• inci.
  • samsunlu galiba... hoşgelmiş.

    uyarı üzerine edit: samsunlu değilmiş...
  • antik çağda yunan ve romalı yazarlar tematik çalışmasındaki ısrar ve iradesi ile beni kendisine hayran bırakmıştır. ben olsam a'da bırakırım valla.

    yalnız verilen isimlerin ukte olduğunu hatırlatmakta faide var.

    ayrıca yunan alfabesini dikkata almamasını da not düşmekle beraber, üşenmeyip latin alfabesini takip etmesi ayrı bir kolaylık olur. çünküleyin sokrates'i ararken "ulan s harfi yunancada hangi harften sonraydı" diye düşünmüyoruz. doğal olarak arama sıramız o,p ve r olacaktır.
  • antik çağda yunan ve romalı yazarlar isimli tematik çalışmasına devam edilmeli, bu bakınızların içini doldurmalıdır. sözlüğün biraz daha edebi bir yere doğru kaymasının zamanı gelmiştir.

    bundan sonra takip edilecek yazardır.
  • euphorbia antisyphilitica. ağırlıklı olarak meksika havzasında yetişen bir tür bitki.
    yetiştirmesi zahmetli, hasat etmesi zahmetli ama pek değerli bir tür mum verdiği için bu zahmete katlanılıyor. kozmetikten gıdaya, ilaç sektöründen protez yapımına kadar bir sürü alanda işe yarıyor. sarımtrak kahverengi bir rengi var. ayrıca sert, kırılgan ve yarı saydam bir yapıya sahiptir. kaynama noktası 67°c'tan başlıyormuş, daha ziyade sıcak ve kuru ortamları seviyormuş.

    bunlar kitaplarda, sağda solda yazan bilimsel laflar. gelelim meselenin perde arkasına:

    john milton'ın samson agonistes adlı eserine bakacak olursak açık seçik, şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde ve görülmemiş bir kesinlikle şunu görürüz. candelila, aslında samson'un bucak bucak kaçtığı delilah'ya sonradan zapotek yerlilerinin verdiği isimdir. samson, kafayı usturaya vurdurup kendisini dımdızlak ortada bırakan delilah hakkında gizli bir eser kaleme almıştır:
    "kadının fendi erkeği yendi demek zayıflık mıdır ya da saçların uzamasını beklerken tefekkür etmenin benlik üzerinde oynadığı oyunların yarattığı varoluşsal sancılara çoklu bakış açısı önerilerine bir bilmecem var çocuklar haydi sor sor diye karşılık vermenin ahlaki sonuçlarına çıkışsız bir giriş".
    eserin adından da anlaşılacağı üzere samson yaşasaydı şahane bir akademisyen olurdu. ne diyorduk? samson'un bu gizli eserine ulaşan, okuyan, yazılanları ezberleyen, sonra da anlamsız bir şekilde eseri ortadan kaldıran adının verilemesini istemeyen bir araştırmacının söylediğine göre samson, saçları kesildikten sonra, sakalımı da al bari diye zarf atmış. arko traş sabunu ve traş takımının geri kalan üyeleri o dönemde henüz icat edilmediği için kafası karışan berber bir saniye diyip hücreden çıkmış. fırsat bu fırsat diyen keltoş samson, herkes kendisini yele gibi saçlarıyla bildiği için imaj tazelemiş olarak elini kolunu sallaya sallaya kaçmıştır. öyle ki kaçışının ardında basılan aranıyor ilanlarında bile elidor kızlarınınki gibi huşu içinde dalgalanan saçları varmış. bilinen dünyanın dört bir yanına dağıtılan ilanlar yüzünden her gittiği yerde kendini gören samson, ufaktan aşağılık kompleksine kapılmaya başlamış. zira ilanlar, her gece 1000 fırça darbesiyle taradığı, zeytinyağlı banyolarda yıkadığı saçlarının yerinde yeller estiğini hatırlatıyor, zihninde adeta "kabaramazsın kel fatma" çığlıklarının yankılanmasına neden oluyormuş. işte bu yüzden samson büyük yolculuğuna başlamış. gece demeden gündüz demeden yürümüş. saçları tekrar uzayana, ense kökünden lastikle bağlanacak kadar bir at kuyruğu haline gelene kadar insan yüzü görmeden yaşayabileceği bir yer aramaya başlamış. az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş, bir su birikintisinden de geçtikten sonra karşısına çıkan ilk gölgelikte bağdaş kurup oturmuş. yeni yurdum burasıdır demiş. gündüzleri avlanmış, geceleri avladığı hayvanların derilerini işlemiş. samsonite'ın temelleri işte burada atılmış.

    gel zaman git zaman kaktüs dikenlerinden kendine bir de tarak yapan samson, saçlarının kesilmeden önceki haline gelmeye başladığını görünce dönüş hazırlıklarına girişir. ama o da nedir? ufukta beliren bir toz bulutu kendine doğru yaklaşmaktadır. yaklaşan toz bulutunun toz bulutu olmadığını anlaması uzun sürmez ama daha kısa süren şey, toz bulutunun ortasında delilah'nın olduğunu anlamasıdır. elindeki bahçıvan makasını şaklata şaklata yaklaşan delilah, samson'un saçlarının bir saniyede ayşe teyze beyazığına erişmesine neden olur. dağ gibi samson bir albino olmuştur artık. daha sonradan edward adlı bir çırağı yanına alacak olan delilah hiç acımadan makasını şaklatmaya başlar. bembeyaz saçlar kırpıldıkça lapa lapa yağan kar gibi havaya yayılır. uzak diyarlardan bile görülebilen bu olay, küresel iklim değişikliğinin ilk tarihi kaydı olarak da bilinir. kestikçe çıkan, çıktıkça kesilen saçlar tüm ovayı, dağların eteklerini ve dorukları kaplamıştır. 40 gün 40 gece kesim yapan delilah guiness rekorlar kitabına girercek performansıyla nihayet saçları tamamen kestiğinde samson'dan geriye bir şey kalmadığı anlaşılır. meğersem samson'un içi silme saçmış. o derece.

    bu doğaüstü olaya şahit olan zapotek yerlileri günler süren yolculuğun ardından olay mahaline geldiklerinde, elinde makası, uçsuz bucaksın beyazlığın ortasında bir başına duran delilah'yla karşılaşmışlar. çok kızgın görünen zapoteklerle işaret diliyle anlaşan delilah işlerin nereye varacağını anlamış ve kendini kaderin ellerine teslim etmiş. niyetim kötü değildi ama demiş içinden. bunlar kayıtlardaki son sözleri olmuş. kaydı tutan anonim kişi, şu notu da düşmüş: iflahım kesildi, yeter artık. bağla bir yere gözünü seveyim.

    konuştuğumuz araştırmacıya bir takım tutarsızlıklar olduğunu ima etmeye çalıştıysak da isterseniz kontrol edin cevabını alınca susmak zorunda kaldık. zaten hikayenin sonuna da gelmiştik.

    zapoteklerin bitmek bilmeyen ayinlerinden sonra yağan yağmurlar ve ardından gelen kuraklık dindiğinde, turizm sezonunda safari cipleriyle bölgeye akın eden beyaz çoraplı, sandaletli, güneş gözlüklü, yeni doğmuş fare yavrusu renginde insanlar bir önceki yıl orada olmadığına yemin ettikleri şeyler gördüklerini rapor ederler. eskiden tamamen kumla kaplı, çöllük bir alan olan o bölgede, adeta toprağın saçlarıymış gibi yerden yükselen şekiller vardır. az sayıdaki zapotec'ten olayın mitolojik boyutunu dinleyen hasan ali yücel ilköğretim okulu öğrencileri, münazarada cevap sırası kendilerine geldiğinde hiç tereddütsüz şu cevabı verirler: samson'un kesilen saçları, kuş seslerinin yayılacak ova bulamadığı bu çöl toprağına yayılmıştı. sonra delilah, küresel iklim değişikliğini tetiklediği için suçlu bulununca zapoteklerin adalet anlayışına göre kısasa kısas usulünü kabul etmek zorunda kaldı ve kanıyla toprağı suladı. ruhu şad olsun. böylece samson'dan geriye kalan kırpık saçlar, delilah'ın kanıyla can buldu ve yeniden yaşamaya başladı. bu olayı gören yerliler, delilah'ya can veren anlamında candelilah dediler. sonra zaten telafuz edilmeyen h harfi zamanla düştü ve candelila oldu. böyleyken böyle.
  • tükkanın kapısına cumaya gittim gelecem yazıp antik hayaletleri öksüz bırakmış tişçi. ayıp ama. arkandan ağlıyorlar ona göre.
  • kayıp inci.
  • acilin, o doktor!
  • kocaman sevme yetisi var.
hesabın var mı? giriş yap