• görüntü yoluyla değil, ses yoluyla kendini belli eden ruhsal varlıklara verilen isim.

    http://www.ghosthunter.com/evp/browncd/track05.mp3

    adresinde "get out of here!" şeklinde bağıran bir versiyonu dinlenebilir.

    edit: link kurbağa olmuş.
    edit 2: "get out of my house" diyen versiyonunu şuradan dinleyebilirsiniz.
  • electronic voice phenomena yada kisaca evp herhangi bir tur sesli aygitin bulundugu ortamda kayitdisi olarak ortaya cikan yada kaydedilen seslerin olusturdugu fenomenin adidir. bu seslerin normalde o ortamda yada kayitlarda bulunmuyor olmasi gerektiginden varolmalari paranormal bir aktivite olarak algilanmaktadir.

    konunun terim olarak hayat bulmasi 1959 yilinda yonetmen bir isvecli vatandasimizin film kayitlari esnasinda ses bantlarinda alakasiz seslere rastlamasi ve bunlari iyice arastirdiginda vefat etmis annesinin sesini de secebildigini iddia etmesi ile baslar. zaten yonetmen de bu noktadan sonra kendini bu olaya vermis, hatta konu ile iki kitap cikartmistir. sesle ilintili teknolojilerinin gelismesi ve konudan muzdarip kisilerin artmasi ile evp paranormal aktivitelerin arastirildigi en yaygin dallardan birisi olmus, ozellikle dijital kayit teknolojilerinin ve internetin devreye girmesi ile buyuk komunitelerin icine daldigi bir alan olarak ortaya cikmistir. olayda asil dikkati cekmesi gereken detay evp ornekleri ile karsilasan, yani gaipten sesler duymus olan insan sayisinin gun gectikce artmis olmasidir ki konu ile ilgili gerek ornekler, gerek olusmus olan komuniteler, gerekse arastirmalar gun gectikce artmaktadir.

    simdi ben paranormal olaylari sallamayan, metafizige de pek donup bakmayan biri olarak (ki bakiniz yazmisiz yakinlarda: hicbir dogaustu olaya inanmayan insan modeli/@vpr) oturup niye bu tanimi yapma geregi duydum? evp olayi ile sadece 5 dakika once terimsel olarak tanistim ve bu white noise adli filmin fragmanini sans eseri dinlemem ile oldu. konu beni resmen civiledi (burada acalim bir parantez, simdi bir fragman izleyip yada bir film izleyip tirsan bir sahsiyet degilim, hatta en saglam olarak adledilen korku filmlerini sallamam, karabasan marabasan yedim bitirdim, krali gelse kilim kipirdamaz. aile de öcü besledik, cocukluktan alistim, o acidan), cunku ben de olayi yakinlarda tecrube eden birisiyim ve bu olayin terimsel yayginligi beni soka ugratti.

    su satirlari son derece ciddi olarak yaziyorum, ki daha girizgahtan amerikan filmlerinde öcu gorup "dostum bana inanmalisin, bana cilgin muamelesi yapma" diyen sahsiyetler gibi hissettim kendimi. ofisimde aksam saat 8'den sonralara kalmak durumunda oldum birkac kere, ki o saatlere hemen herkes gitmis oluyor ve sensorlar vasitasi ile sonen isiklardan koca katta tek kaldigimi da anliyorum. yeni ofisime gectigim son alti aydir gec saatlere kaldigimda su ana kadar 5-6 kez basima gelen oldukca ilginc bir olay var; bilgisayarima bagli olan sabit hoparlorlerden alakasiz ve tanimlayamadigim sesler geliyor birkac saniyeligine. bir adam sesi, bir iki cumle ediyor ve cumleler ayni fakat anlayamiyorum net zira adamin agzinda yumurta varmis gibi cikiyor sesler hoparlorden. bu olayi ilk duydugumda sasirdim, dedim arka planda bir web sitesi mi kaldi yada yan odadan mi geldi. ayni ses bir iki kez daha tekrar edince sonralari iyice dumur oldum. olayin gerceklesme periyodu arttikca benim olayi cozmek icin yaptigim deneyler de artti; sesi net duyabilmek icin hoparlorun sesini sonuna kadar acmama, baglantiyi bilgisayardan kesmeme ve farkli herhangi bir kaynaktan gelmedigine emin olmamla beraber ne yaparsam yapayim ne sesin gelmesine etki edebildim, ne de seviyesinin artmasina. kisacasi hoparlorumden sabit bir yukseklikte tanimlayamadigim bir erkek sesi geliyor.

    olaydaki ironi su ki butun bu olaylar isvec'te gerceklesiyor, evp olayinin ilk meydana ciktigi dusunulen mekanda olmam konunun ilginc detayi yani. gelen sesin de turkce olmadigina da eminim, olsa anlardim herhalde ne dedigini. nispeten kit olan isveccem gelisene kadar sanirim sesi veren her ne ise pek anlasamayacagiz, kendisini de bosa yoruyor. hirs yapip gece kicimda simsekler cikartmasindan tirstim simdi ya, hayirli olsun.

    konunun detayi ile ilgilenenler icin kaynaklar:
    http://www.electronic-voice-phenomena.net/
    http://www.aaevp.com/

    entrinin ozeti: evp diye bir olay varmis, white noise diye bir film de geliyormus, ben de ofiste gaipten sesler duyuyorum sanirim, mealde anlam buldum.

    edit: tirsmiyorum artik, yok oyle bir olay.
  • digital signal processing öğrenme nedeni bile olabilir,allah korkutmasın.güzel bir passband filtre yazıp mehrumların dilini çözmek istiyor insan.
  • uzun uğraşlarım sonunda 14. günde yakalayabildiğim ilginç (tanımlanamayan) ses e verilen genel isim.
  • hoparlorden dididi din din dig dig zuzzzz ziuv tarzi sesler esligindearada benim de basima gelen olay. ha cep telefonunu cekince gecio nedense ama anlamadim. white noise denen filmi iste indirmeye baslamis bulunmaktayim..hadi bakalim.
  • kesinlikle rasyonel bulmadigim olgu. söyleki ünlü bir deyisin de dokundurma yaptigi gibi "yeterli sayida maymun ve daktilo ile shakespearein tüm yapitlari bir daha yazilabilir" tamamen random olan arka plan gürültüsü elbette yeterli süre dinlendiginde bu sekil mesajlar duyulabilecektir. ki kanimca da dünyada yapilan her türlü gürültü incelemesinde aslinda mesaj diye denk gelinen olgular baska bir sinyalin yarattigi interferancedan öte degildir.
    bunu da sürekli olarak uzayi dinleyen seti'den henüz bir sonuç çikmamasindan anlayabiliriz. ki seti olgusunda dünyadan belirli bir interferance girmesi söz konusu degildir. yeri gelmisken uzayli bulduk sinyal aliyoruz diye bagirisan seti proflarinin bulduklari bu sinyalin, bir rus uydusu oldugunu farketmeleri de çok zamanlarini almamisti.

    yine olayin bir baska boyutuna deginirsek, sürekli bu sekilde gürültü dinleyen bir insanin bir süre sonra halusilasyon görmeye baslamasi da çok olasidir. televizyonu açiniz statik bir gürültü bulunuz ve 24 saat bakiniz ekrana. bir de hafif alkol aldiysaniz 24 saate kalmadan ne inler ne cinler görürsünüz, emin olun.

    bu kavrama da white noise filmi ile denk geldim ki, filmi izlediginizde oradaki kisilerin pek de süpheci bilim adami mantalitesi gütmedikleri ve hatta southparkin the biggest douche in the universe bölümünde parmak basilan tipik medyum geyikleri çevirdiklerine de sahit olursunuz.
  • modern cagin en modern safsatalarindan biri. white noise in icinde insan sesi oldugunu iddia etmeden once white noise in ne demek oldugunu sorgulama geregi duymayan metafizik bunyeler ve bir hurafe ciksa da inaniversek diye ac bekleyen entellektuel ya$am formlari icin en guzel urban legend larin kaynagi bu olsa gerek. sen sinyal o kadar wiener filtering den gec, o kadar badire atlat sonra icinden olulerin hortlaklarin kayitlari ciksin. sonra iki tane alakasiz teknik aciklamayla olayin bilimsel altyapisi oldugunu one sursunler. kisacasi bu "uncorrelated" sinyallerin icinden o seslerin goruntulerin cikmasi mumkun degil, olay sadece algida secicilik biraz da macera durtusu olsa gerek. insan oglunun pattern recognition yetisi bu, namaz kilan agac da buluyor, allah yazan kutuk de, opu$en bulut da, sevi$en golge de.. * * *
  • her şey bir perşembe günü gitarımı elime almamla başlamıştı. amfiyi fişe, gitarı da amfiye bağladım. tam tellere vuracaktım ki o anda amfimden bazı sesler işitmeye başladım. bunlar çok garip seslerdi, sanki çalacağım şarkıları daha önceden biliyor gibiydiler.* çok şaşırmıştım. hemen olayı araştırmaya koyuldum. evime beş tane amfi alıp* hepsine birer gitar bağlamak üzere bekler gibi yaptım. hepsinden de aynı ses geliyordu, üstelik seslerini açıp kapamaya çalışmam da seslere etki etmiyordu. sonra birden kulağıma tanıdık bir ses geldi. sesin ne olduğunu anlamamla dumurlardan dumurlara koşmam bir olmuştu. ses bana açıkça şöyle söylüyordu: cıncınıcınının cınının rock fm!
  • "white noise" isimli filmden ilhamla bu konu hakkında soracağım soru yahut kafamı kurcalayan mesele şu dur ki; bu ruhlar, ölüler, cinler şeytanlar niçin mesajlarını böyle zar zor bir mana verilebilecek korkunç cızırtılar, gürültüler böğürtülerin arasında iletmeye çalışıyor, bizi hem ürkütüp hem de sanki hayalgücümüzü kullanıyormuşuz gibi hissetmek zorunda bırakıyorlar, yani mesela bu fenomenin konu edildiği filmde de olduğu üzere kahramanımızın müteveffa eşi niyçın öyle karıncalı, trt yanını bittikten sonraki 80li yıllar siyah beyaz tevesi içinde hayal meyal belli belirsiz görüntü içinden gül cemalini gösteriyor, kahramınıza katilin yerini bir türlü anlaşılır şekilde iletemiyordu anlayamadım, ruhlar aleminde teknoloji 80'lı yıllarda mı kaldı, bir adet premiyer dijital uydu alıcısı (aslında durumumuzda vericisi) düzeyinde teknolojik ilerleme gerçekleşmedi mi? * yani bu hanımefendi ruhlar aleminden anlaşılır bir görüntü ile tecelli etse,

    "bey; katil jonathan sokak 17/12'de bu arada ölmeden önce komşularda gün yaparak biriktirdiğim altınları da mutfak dolabında teflon tava setinin içine gizlediydim, onunla çocuğa bisiklet al"

    gibisinden mesajını açık ve net bir şekilde iletiverse çok mu zordur ruhlar alemi telekom şirketi için, muhtemelen orda da özelleştirme karşıtları yüzünden telekom frekans ihalesini bir türlü yoluna koyamamıştır belki de ondandır bilemiyorum. ruhlar alemi teknolojisi demişken bu ruhlar bizler daha böyle manyetik kayıt yapamazken mesajlarını nasıl iletiyordu, mesela kağıt öncesi dönemde taş tabletlere böyle anlaşılması zor ve ürkütücü şekilller kakıyorlar mıydı sır kapısınca cevaplanması gereken sorudur. cd raytırla cd yazarken acaba araya girip lazer teknolojisi de kullanacaklar mıdır? sadettin teksoy'u göreve çağırıyorum.
  • www.evpvoices.com adresinden de sesleri dinleyip yorumu kendiniz yapabilirsiniz..
hesabın var mı? giriş yap