• bu çeşme topkapı sarayının ikinci (orta kapı da denir) kapısının hemen yanındadır. istanbul arkeoloji müzesi'nin olduğu taraftan topkapı sarayına giderseniz tam karşınıza çıkar. istanbul soğukçeşme sokağı ile ulu ayasofya müzesi tarafından geldiğiniz vakit birinci kapıdan girmiş olursunuz ki kutlu aya irini'yi geçtikten sonra sağ tarafınızda görürsünüz bu çeşmeyi. cellatlar (ki en ünlüsü kara ali'dir) idam sonrası kanlı ellerini burada yıkarlardı. çeşmenin adı da buradan gelmektedir.
  • bursada burc pasajinin cok yakininda aynı adlı bi cafe bulunmaktadır.. hosh bi mekandır (biraz kazik..)
  • orta kapının hemen yanındaki çeşme, genel olarak bilindiği gibi cellat çeşmesi ya da diğer adıyla "siyaset çeşmesi" değildir. cellat çesmesi deavi köşkü nün önünde bulunuyordu ve alman imparatoru i.wilhelm 'ın istanbul u ziyareti sırasında, utançlara vesile olmaması için, bulunduğu yerden alınarak bab-ı humayuniçinde bir yerlere yerleştirilmiştir. ancak çeşme bugün mevcut değildir ve akıbeti de bilinmemektedir.
  • topkapı sarayı' nın avlu duvarı tarafında bulunan çeşmedir. karşısındaki meydanın adı da siyaset meydanı'dır.
    kendisi hakkında idam hükmü verilen kişi abdest alıp iki rekat namazdan sonra başını celladın ipine uzatırdı. başlarının kesildiği de olurdu ancak daha çok iple boğulurlardı.
    cellat işini bitirdikten sonra ellerini ve aletlerini bu çeşmede yıkar, kesilen baş ibret olsun diye siyaset meydanı'ndaki seng-i ibret(ibret taşı) denilen biraz yüksekce bir taşta sergilenirdi. ayrıca sadece o anda başı kesilenler değil başka yerlerde başı kesilipte bozulmasın diye bala bulanıp bir kıl çuval içinde istanbul'a getirilen kelleler de sergilenirdi ibret olsun diye. taşın adı o yüzden ibret taşı'ydı.
  • @hodigetria adlı arkadaşın entrysini okur okumaz araştıma yaptım ve gerçekten de o gösterilen çeşme 2. abdülhamid zamanının çeşmelerinden biri imiş. alman imparatoru 2. wilhem'in istanbul'daki ziyaret rotalarından biri topkapı sarayı'ymış. çeşmenin hikayesinden ve imajından dolayı 2.abdülhamid çeşmenin yerinin başkası ile değiştirilmesini istemiş.

    bundan bence iyi bir araştırma olabilir.akıbeti belli olmayan yüzlerce yıllık bir öyle bir çeşmenin akıbetini bilmek isterdim. aslında aşağı yukarı başına neler gelmiş olabileceğini önceden gelen türkiye'deki eser anlayışından ötürü tahmin edebiliyorum.her ne kadar kötü hatıralara sahip olsa da tarihi eserler geçmişe tanıklık yaptıkları için üzerinde bir araştırma yapılsa iyi olur tarihimiz için.
    bununla ilgili bir çalışma yapmak isterim ileride
  • çok şey yazılmış ama kitabede ne yazdığı yazılmamış. aşağıya bırakalım:

    el-gazi, es-sultan, abdulhamid han-ı sani(ikinci) efendimiz hazretlerinin(g)
    müceddeden(yeniden) bina ve inşa buyurdukları hamidiye çeşmesidir. (hicri) 1307

    kitabede geçen yeniden ifadesinin de çeşmenin yerinin değiştirildiğine delil olduğunu söyleyebiliriz.
hesabın var mı? giriş yap