• ing. itlaf etme.
  • dokuzuncu nesil sabirtasi yazar.
  • yahu arkadaş ben bu muhteremleri anlamıyorum. hadi tamam anlıyorum avasas başlığını tavaf eylemek sizin için bir ritüel de bunu doğru dürüst yapın be kardeşim. osmanlıca lügat parçalamaya falan kalkıyorsunuz kendinizi komik duruma düşürüyorsunuz. dediklerinin özüne girmeyeceğim. değmez. lakin ufak bir ders vermek elzem oldu. hem "usül esasa mukaddemdir" demiş ahmet cevdet paşa mecelle'de.

    avasas başlığına yazdığı iki satır entryi ele alıyoruz:

    "bu kelimeyi çok sevicek" buyurmuş. sevicek ne yaa? osmanlıca'yı falan geçtim de önce bir türkçe öğrensek?
    "üslub-u lisan ayniyle insan" buyurmuş. hadi bir kaç yerde böyle bir kullanım var ama doğrusu üslub u beyan ayniyle insan olacak. bunları da mı ben öğreteceğim?
    "tez istiklal mahkemeleri kurula" demiş. aklınca espri yapmış. bu zihniyetin mizah yapmak konusunda kabızlığı da malum ya orasını geçelim. orada "tez" yerine "tiz" kullanılır. böyle bir kalıp yerleşmiştir çünkü.

    valla entrye anı serpiştireceğim. bana hoş bir nostalji yaşattı bu arkadaş. üniversitedeyim. ya üçüncü sınıfta ya da son sınıftayım. bir yurtta kalıyorum. dinci bir yurt. benden iki sınıf altta heyecanlı bir muhterem kardeş var. imam okulu mezunu. hukuk okuyor. hem imam okulu mezunu, hem hukuk okuyor ya havalarda. bir mücahit dindar psikolojisinde. tartışıyoruz. ben laf arasında, gayet doğal olarak tartışmanın akışı içinde efkarı umumiye tamlamasını kullandım. ve gelişen diyalog:

    - efkarı umumiye ne demek? anlamadığım şeyler kullanma.
    - sen imam hatip mezunuydun değil mi?
    - evet?
    - hımmm:) (müstehzi bir gülüş)
    - yaa hocam sen de imam hatiplileri hep böyle aşağılıyorsun.
    - bak şimdi. sizler imam hatip mezunu olmakla övünüyorsunuz. kendinizi daha farklı görüyorsunuz. ama ben sana osmanlıca bir tamlama kullanıyorum. yüzüme bakıyorsun. nerede kaldı senin diğerlerinden farkın? bir imam hatip mezunu olarak bunu bilmen gerekmez mi?
    - hocam haklısın.

    vay bee yıllar olmuş. bu arkadaş sayesinde hatırladım. bu arada enaniyetim kabarmadı mı? kabardı. dersinizi iyi ezber edip de çıkın karşıma.
  • osmanlıca kasıp lafz etmek* gibi yeniliklere imza atarak yazar eleştiren bir arkadaş. sert sessizleri yumuşatmak yetmez, osmanlıca kullanan eserleri elde lugat biraz da eleştirel bir zihinle okuyunca, hem dil gelişir, hem kelime haznesi artar hem de dünyanın eleştirenleri düşman bellediğin sağ-muhafazakar evrenden daha büyük bir yer olduğu görülür.

    (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=15461671)
  • dokuzuncu nesil sabirtasi çaylak
    o kadar diyorum "avasas nickini ağzınıza alırken salavat getirin, besmele çekin hatta tercihen boy abdesti alın" diye ama dinletemiyorum.
  • yaa baygınlık verdim ama yazamadan da edemeyeceğim. çok ilginç insanlar bu muhteremler. doğal olarak bu arkadaş da enteresan. avasas başlığında lugat parçalamaya kalkıp da nasıl elinde patladığını saygıdeğer sözlük ailesinin dikkatine sunmuştum.

    şimdi bu arkadaşlar kendi insiyatifleri ile mi geliyorlar bir yerlerden mi gönderiliyorlar bilmiyorum ama bir heyecanla klavyeye sarılıyorlar. nasıl bilgili, nasıl entelektüel, nasıl olaylara ve olgulara geniş perspektiften bakan insanlar olduklarını cümle aleme göstermek istercesine. umuyorlar ki "vayy bee ne kültürlü adamlar. hem dindar hem kültürlüler. biz böylesini görmemiştik. dindar dediğin cahildir, köyünden yeni çıkmıştır, eziktir diye biliyorduk ama bu arkadaşlar bu algımızı tarumar etti" diyeceğiz. ama olmuyor olamıyor. örneğin bu arkadaşımız farkında bile olmadığım biriydi. avasas başlığını ziyaret etmese belki hiç fark etmezdim. işte dikkatimi çekmeyi becerebildi. gerçi yazdıklarını okumaya değer bulmuyorum ama bir yazısı dikkatimi çekti. şöyle bir göz atınca da nasıl muhteşem bir vaka ile karşı karşıya olduğumuzu anladım. paylaşmak istiyorum.

    menderes ozal erdogan triosu diye bir başlık açmış. şaşırmayın başlık da açabiliyorlar. tebrik edin. o kadar uzun yazıyı okumaya kasıp da vaktinize kıymayın. ben kıydım. sadece bir iki şey göstereceğim. en azından kendisi de okursa öğrenir de yanlışlarını düzeltir, millete yanlış bilgi vermekten utanır. öyle yanlış bilgilerle entelektüel imajı vermeye çalışmaz en azından.

    evvet mevzuya giriyoruz:

    "nato, bm üyelikleri gibi küresel bazda ses getiren organizasyonlara katılım, sınai kalkınma ve ekonomik inkişafın kıvılcımlarının atıldığı 10 yıllık başbakanlık döneminde, mali ve teknik gelişmelerin yanında resmi ideoloji hegomonyası altında ezilen dini kimliklerin ve aidiyetliklerin halk tabanında yeniden kazanılmasını sağlayan bir sürece imza atmıştır." buyurmuş. adnan menderes'ten bahsediyor. cümle biraz karışık ama şair adnan menderes döneminde türkiye'nin nato ve bm üyesi olduğunu ifade etmek istiyor.

    biraz siyasal tarih bakıyoruz. bm'nin kuruluşu 1945. türkiye de kurucu üyelerden. adnan menderes'in başbakan olmasından beş sene önce türkiye bm üyesi olmuş yani. nato'nun kuruluşu 1949. türkiye 11 mayıs 1950'de üyelik başvurusu yapıyor. başvuru yapıldığı tarihte tek parti (chp) iktidarı var. üç gün sonra demokrat parti seçimi kazanıyor. bu arada dp seçim kampanyasında chp'yi nato üyeliği için uğraşmamakla eleştirmiş, kendisi iktidara gelince de ikinci bir başvuru yapmış. neyse 18 şubat 1952'de türkiye ve yunanistan birlikte üye olmuşlar. bugünlük bu kadar siyasal tarih dersi yeter. haydi mescite.
  • (bkz: aidiyetlik)
  • başbakanı seven yazar.
hesabın var mı? giriş yap