım bülteni.

    "son 10 yılda yaşadığımız her şey

    “beş gazetenin arşivinden 460 bin sayfa taradım. sırf arşiv taraması 1.5 senemi aldı. isim şehir hayvan ve isim şehir bitki gibi köşe yazılarımdan derleme değil... sıfırdan yazıldı. 3 kasım 2002’de başlıyor. bugüne kadar geliyor. çıraklık, kalfalık, ustalık diye üç bölümden oluşuyor.” yılmaz özdil, hürriyet, 30 temmuz 2013

    bir tablo hayal edin.
    sanat eseri.
    miras.
    size ait.
    tuvali, türkiye coğrafyası.
    boyası, şehit kanı, alın teri.
    her sabah uyanıyorsunuz.
    gururla seyrediyorsunuz.
    ama, birileri her sabah sizden önce uyanıp o tablonun başına geçiyor ve orasına burasına minik minik fırça darbeleri atıyor.
    her sabah bir minik fırça darbesi.
    usta işi.
    küçük küçük değişiyor tablo.
    aniden değil.
    milim milim.
    alıştıra alıştıra.
    yedire yedire.
    aradan yıllar geçiyor.
    tablo, o tablo olmaktan çıkmış!
    komple değişmiş.
    dedim ya, kanıksamışsınız.
    bakıyorsunuz bakıyorsunuz…
    tablo, hâlâ aynı tablo zannediyorsunuz.
    peki ne yapılabilir?
    fark, nasıl fark edilebilir?
    orijinal’in aslında ne kadar değiştiği…
    ne hale getirildiği…
    ilk bakışta nasıl anlaşılabilir?
    tek çare var.
    kıyas.
    tablonun ilk haliyle...
    son halini yan yana koymalı."
  • gerçekle yüzleşmekten korkanların okumaktan korkacağı kitap
  • yılmaz özdil'in 11 yıllık trajikomedyayı muhteşem bir şekilde insanın önüne koyan kitabı. alın, okutun. götkıllarını salla ama 'ben akp'yi başarılı bulduğum için oy veriyorum' diyenler bir zahmet okusun. bir hafıza tazelesin!
  • bir sayfalık

    bilgiyi

    bir kaç satır

    kullanarak

    anlatabildiği

    için

    okuyacağım bir

    kitap..
  • karanlık nasıl birşeydir? kimse tek satır bilgi sahibi değildir, ama ciltlerce fikir yazar. bakıyorsun, adam kitabı eline almamış, sayfasını dahi çevirmemiş belli ki, ama diyor ki "bir satırlık bilgiyi bir sayfaya sığdırmış". kara cahillere aldırmamak gerek, öyle alt satır manyağına çevrilerek yazılmış bir kitap değil. sadece kapısına ücretsiz bırakılan gazeteyi okuyan adamın, sadece internetten sosyal medyadan okuduklarıyla yaşayan adamın yorumlarını ciddiye almamak lazım. siz kitabı görmeden yorum yazan cahillere aldanmayın.
    çok değerli, çok güzel bir kitap olmuş.
    341 sayfa boyunca kasım 2002'den eylül 2013'e kadar yaşanan gelişmeler, unutturulmaya çalışılan şeyler anlatılıyor.
    pas geçilen noktalar var. sağlık düzenlemeleri, üniversitelerdeki gelişmeler çok fazla yer bulamamış. amaç; gafları, söylenen sözleri hatırlatmak değil; yapılan icraatları hatırlatmak gibi. fantastik beyanlar, yapılan gaflar, söylenen sözler ne kadar icraata yansımış; tükürülenler ne kadar yalanmış; yok artık denilecek açıklamalar, beyanlar nasıl hayat bulmuş; bunları gösteriyor, evet. ancak çoğunlukla icraatlar ve gelişmeler aktarılıyor. hangi düzenlemenin nasıl sonucu oldu, hangi gezi neyle sonuçlandı, hangi durumlarda gündem nasıl değiştirildi, unutturulmak için neler yapıldı, akp ne gibi durumlarda geri adım attı, "hükümet değil devlet görüşüyor" ve "bakanlığımızın değil sayın bakanın görüşüdür" gibi söylemlerin örnekleri, yargı ve basın için neler yapıldı vs vs pek çok kritik nokta zamansal gelişimleriyle derlenmiş. güzel bir belge olmuş. fazla eksikleri olsa da tamamladıkları boşluklar bile güçlü bir belge niteliği kazanmasını sağlamış.
    feci dalga geçtiği, mizah yaptığı yerler var, çok nadir de olsa. köşe yazılarından aynı satırları koyduğu yerler de var, yine nadir. bazı noktaların üzerinde uzunca duracağını sanarken, yazar bu kısımları çabuk geçmiş, bazen de gereğinden fazla yer vermiş. örnek olarak, balyoz davasıyla ilgili sahte delillerden bahsederken sadece word fontlarına yer vermiş mevzuda. veya akdeniz oyunlarındaki skandallara gereğinden fazla yer vermiş gibi. tamam kendisi de belirtmiş, ayrı bir kitap yazılır, ancak gezi olaylarının akabinde yer alması ve bu kadar uzun tutulması bende "acaba baskıya girerken, olmipiyat tartışmaları üzerine, sonradan mı eklendi" sorusuna neden oldu.
    birçok yerde isim vererek eleştirmiş, ancak bazı noktalarda isim vermemiş. bu da ilginç geldi.
    bir de bu kitap ağırlıklı olarak bir basın eleştirisi. birçok gelişmeyi aktarırken basında ne kadar yer bulduğu irdelenmiş. gerçi, milletin hafızasına yönelik bir kitapta en uygun soru "neden unutuluyor" sorusu, bunun da cevabı basın yayın organlarındaki gündem değiştirme ve sansür çabaları.
    chp ve diğer muhalefet partileri, hürriyet gazetesi ve yazarları, diğer birçok basın yayın organı da eleştirilmiş.
    kitabın sonunda ileriye dönük pek birşey yok aslında. bu olulmu mu eleştirilir olumsuz mu bilemiyorum. zaten bir derleme, tezler sunup teoriler üretme derdinde değil yazar.
    güzel bir kitap, güzel bir derleme. sağolsun...
  • içeriğini okuyup kendiyle yüzleşme cesâreti olmayan insanların daha okumadan atıp tuttuğu kitap. ki yılmaz özdil'e burun kıvırmak da bir bakıma lümpenlik, ukalâlık göstergesi gibi geliyor bana. neymiş, tek cümleyi satırlara yaya yaya yazarmış, iki nokta diye bir şey icât etmişmiş. eleştiri noktamız anca bu. yazdıklarında herhangi bir yalan bilgi var mı? çarpıtma var mı? sataşma, avamlık, çirkeflik var mı? bana bunlarla gel. adam edebiyatçı değil zâten; hiç böyle bir iddiası da olmadı. gazeteci adam.

    ülkenin başına 11 senedir örülen çorabı salağa anlatır gibi satırlara böle böle, neredeyse hiç yorum bile yapmadan tüm çarpıcılığı, acınılasılığı, pisliği ile anlatıveriyor işte. ne kadar vurdumduymaz ve aptal insanlarla çevrelendiğimizi haykırırcasına... her senenin sonunda o sene ölen insanlara da saygı duruşunda bulunmayı unutmadan hem de... bu kadar da zarif.
  • muhalefetin deste deste alıp seçmene dağıtması gereken ve önce kendisinin okuyup halkı neyle bilgilendiriceğini öğrenmesi gerektiği kitap. ek olarak pilotlar hala rehin.açılan demokrasi paketlerinin sonucunundaki ülke şeklini anlatan yok..ey muhalefet.....
  • vapurda, uçakta, otobüste şu sıralar çok karşıma çıkan, antipati ile baktığım kitaptır.
    yılmaz özdil'e katlanabilenleri gerçekten tebrik ediyorum.
  • bu sabah itibarıyla bitirdiğim hafıza tazeleyici harika kitap.
  • neleri, nasıl unuttuğumuzu, zoka'yı santim santim nasıl yuttuğumuzu bana anlatan kitaptır.
hesabın var mı? giriş yap