• bir rene guenon kitabı. doğu düşüncesi ve değerlerini, (özellikle islami kavramlar) batıya anlatmanın, benzer özellikleri dolayısıyla hint düşüncesi yoluyla mümkün olabileceğine inanan guenon, doğunun tasavvuf değerlerini batının düşünce mekanizmalarına uyarlamaya çalışır. bu niteliği itibariyle cemil meriç in umrandan uygarlığa eserine benzer.
  • içerisinde çok önemli bulduğum söz öbeklerinin olduğu, yazarı fransız rené guénon'un yazdığı kitap.

    ''bir tür doğası itibarıyla geleneksel olan herşeye en büyük saygıyı gösteren çinli, başka bir ortama girdiğinde, ona orada geleneksel olarak görünen şeyleri can-ı gönülden kabul edecektir. oysa batı'da, sadece din bu özelliği taşımakta olduğu için o da dini böyece -ancak tabii ki, yüzeysel ve geçici olarak- kabul edecektir. hiçbir zaman tamamen gönlünden çıkarmamış olduğu -zira, ondaki 'ırk' tutkusu böyle birşeye meydan vermeyecek denli güçlüdür- ona yurduna döndüğünde, aynı çinli, geçici olarak kurallara uyduğu o din ile artık hiç ilgilenmeyecektir. zira o, bu dini hiç de başkaları gibi dini bir tarz olarak görmemiştir.''

    ''daha önce niçin yahudilik, hristiyanlık ve müslümanlığın oluşturdukları bileşimin dışında tam olarak dinden söz etmenin güç olduğunu -ki bu da, bu sözcüğün bugün ifade ettiği anlayışın özgün yahudilik kökenli olduğunu teyid eder- belirtmiş olduğumuz şimdi anlaşılabilir. bu sözünü etmiş olduğumuz ve temel öğenin başka hiçbir yerde aynı geleneksel kavrayış içinde bir araya gelmemiş olmalarından dolayıdır. nitekim, çin'de -iki ayrı geleneğin bünyesinde temsil edilen- entelektüel ve sosyal bakış açısının varlığını görüyoruz. fakat ahlaki bakış açısına hiç rastlamıyoruz.''

    ''dolayısıyla, gerçek metafiziğin, örneğin, nasıl fizik ya da fizyoloji ile alakası yoksa, psikolojiyle de alakası yoktur. bunlar doğa bilimleriyle -yani asli ve genel anlamıyla, fizik bilimleriyle- tamamen aynı niteliktedirler. açıktır ki, metafizik bir özel bilime hiçbir derecede bağımlı kalmaz. ona -onun ne olduğunu hiç bilmemelerinden başka bir özürleri olmayan- bazı filozofların yaptığı gibi, 'psikolojik' bir temel atfetmek, külliyi cüziye bağımlı kılmak demektir.''

    ''ahlaka anlam kazandıran dini bakış açısının dışında, tüm ahlak kuralları, mantıksal olarak, toplum yaşamını mümkün ve dayanılır kılmak için oluşturulmuş basit uzlaşmalardır.''

    ''saf metafizik aslında hiçbir sisteme bağlanmaz, zira tüm sistemler kapalı ve sınırlı anlayışlardır, az ya da çok dar bir biçimde tanımlanmış ve sınırlanmış olan biçimlerdir. öyle ki, bunlar da metafiziğin külliliğine hiç uymayan niteliklerdir.''

    ''... yani aslında, 'her sistem ne denli dar bir biçimde sınırlanmışsa ya da ne denli sistematik ise o denli yanlıştır.''

    ''zira bir konunun metafizik olması yeterli değildir, onun aynı zamanda metafizik olarak ele alınması, işlenmesi de gerekir''

    ''metafizik açıdan eksiksiz olan tüm doktrinlerde fiili bir tahakkuk, -onun sadece gerekli temelini oluşturan- teoriye eşlik eder ya da onu izler. yeterli teorik hazırlık olmadan hiçbir tahakkuk oluşturulamaz ve bu husus öğretide, zahiri ifadesine varıncaya kadar geçerlidir.''

    spesifik bir konu hakkında yorum: yazarın anlattığı metafizikteki teori-tahakkuk ilişkisinin, marksist diyalektikteki teori-pratik ve islam terminolojisindeki aksiyon-fikir ilişkisiyle zıt düştüğünü görüyoruz.

    kanımca islam ve marksizm bu konuda aynı öğretiyi savunuyor. marksizm, teorinin pratiğe göre şekillendiğini iddia ederken; islam da insanları aynı zamanda önce iman ederek aksiyona geçmelerini öğütlüyor.
hesabın var mı? giriş yap