• eduardo galeano'dan seçme yazılar.

    metis yayınları'ndan çıktı.

    uruguaylı yazar eduardo galeano latin amerika'da militan gazeteciliğin önde gelen isimlerindendir. bu metis seçkisinede, gazeteciliğin edebiyatın bir alt kolu değil, aksine, en etkililerinden biri olduğunu savunan galeano'nun yirmi altı yazısına yer veriyoruz: che, zidane, salgado, evo morales, latin amerika edebiyatı, yazarın işlevi, televizyon, beden, işkence, sürgün, şili, küba, bolivya, abd, emekçiler, eşcinseller, beyazlar, siyahlar, yerliler, latin amerika... sözün onuruna inancını hep koruyan bir yazardan, edebiyatın hakkıyla kullanıldığında gazeteciliği ne denli etkili kılacağını gösteren güçlü politik metinler.

    'hayırseverlik dikeydir, aşağılar. dayanışma yataydır, yardım eder.' e. galeano
  • galeano'nun güzel yapıtı. yoksa niyetim algı yönetmek değil cağnum.
  • şubat ayı içinde metiskitap.com üzerinden yapılacak 50 tl ve üzeri alışverişlerde hediye ediliyor.

    (bkz: zamanlaması manidar)
  • seçme yazılardan oluşan bir eduardo galeano kitabı. kitabın son bölümünde bir manifestoyu andıran biz hayır diyoruz yazısı kitaba ismini vermiştir. demokrasi kılığına girmiş diktatörlüklere karşı amansız bir savaş veren galeano, sartre'ın çocukların açlıktan ve savaşlardan öldüğü bir dünyada yazmanın anlamsızlığı üzerine söylediği sözlere de, "insanların açlıktan öldüğü bir dünyada yazmanın bir anlamının olmadığını açık bir pervasızlıkla açıklayan yazarların neden yazdığını asla anlayamadım(...) söz bir silahtır. iyiye ya da kötüye kullanılmış olabilir, cinayetin suçu asla bıçağa ait değildir." diyerek inceden giydirmiştir.
  • galeano'yu çok seviyorum. ele aldığı konular dünyanın acı gerçekleri. ve bu kimi zaman insanın kanını donduran gerçekleri öyle bir işliyor ki her cümleyi sindirerek okuyorsunuz.
    okuduğum latin amerika yazarlarını kendime çok yakın hissediyorum.
    eduardo galeano benim halkım benim ırkım benim memleketim diyen bir adam değil tüm dünya tüm insanlık için adalet isteyen romantik bir adam.
    huzurla uyusun...
  • latin amerika'nın en önemli yazar ve gazetecilerinden biri olan eduardo galeano'nun seçme yazılarının bir araya getirildiği metis baskısı. yazarın şili'de yaptığı açılış konuşmasının başlığı kitaba ismini vermiş. yazardan bir kaç alıntı bırakmak istiyorum;

    “uluslararası çalışma örgütü'nün bir raporu birkaç yıl önce latin amerika'da ağır yoksulluk koşullarında yaşayan yüz on milyon insanın olduğunu belirtiyordu. özgürce dolaşımda olsalar bile, dergilere ve kitaplara ulaşmaları yasaklanarak, kalabalık bir kitleye yapısal bir sansür uygulanmıyor mu? bizim toplumlarımızda ayrıcalıklı bir azınlığa ifade ve yaratı özgürlüğü sunarken geri kalanların ağızlarını ve gözlerini kapatan sansür yapısal bir sansür değil mi?”

    “cezaevi gibi işletilen ülkelerde duvarlarda yazılar ya da resimler ışıldamaz. duvar yoksulların matbaasıdır; risk alarak, gizlice, bir anlığına, dünyanın unutulmuşlarına ve yoksullarına hizmet veren bir iletişim aracı.”

    “hayırseverlik dikeydir, aşağılar. dayanışma yataydır, yardım eder.”

    “açlığı öldürmek yerine açları öldüren ölüm musibetinden mustarip bu dünya, bütün insanlığa yiyecek olarak vermeye fazlasıyla yetecek kadar besin üretiyor. ama bazıları açlıktan ölüyor, bazıları hazımsızlıktan. ekmeğin gaspını garanti etmek için dünyada doktorlardan yirmi beş kat fazla asker var.”

    “meksika'daki nayarit dağlarında, huichola yerlilerinin kadınları doğuracaklarında, kadını acıyla doğurmaya mahkum eden incil lanetini düşünmezler. bunun yerine, dokuz ay önceki o geceyi hatırlamak için yoğunlaşırlar; doğacak çocuk onu var eden mutluluğa yaraşsın diye.”

    “demokrasi olduğu şey değildir, benzediği şeydir. ambalaj kültürünün göbeğinde yaşıyoruz. evlilik sözleşmesi aşktan daha önemli, cenaze ölümden, elbise bedenden, ayin tanrıdan daha önemli.”

    “savaşların saygın nedenlerle gerçekleştirildiği söylenir: uluslararası güvenlik, ulusal onur, demokrasi, özgürlük, düzen, uygarlığın gereği ve tanrının isteği. kimse itiraf etme dürüstlüğünü göstermez: “ben çalmak için öldürüyorum.”

    “geldiler. onların incili vardı, bizim toprağımız vardı. bize gözlerinizi kapatın ve dua edin dediler. gözlerimizi açtığımızda onların toprağı vardı, bizim incilimiz vardı.”

    “bir zaman önce, ispanyol din adamı ignacio ellacuria bana şu amerika'nın keşfi hikayesinin ona saçma geldiğini söyledi. zalimin keşfetme yeteneği yoktur dedi. zalimi keşfeden mazlumdur.”
    görsel
hesabın var mı? giriş yap